Ali Fikri Yavuz Meali |
|
1: Rahmân, | |
2: Kur’an’ı öğretti. | |
3: İnsanı yarattı; | |
4: Ona beyanı (iç duyguların ifadesini) ilham etti. | |
5: Güneş ve ay (menzillerinde ettikleri hareket) hesablı... | |
6: Nebat da, ağaç da (yaratılışları icabı hep Rahmâna) secde ederler, (emrine boyun eğerler). | |
7: Göğü ise, yükseltti ve ölçüyü koydu, | |
8: Ki ölçü ve adaletle hududu aşmıyasınız. | |
9: Bir de tartıyı adaletle tutun da teraziyi noksan etmeyin. | |
10: Arzı da (bütün) mahlûkat için alçaltıb döşedi. | |
11: Orada meyva çeşitleri, tomurcuklu hurma ağaçları; | |
12: Samanlı hububat, hoş kokulu nebatlar var. | |
13: O halde (ey cinler ve insanlar!) Rabbinizin hangi nimetlerini edersiniz inkâr? | |
14: O (Rahmân), insanı (onun aslı olan Adem’i) yanmış kerpiç gibi kuru bir çamurdan yarattı. | |
15: Cinlerin babasını da dumansız bir ateşten yarattı. | |
16: O halde (ey cinler ve insanlar), Rabbinizin hangi nimetlerini edersiniz inkâr? | |
17: O (Rahmân), hem (güneşin yaz ve kış) iki doğuş yerinin, hem iki batış yerinin, (bütün cihetlerin hâkimi ve) Rabbidir. | |
19: (Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar. | |
20: (Fakat) birbirlerine karışmağa engel (Allah tarafından) bir perde var. | |
22: O (tuzlu) denizlerden inci ile mercan çıkar. | |
23: O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini edersiniz inkâr? | |
24: Onundur, denizde yüksek dağlar gibi akıp giden gemiler... | |
26: Yeryüzünde olan her canlı fanidir. | |
27: Fakat azamet ve ikram sahibi olan Rabbinin zâtı bakîdir. | |
29: O’ndan dilenir göklerde ve yerde olan. Her gün, O, yeni bir icadda olan... | |
31: Yakında sizi hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar!... | |
33: Ey cinler ve insanlar topluluğu? Gücünüz yeterse, göklerin ve yerin etrafından çıkıp gidin, (kaçarak ölümden kurtulun). Çıkıp kurtulamazsınız; ancak bir kuvvetle... (Fakat bu kuvvet nerede? buna gücünüz yetmez.) | |
35: (Kabirlerinizden çıktığınız zaman) üstünüze saf ateşten bir alevle, bir duman salıverilir; (ve onlar, sizi mahşere sevkederler). Onları engelleyib kurtulamazsınız. | |
37: Artık gök yarılıb da, yağ gibi eriyip kızaran bir gül rengine büründüğü zaman, | |
38: Rabbinizin hangi nimetlerini sayarsınız yalan? | |
39: (Semâ yarıldığı zaman, herkes sîmasından tanınacağı için) o gün ne insana, ne cinne günahı sorulmıyacak, (sual mahşerde olacak.) | |
41: Mücrimler (müşrikler) sîmalarından tanınır da yakalanır perçemleriyle ayaklarından... | |
42: O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini sayarsınız yalan? | |
43: İşte bu, mücrimlerin yalan saydıkları cehennem... | |
44: Onlar, bu ateş ile harareti en yüksek dereceye ulaşmış kaynar su arasında dolaşırlar. | |
46: (Hesab için) Rabbi huzurunda durmaktan korkan için iki cennet var, (biri insanlara, diğeri cinlere ait). | |
48: O cennetlerin her ikisi de türlü ağaçlı ve meyvalıklıdır. | |
50: O cennetlerde akar iki kaynak var. | |
52: (Cennetlerin) ikisinde de her meyveden çift çift (kuru ve yaş) var. | |
54: (Rableri huzurunda hesap vermekten korkanlar), astarları kalın ipekten olan yaygılar üzerinde yaslanıp oturarak nimetlenirler. Her iki cennetin meyvalarının toplanışı da yakından... (Zahmetsizce alınabilecek şekilde pek yakın). | |
56: O cennetlerde, gözlerini kocalarından başkasına çevirmiyen hanımlar vardır ki, bu kocalarından önce, kendilerine ne bir insan dokunmuştur, ne de bir cin?! | |
58: Sanki o hanımlar, (saflık ve beyazlıkta, birer) yakut ve mercan... | |
60: İyiliğin karşılığı ancak iyiliktir. | |
62: Bu iki cennetden başka (onlar için daha) iki cennet var. | |
64: Her ikisi koyu yeşildirler, onlar... | |
66: İçlerinden fışkıran iki şadırvan... | |
68: (O diğer iki cennetin) içlerinde çeşitli meyveler, hurma ve nar var. | |
69: O halde, (ey insanlar ve cinler), Rabbinizin hangi nimetlerini edersiniz inkâr? | |
70: Cennetlerin hepsinde huyları iyi olan güzel yüzlü hanımlar... | |
72: Çadırlarda (kocalarına) hasredilmiş hûriler var... | |
74: Onlara, kocalarından önce ne insan dokunmuştur, ne cin?! | |
76: (Kocaları) yeşil yastıklara ve güzel yaygılara yaslanarak nimetlenirler. | |
78: Azamet ve ikram sahibi olan Rabbinin ismi, ne yücedir aşikâr! | |