Bekir Sadak Meali |
|
1: (1-7) Tur'a, yayilmis ince deri uzerine satir satir dizilmis Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yukseltilmis tavan gibi goge, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabi hic suphesiz gelecektir. | |
8: Onu savacak yoktur. | |
9: (9-12) Gogun sarsildikca sarsilacagi, daglarin yurudukce yuruyecegi gun; iste o gun, daldiklari yerde eglenip oyalanarak kiyameti yalanlayanlara yazik olacak! | |
13: (13-14) Cehennem atesine itildikce itildikleri gun, onlara: «Iste yalanlayip durdugunuz ates budur; | |
15: (15-16) Bu bir buyu mudur, yoksa hala gormez misiniz? Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artik birdir; ancak islediklerinizin karsiligini goruyorsunuz» denir. | |
17: (17-18) Allah'a karsi gelmekten sakinanlar, suphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler icindedirler. Rableri onlari cehennem azabindan korumustur. | |
19: (19-20) Onlara soyle denir: «Islediklerinizden oturu, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin icin.» Onlara, ceylan gozlu esler veririz. | |
21: Inanan, soylari da inancta kendilerine uyan kimselere soylarini da katariz. Onlarin islediklerinden hicbir sey eksiltmeyiz. Herkes kazancina baglidir. | |
22: Cennette olanlara diledikleri meyve ve etten bol bol veririz. | |
23: Orada kadeh tokustururlar; fakat bunda ne bir sacmalama, ne de bir gunaha girme vardir. | |
24: Sedefteki inciler gibi olan gencler yanlarinda dolasirlar. | |
25: Birbirlerine donup sorusurlar: | |
26: (26-28) «Dogrusu bundan once ailemizin yaninda bile korku icindeydik; Allah lutfedip bizi kavurucu azabdan korudu; dogrusu bundan once de O'na yalvariyorduk; suphesiz O, iyilik yapandir, aciyandir» derler.* | |
29: Ogut ver; Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin. | |
30: Yoksa senin icin soyle mi derler: «sairdir, zamanin onun aleyhine donmesini gozluyoruz.» | |
31: De ki: «Gozleyin, dogrusu ben de sizinle beraber gozlemekteyim.» | |
32: Bunu onlara akillari mi buyuruyor? Yoksa onlar azgin bir millet midirler? | |
33: Yahut: «Onu kendi uydurdu» diyorlar oyle mi? Hayir, inanmiyorlar. | |
34: Eger iddialarinda samimi iseler Kuran'in benzeri bir soz meydana getirsinler. | |
35: Onlar, yaratan olmaksizin mi yaratildilar yoksa yaratanlar kendileri midir? | |
36: Yoksa gokleri ve yeri kendileri mi yarattilar? Hayir, Allah'a kesin olarak inanmiyorlar. | |
37: Yoksa Rabbinin hazineleri onlarin yaninda midir? Yoksa onlar mi ise hakimdirler? | |
38: Yoksa, uzerine cikip vahiy dinledikleri bir merdivenleri mi var? Oyleyse, dinleyenleri acik bir delil getirsin. | |
39: Demek kizlar Allah'in, ogullar sizin oyle mi? | |
40: Yahut sen onlardan bir ucret istiyorsun da onlar agir bir borc altinda mi kaliyorlar? | |
41: Veya, gorulmeyeni bilmek kendilerine aittir de, onlar mi yaziyorlar? | |
42: Yoksa bir tuzak mi kurmak istiyorlar? Ama o tuzaga yakalanacak olanlar inkar edenlerdir. | |
43: Yoksa Allah'tan baska bir tanrilari mi vardir? Allah, onlarin ortak kosmalarindan munezzehtir. | |
44: Gokten azap olarak dusen bir parca gorseler: «Bulut kumesidir» derler. | |
45: Carpilacaklari gune erismelerine kadar onlari birak. | |
46: O gun, duzenleri kendilerine bir fayda vermez; yardim da gormezler. | |
47: Zulmedenlere, suphesiz, bundan baska da azap vardir; fakat onlarin cogu bilmezler. | |
48: Rabbinin hukmu yerine gelinceye kadar sabret; dogrusu sen, Bizim nezaretimiz altindasin; kalkarken Rabbini overek tesbih et; | |
49: Geceleyin ve yildizlar kaybolurken de O'nu tesbih et. * | |