Abdulbaki Gölpınarlı : Sen, ancak bir korkutucusun. | |
Adem Uğur : Sen sadece bir uyarıcısın. | |
Ahmed Hulusi : Sen kesinlikle yalnızca uyarıcısın! | |
Ahmet Tekin : Sen sadece sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcısın. | |
Ahmet Varol : Sen ancak bir uyarıcısın. | |
Ali Bulaç : Sen, yalnızca bir uyarıcısın. | |
Ali Fikri Yavuz : Sen, sadece (ateşle) korkutan bir peygambersin. | |
Bekir Sadak : Sen sadece bir uyaricisin. | |
Celal Yıldırım : Sen ancak, (tuttukları yolun tehlikeli olduğuna ve gelecek olan azaba karşı) bir uyarıcısın. | |
Diyanet İşleri : Sen, ancak bir uyarıcısın. | |
Diyanet İşleri (eski) : Sen sadece bir uyarıcısın. | |
Diyanet Vakfi : Sen sadece bir uyarıcısın. | |
Edip Yüksel : Sen ancak bir uyarıcısın. | |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sen sadece bir uyarıcısın. | |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sen sadece bir uyarıcısın! | |
Elmalılı Hamdi Yazır : Sen sade bir nezîrsin | |
Fizilal-il Kuran : Sen sadece bir uyarıcısın. | |
Gültekin Onan : Sen, yalnızca bir uyarıcısın. | |
Hakkı Yılmaz : Sen sadece bir uyarıcısın. | |
Hasan Basri Çantay : Sen gelecek tehlikeleri haber veren (bir peygamber) den başkası değilsin. | |
Hayrat Neşriyat : Sen sâdece bir korkutucusun. | |
İbni Kesir : Sen; ancak bir uyarıcısın. | |
İskender Evrenosoğlu : Sen sadece bir nezirsin (uyarıcısın). | |
Muhammed Esed : sen sadece bir uyarıcısın. | |
Ömer Nasuhi Bilmen : Sen başka değil, ancak bir korkutucusun. | |
Ömer Öngüt : Resulüm! Sen ancak bir uyarıcısın. | |
Şaban Piriş : Sen sadece bir uyarıcısın. | |
Suat Yıldırım : Sen sadece uyarıcı bir peygambersin. | |
Süleyman Ateş : Sen sadece bir uyarıcısın. | |
Tefhim-ul Kuran : Sen, yalnızca bir uyarıcı, korkutucusun. | |
Ümit Şimşek : Sen ancak bir uyarıcısın. | |
Yaşar Nuri Öztürk : Sen sadece bir uyarıcısın! | |