Ahmed Hulusi Meali |
|
1: Rahmân (El Esmâ ül Hüsnâ ile işaret edilen tüm özelliklerin sahibi), | |
2: Talim etti Kurân'ı (Esmâ mertebesindeki özellikleri oluşturdu). | |
3: Halketti İNSAN'ı, | |
4: Öğretti ona beyanı (Esmâ özelliklerini insanda açığa çıkardı); (Hz. Âli'nin deyişiyle "'İnsan', konuşan Kur'ân" oldu. ) | |
5: Güneş (kavrayış) ve Ay (duygu - hissediş) (Bi-) hesap iledir (mertebelerledir). | |
6: Necm (yıldız - fikirler) ve ağaç (beden) secdededirler (Esmâ indînde "yokluk" hâlindedirler). | |
7: Semâyı (bilinci; Levvâme mertebesinden Mardiye mertebesine kadar) yükseltmiş ve mîzanı (vahdet - kesret değerlerini dengeli yaşama özelliğini) yerleştirmiştir. | |
8: Ki o mîzanda haksızlık etmeyesiniz (dengede biri ağır basarak diğerinden mahrum kalmayasınız). | |
9: Değerlendirmeyi (Ulûhiyet hükümlerine göre) adaletle yaşayın ve mîzanı dengelemede yanlış yaparak hüsranı yaşamayın! | |
10: Arz (Beden) ki, mahlûkatı (mikro evreni) onda oluşturdu! | |
11: Bir meyve (insan) var onda (arzda); tomurcuklu (açılıma hazır) hurma ağacı (beyin)! | |
12: Filizlenmiş tohumlar (uç vermiş hakikat fikirleri) ve hoş kokulu bitkiler (insanî hakikatin getirisi davranışlar) var. | |
13: Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluşturan Esmâ özelliklerinin - şuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? | |
14: Yarattı insanı (bedenini) pişmiş kuru balçıktan (elementler). | |
15: Cann'ı (cin sınıfını - görünmez varlıkları) da dumansız ateşten (radyasyon - ışınsal enerji - elektromanyetik dalga bedenli) yarattı. | |
17: İki doğuş yerinin (dünya ve ölüm ötesi yaşam boyutu) Rabbidir ve iki batış yerinin (dünya ve kabir âlemi) Rabbidir. | |
19: Salmıştır (melekiyet ve hayvaniyet; şuur ve bilinç) iki denizi; kavuşup kucaklaşıyorlar. | |
20: Aralarında bir berzah var, birbirinin sınırını aşamıyorlar (ikisi de kendi boyutunda gereğini yaşıyor). | |
22: Çıkıyor onlardan inci ve mercan (çeşitli özellikler). | |
24: O'nundur, denizde (Hakikat ilminde) inşa olunmuş, dağlar gibi (oluşturulmuş benliklerle yaşamda) akıp giden gemiler (bedenler)! | |
26: Arzda (bedensel yaşamda) kim varsa hepsi fânidir (her bedendeki nefs - bilinç ölümü tadar). | |
27: Zül'Celâli vel'İkrâm Rabbinin vechidir (Esmâ mânâları) Bakıy olan! | |
29: Semâlarda ve arzda ne varsa O'ndan talep eder; "HÛ" her "AN" yeni iştedir! | |
31: Yarın sizinle kalacağız (hesap için) ey suç yüklü ins ve cin topluluğu! | |
33: Ey cin ve ins topluluğu! Semâlar ve arzın aktarından (bedenlerinizin çekim gücünden) çıkıp gitmeye gücünüz yeterse, hadi çıkın gidin (bedensiz yaşayın)! Kudretiniz olmadıkça (kudret sıfatı sizde açığa çıkmadıkça) geçip gidemezsiniz! | |
35: İkinizin de üzerine Nâr'dan alev ve duman (bilinç bulanıklığı) irsâl edilir de başarılı olamazsınız! | |
37: (Ölüm esnasında) semâ (benlik bilinci) parçalanarak yanık yağ rengi alıp, gül misali (hakikat müşahede edildiğinde)! | |
39: İşte o süreçte ne ins ne de cin türü suçundan sorulmaz (doğal olarak yaptıklarının sonuçlarını yaşamaya başlarlar)! | |
41: Suçlular sîmalarından (huylarının oluşturduğu görünümden) tanınırlar da; alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar. | |
43: İşte bu, suçluların kendisini yalanladığı cehennemdir! | |
44: Onunla (cehennemî kayıtlarla) kaynar su (şartlanmalarının getirdiği yakıcı değer yargıları) arasında dönüp dururlar. | |
46: Rabbinin makamından korkan kimse için iki cennet (fiil ve hissediş - mânâ cennetleri) vardır. | |
48: (İki cennet de) çeşitli dallara (yaşam özelliklerine) sahiptir. | |
50: İkisinde de iki kaynak akıp gider! | |
52: (O cennetlerin) ikisinde de her meyveden (marifetten) iki tür (zâhirî ve bâtınî olarak) vardır! | |
54: Astarları atlastan döşeklere yaslanırlar. . . İki cennetin meyvelerinin toplanması çok kolaylıkladır! | |
56: Onlarda eşlerinden başkasını görmeyenler (yapılar) vardır ki, daha önce kendilerini ne ins ne de cann (cin türü) dokunup (beşerî - şeytanî fikir ve duygularla) kirletmiştir! | |
58: Onlar sanki yakut ve mercandırlar. | |
60: İhsanın (Hakk'ı görürcesine kulluğun) cezası sadece ihsan değil midir? | |
62: İki cennet dûnunda iki cennet daha vardır. | |
64: Yemyeşildirler! | |
66: İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak (Rabbanî tecelliler)! | |
68: İkisinde de meyve, hurma (Hakkanî vasıfların açığa çıktığı şuuru temsilen) ve nar (tek bilincin tasarruf ettiği çok beden yaşamını temsilen)! | |
70: (O cennetlerin) içlerinde en muhteşem, en güzeller. | |
72: Yalnız eşlerine hasredilmiş huriler (Hakkanî vasıfları açığa çıkaran bilinçlerin tüm istek ve arzularını yerine getirecek kapasite ve olanaklarla oluşturulmuş eşler - bedenler. Bakınız 13. Ra'd: 35, 47. Muhammed: 15)! | |
74: Daha önce onlara ne ins ne de cann (cin) dokunup (beşerî - şeytanî fikir ve duygularla) kirletmiştir! | |
76: Yeşil refrefe ve harikulâde güzel işlemeli parlak döşeklere yaslanırlar. | |
78: Zül'Celâli vel'İkrâm Rabbinin ismi ne mübarek - ne yücedir! | |