CONJ – prefixed conjunction wa (and) COND – conditional particle الواو عاطفة حرف شرط
مسه
م س س | MSS
MSH
messehu
kendisine dokunursa
touches him
Mim,Sin,He, 40,60,5,
V – 3rd person masculine singular perfect verb PRON – 3rd person masculine singular object pronoun فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الشر
ش ر ر | ŞRR
ÆLŞR
ş-şerru
bir şer
the evil
Elif,Lam,Şın,Re, 1,30,300,200,
N – nominative masculine singular noun اسم مرفوع
فيئوس
ي ا س | YÆS
FYÙWS
feyeūsun
hemen üzülür
then he gives up hope
Fe,Ye,,Vav,Sin, 80,10,,6,60,
REM – prefixed resumption particle N – nominative masculine singular indefinite noun الفاء استئنافية اسم مرفوع
قنوط
ق ن ط | GNŦ
GNWŦ
ḳanūTun
ümitsiz olur
(and) despairs.
Gaf,Nun,Vav,Tı, 100,50,6,9,
N – nominative masculine indefinite noun اسم مرفوع
Konu Başlığı: [41:49-51] İyi Gün veya Kötü Gün Dostları
Abdulbaki Gölpınarlı : İnsan, hayır istemekten hiç usanmaz ve bir şerre uğrarsa da iyiden iyiye yeise düşer, ümitsizliğe kapılıp gider.
Adem Uğur : İnsan hayır istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir.
Ahmed Hulusi : İnsan hayır istemekten usanmaz. . . Eğer ona şerr dokunsa, hemen ümitsizce karamsarlaşır!
Ahmet Tekin : İnsan iyilik, hayır istemekten usanmaz. Kendisine bir kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer.
Ahmet Varol : İnsan iyiliği istemekten bıkmaz. Ama kendine bir kötülük dokunduğunda hemen karamsarlığa düşer, ümitsiz olur.
Ali Bulaç : İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, ye'se düşen bir umutsuzdur.
Ali Fikri Yavuz : (Kâfir olan) insan, hayır (mal, evlâd, zenginlik ve sıhhat) istemekten usanmaz da, kendisine bir darlık dokunuverirse, hemen ümidi keser, ye’se düşer.
Bekir Sadak : Insan, iyilik istemekten usanmaz da, kendisine bir kotuluk gelince umutsuzluga duser, meyus olur.
Celal Yıldırım : İnsan, hayır ve iyilik istemekten usanmaz. Ama kendisine kötülük dokununca ümitsizliğe düşer de ye'se kapılır.
Diyanet İşleri : İnsan, hayır (mal, mülk, genişlik) istemekten usanmaz. Fakat başına bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer, yıkılır.
Diyanet İşleri (eski) : İnsan, iyilik istemekten usanmaz da, kendisine bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer, meyus olur.
Diyanet Vakfi : İnsan hayır istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir.
Edip Yüksel : İnsan, iyilik istemekten bıkmaz. Ancak kendisine bir kötülük dokunduğunda umutsuzdur, kötümserdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine bir kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İnsan hayır istemekten usanmaz da kendisine bir kötülük dokunuverirse hemen ümidi keser, ümitsizliğe düşer.
Elmalılı Hamdi Yazır : İnsan hayır istemekten usanmaz da kendisine bir şer dokunuverirse hemen ümidi keser, ye'se düşer
Fizilal-il Kuran : İnsan hayır istemekten yorulmaz. Ancak kendisine bir şer dokundu mu hemen üzgündür, ümitsizdir.
Gültekin Onan : İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, yeise düşen bir umutsuzdur.
Hakkı Yılmaz : İnsan, hayır istemekten usanmaz, kendisine bir kötülük dokununca da hemen, üzgündür, ümitsizdir.
Hasan Basri Çantay : İnsan hayır taleb etmekden usanmaz. Eğer Ona bîr şer dokunursa (bakarsın ki) o, şimdi (Allahın fazl-u rahmetinden) ümîdini kesmiş, (bu) ümîdsizliği açığa (da) vurmuşdur.
Hayrat Neşriyat : İnsan, (nefsi hesâbına) hayır istemekten usanmaz. Ama kendisine kötülük dokunsa, hemen (kalben) çok ümidsiz olur, (yüzünden de belli olacak kadar) ümidsizliğe düşen biri olur.
İbni Kesir : İnsan; hayır istemekten usanmaz da, kendisine bir kötülük gelince ümitsizliğe düşer, meyus olur.
İskender Evrenosoğlu : İnsan, hayır duasından (istemekten) usanmaz. Eğer ona şerr dokunursa, o zaman yeise kapılır ve ümitsiz olur.
Muhammed Esed : İnsan, (hayatın) güzel (şeyler)ini isteyip aramaktan asla bıkmaz, kötü bir olayla karşılaşınca da endişeye kapılarak bütün ümitlerini kaybeder.
Ömer Nasuhi Bilmen : İnsan iyilik istemekten usanmaz ve eğer kendisine bir fenalık dokunursa hemen ümidini kesmiş, ye'se düşmüş olur.
Ömer Öngüt : İnsan hayır istemekten usanmaz. (Dâima nimetinin ve servetinin artmasını diler). İstediği eline geçmeyip kendisine bir kötülük dokunduğu zaman da ümitsizliğe düşer, ye'se kapılır.
Şaban Piriş : İnsan iyiliği dilemekten usanmaz. Ona bir kötülük isabet ettiği zaman hemen ümitsizliğe düşer ve boynunu büker.
Suat Yıldırım : İnsan mal mülk istemekten usanmaz, ama kendisine maddî sıkıntı dokununca hemen ye’se düşer, ümitsiz olur.
Süleyman Ateş : İnsan hayır istemekten usanmaz (dâimâ malının artmasını diler). Ama kendisine bir şer dokundu mu hemen üzülür, ümitsiz olur.
Tefhim-ul Kuran : İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, ye'se düşen bir umutsuzdur.
Ümit Şimşek : İnsan iyilik istemekten usanmaz. Kendisine bir kötülük dokunduğunda ise hemen ümitsizliğe düşer, karamsarlaşır.
Yaşar Nuri Öztürk : İnsan, hayır istemekten/hayır için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya görsün; hemen ümidini keser, yıkılır.