Abdulbaki Gölpınarlı : Derken kuluna vahyetti, ne vahyettiyse. Adem Uğur : Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. Ahmed Hulusi : Böylece kuluna vahyettiğini vahyetti. Ahmet Tekin : Allahın kendisine tevdî ettiği vahiy emanetini, Allah’ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah’a bağlanan, saygılı kulu Muhammed’e vahiy yoluyla iletti. Ahmet Varol : Derken (Allah'ın) kuluna vahyettiğini vahyetti. Ali Bulaç : Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti. Ali Fikri Yavuz : (Cebrâil) vahy etti Allah’ın kuluna vahy ettiğini!... Bekir Sadak : Allah o anda kuluna vahyedecegini etti. Celal Yıldırım : Kuluna vahyettiğini etti. Diyanet İşleri : Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti. Diyanet İşleri (eski) : Allah o anda kuluna vahyedeceğini etti. Diyanet Vakfi : (10-11) Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı. Edip Yüksel : Ve sonra kuluna ne bildirilecekse onu vahyetti. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : kuluna verdiği vahyi verdi. Elmalılı Hamdi Yazır : Verdi kuluna verdiği vahyi Fizilal-il Kuran : O anda Allah dilediği mesajı Kul'una vahyetti. Gültekin Onan : Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti. Hasan Basri Çantay : (Allahın) kuluna vahy etdiği neyse onu vahyetdi. Hayrat Neşriyat : İşte (Allah) kuluna vahyettiğini, vahyetti. İbni Kesir : O vakit kuluna vahyedeceğini etti. İskender Evrenosoğlu : Böylece O'nun kuluna vahyedeceği şeyi vahyetti. Muhammed Esed : Böylece (Allah), vahyedilmesini uygun gördüğü her şeyi kuluna vahyetmiş oldu. Mustafa İslamoğlu : İşte (Allah)'ın kuluna vahyettiğini böylece iletmiş oldu. Ömer Nasuhi Bilmen : Hemen (Allah Teâlâ'nın) kuluna vahyettiğini vahyetti. Ömer Öngüt : O anda kuluna vahyedeceğini vahyetti. Şaban Piriş : O anda (Allah’ın) kuluna vahyettiğini iletti. Suat Yıldırım : O da kuluna vahyetmek istediği her şeyi vahyetti. Süleyman Ateş : Kuluna, vahyettiğini vahyetti. Tefhim-ul Kuran : Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti. Ümit Şimşek : Vahyedilecek şeyi Allah'ın kuluna vahyetti. Yaşar Nuri Öztürk : Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.