Ömer Öngüt Meali |
|
1: Andolsun Tur'a! | |
2: Satır satır yazılmış Kitab'a andolsun! | |
3: Yayılmış ince deri üzerinde, | |
4: Beyt-i Mâmur'a andolsun! | |
5: Yükseltilmiş tavana andolsun! | |
6: Kabarıp taşan denize andolsun! | |
7: Rabbinin azabı mutlaka meydana gelecektir. | |
8: Onu önleyecek hiçbir şey yoktur. | |
9: O gün gök sallanıp çalkalanır. | |
10: Dağlar yürüdükçe yürür. | |
11: (Hakikatı) yalanlayanların vay haline o gün! | |
12: ki, onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar. | |
13: O gün cehenneme itildikçe itilirler. | |
14: İşte yalanlayıp durduğunuz cehennem budur! | |
15: "Bu bir büyü mü, yoksa siz mi görmüyorsunuz?" | |
16: Girin oraya! İster dayanın ister dayanmayın, sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza göre ceza göreceksiniz. | |
17: Muttakiler cennetlerde ve nimetler içindedirler. | |
18: Rablerinin kendilerine verdikleri ile zevk ve sefa sürerler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. | |
19: Yaptıklarınıza karşılık olarak âfiyetle yiyin için! | |
20: Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Biz onları ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir. | |
21: İman edenleri ve kendilerini iman ile takip eden zürriyetlerini kavuştururuz. Onların amellerinden de hiçbir şey eksiltmemişizdir. Herkes kazandıklarına karşılık bir rehindir. | |
22: Onlara canlarının istediği meyveden ve etten bol bol veririz. | |
23: Orada birbirlerinden kadeh alıp verirler. Amma onu içenler ne boş bir söz söylerler, ne de günaha girerler. | |
24: Kendilerine âit hizmetçiler sedefteki inciler gibi fırıl fırıl etraflarında dönerler. | |
25: Birbirine dönüp soruşurlar. | |
26: Derler ki: "Biz daha önce dünyada iken âilelerimizin yanında korkular içinde idik. " | |
27: "Allah lütfedip bizi kavurucu azaptan korudu. " | |
28: "Biz bundan önce de O'na yalvarıyorduk. Şüphesiz ki O iyilik yapandır, merhamet edendir. | |
29: Resulüm! Sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun. | |
30: Yoksa onlar senin için: "Bu bir şâirdir. Zamanın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz. " mu derler? | |
31: De ki: Gözleyin! Doğrusu ben de sizinle beraber gözleyenlerdenim. | |
32: Bunu onlara akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudurlar? | |
33: Yoksa: "Onu kendisi uydurdu!" mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmezler. | |
34: Eğer onlar doğru sözlü iseler, onun benzeri bir söz getirsinler! | |
35: Onlar yaratıcısız mı yaratıldılar, yoksa kendileri midir yaratıcıları? | |
36: Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır! Onlar düşünüp kesin olarak Allah'a inanmıyorlar. | |
37: Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da her şeye hâkim olanlar onlar mıdır? | |
38: Yoksa onların, üzerine çıkıp dinledikleri merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri apaçık bir delil getirsinler. | |
39: Yoksa kızlar O'nun, oğullar da sizin öyle mi? | |
40: Resulüm! Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden ağır bir borç altında mı kalıyorlar? | |
41: Yoksa gayba âit bilgiler yanlarında da onlar kendileri mi yazıyorlar? | |
42: Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl tuzağa düşecek olanlar inkâr edenlerdir. | |
43: Yoksa onların Allah'tan başka bir ilâhı mı var? Allah onların koşmakta oldukları ortaklardan münezzehtir. | |
44: Gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler: "Birbiri üzerine yığılmış buluttur. " derler | |
45: Artık çarpılacakları günlerine erişinceye kadar bırak onları! | |
46: O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermez, onlara yardım da olunmaz. | |
47: Ve o zulmedenlere şüphe yok ki bundan başka da azap vardır. Ne var ki onların çoğu bilmezler. | |
48: Resulüm! Rabbinin hükmüne sabret. Şüphesiz ki sen bizim hıfz-u himayemizde, gözetimimiz altındasın. Kalkarken Rabbini hamd ile tesbih et. | |
49: Gecenin bir kısmında ve yıldızlar kaybolurken de O'nu tesbih et. | |