Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
|
1: Kasem olsun o Tura | |
2: Yazılmış bir kitaba | |
3: Ve yayılmış bir verakta | |
4: Ve beyti ma'mûra | |
5: Ve sakfi merfûa | |
6: bahri mescûre ki | |
7: Rabbının azâbı olacak muhakkak | |
8: Yoktur onu hiç bir def'edecek | |
9: O gün ki Sema bir çalkanış çalkanır | |
10: Dağlar da bir yürüyüş yürür | |
11: Vay artık o gün o yalan diyenlere | |
12: Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar | |
13: O gün ki Cehenneme bir kakılış kakılacaklar | |
14: İşte diye: bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş | |
15: Bu da mı sihir? Yoksa siz görmüyor musunuz? | |
16: Yaslanın ona bakalım, ister sabredin, ister etmeyin, artık hepsi bir, hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz | |
17: Fakat korunan müttakıler Cennetler, ni'metler içinde | |
18: Rablarının kendilerine verdiği ile zevkyab olmaktadırlar, rabları korumuştur da onları o Cahim azâbından | |
19: Yeyin için, afiyetler olsun çalıştığınız için | |
20: Dayanarak, sıra sıra dizilmiş a'lâ koltuklara, eş etmişizdir de kendilerine güzel iri gözlü hurîleri | |
21: Ve İyman edenleri ki zürriyyetleri de iyman ile arkalarından gelmiş, zürriyyetlerini kendilerine ilhak etmişizdir, bununla beraber kendilerine amellerinden hiçbir şey eksiltmemişizdir, herkes kazancına bağlıdır. | |
22: Bir de onlara bir meyve ve içlerinin çekeceği bir et yetiştirmekteyizdir. | |
23: Orada bir peymâne çekiştirirler ki ne bir saçmalama vardır onda ne bir günaha sokma | |
24: Bırıl bırıl da üzerlerine döner kendilerine mahsus hizmetciler, sanki sadeflerinde saklı inciler | |
25: Ve ba'zısı ba'zısına dönmüş soruşuyorlardır | |
26: Demektedirler: Evet biz bundan evvel ehlimizde korkular içinde idik. | |
27: Bakınız Allah bize lûtfetti ve bizleri o semûm azâbından korudu. | |
28: Evet biz bundan evvel ona duâ ediyor korumasını istiyorduk, hakikat o öyle keremkâr öyle rahîm | |
29: O halde va'z-u tezkire devam et, çünkü sen, rabbının ni'meti hakkı için, ne kâhinsin ne de mecnun | |
30: Yoksa «bir şâir biz ona «reybul menun»u gözetiyoruz» mu diyorlar? | |
31: De ki: Gözetin, çünkü ben de sizinle gözetenlerdenim. | |
32: Yoksa onlara bunu (bu tenakuzu) akılları mı emrediyor? Yoksa azgın bir kavım mıdırlar? | |
33: Yoksa onu (o Kur'anı) kendisi uydurmakta mı diyorlar? Hayır kendileri inanmazlar | |
34: Haydi onun gibi bir söz getirsinler, doğru iseler | |
35: Yoksa kendileri «lâ şey»den mi yaratıldılar? Yoksa yaratan onlar mıdırlar? | |
36: Yoksa Gökleri ve Yeri mi yarattılar? Hayır iykan ehli değiller | |
37: Yoksa rabbının hazîneleri onların yanında mı? Yoksa onlar mı istiylâ etmişler? | |
38: Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da ondan dinliyorlar mı? Öyle ise dinleyicileri beyan edecek bir bürhan getirsin | |
39: Yoksa kızlar ona oğullar size öyle mi? | |
40: Yoksa kendilerinden bir ücret istiyorsun da cereme vermekten ezilmekteler mi? | |
41: Yoksa gayb onların yanında da onlar mı yazıyorlar? | |
42: Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenler kendileri o tuzağa düşeceklerdir. | |
43: Yoksa onların Allahdan başka bir ilâhları mı var? Allah onların koştukları şirklerden münezzehtir. | |
44: Hem onlar Semadan bir kıt'ayı düşerken görseler, teraküm etmiş bir bulut diyecekler | |
45: O halde bırak onları ta o çarpılacakları günlerine kadar | |
46: O gün ki hiçbir tedbirlerinin kendilerine zerrece faidesi olmıyacaktır ve hiçbir suretle kurtarılmıyacaklardır. | |
47: O zulmedenlere ondan beride de bir azâb vardır velâkin pek çokları bilmezler | |
48: Hem rabbının hukmüne sabret çünkü sen bizim nezaretimiz altındasın, kalktığın sırada rabbına hamd ile tesbih eyle, | |
49: geceden de tesbih et ona, hem de nücumun idbarı sıra. | |