» 31 / Lokman  26:

Kuran Sırası: 31
İniş Sırası: 57
Lokman Suresi = Lokman Suresi
ismini Allah’in Hz. Lokman’a verdigi hikmetten bahseden 12. ayetten almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34

31:26 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Allah'ındır | ne varsa | | göklerde | ve yerde | şüphesiz | Allah | işte O'dur | zengin | övülen |

LLH FY ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ ÎN ÆLLH HW ÆLĞNY ÆLḪMYD̃
lillahi s-semāvāti vel'erDi inne llahe huve l-ğaniyyu l-Hamīdu

لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ

Transcript Okunuş Türkçe
1. LLH = lillahi : Allah'ındır
2. MÆ = mā : ne varsa
3. FY = fī :
4. ÆLSMÆWÆT = s-semāvāti : göklerde
5. WÆLǼRŽ = vel'erDi : ve yerde
6. ÎN = inne : şüphesiz
7. ÆLLH = llahe : Allah
8. HW = huve : işte O'dur
9. ÆLĞNY = l-ğaniyyu : zengin
10. ÆLḪMYD̃ = l-Hamīdu : övülen
Allah'ındır | ne varsa | | göklerde | ve yerde | şüphesiz | Allah | işte O'dur | zengin | övülen |

[] [] [] [SMW] [ÆRŽ] [] [] [] [ĞNY] [ḪMD̃]
LLH FY ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ ÎN ÆLLH HW ÆLĞNY ÆLḪMYD̃

lillahi s-semāvāti vel'erDi inne llahe huve l-ğaniyyu l-Hamīdu
لله ما في السماوات والأرض إن الله هو الغني الحميد

[] [] [] [س م و] [ا ر ض] [] [] [] [غ ن ي] [ح م د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لله | LLH lillahi Allah'ındır To Allah (belongs)
ما | ne varsa whatever
في | FY (is) in
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti göklerde the heavens
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDi ve yerde and the earth.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ÆLLH llahe Allah Allah,
هو | HW huve işte O'dur He
الغني غ ن ي | ĞNY ÆLĞNY l-ğaniyyu zengin (is) Free of need,
الحميد ح م د | ḪMD̃ ÆLḪMYD̃ l-Hamīdu övülen the Praiseworthy.
Allah'ındır | ne varsa | | göklerde | ve yerde | şüphesiz | Allah | işte O'dur | zengin | övülen |

[] [] [] [SMW] [ÆRŽ] [] [] [] [ĞNY] [ḪMD̃]
LLH FY ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ ÎN ÆLLH HW ÆLĞNY ÆLḪMYD̃

lillahi s-semāvāti vel'erDi inne llahe huve l-ğaniyyu l-Hamīdu
لله ما في السماوات والأرض إن الله هو الغني الحميد

[] [] [] [س م و] [ا ر ض] [] [] [] [غ ن ي] [ح م د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لله | LLH lillahi Allah'ındır To Allah (belongs)
Lam,Lam,He,
30,30,5,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
ما | ne varsa whatever
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti göklerde the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDi ve yerde and the earth.
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مجرور
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ÆLLH llahe Allah Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
هو | HW huve işte O'dur He
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
الغني غ ن ي | ĞNY ÆLĞNY l-ğaniyyu zengin (is) Free of need,
Elif,Lam,Ğayn,Nun,Ye,
1,30,1000,50,10,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
الحميد ح م د | ḪMD̃ ÆLḪMYD̃ l-Hamīdu övülen the Praiseworthy.
Elif,Lam,Ha,Mim,Ye,Dal,
1,30,8,40,10,4,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة

Konu Başlığı: [31:22-26] En Güçlü Bağ

Abdulbaki Gölpınarlı : Allah'ındır ne varsa göklerde ve yeryüzünde; şüphe yok ki Allah, müstağnîdir, hamde lâyıktır.
Adem Uğur : Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki, asıl ganî ve övülmeye lâyık olan Allah'tır.
Ahmed Hulusi : Semâlarda ve arzda ne varsa Allâh içindir (O'nun Esmâ'sının işaret ettiği özelliklerin seyrinin oluşması için). . . Muhakkak ki Allâh, "HÛ"; Ğaniyy'dir, Hamiyd'dir.
Ahmet Tekin : Göklerdeki ve yerdeki varlıkların ve imkânların tamamı Allah’ındır, Allah’ın tasarrufundadır. Asıl zengin olan, muhtaç olmayan, övgüye, şükre lâyık olan işte O’dur, Allah’tır.
Ahmet Varol : Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Şüphesiz Allah hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, övgüye layık olandır.
Ali Bulaç : Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamid (hamd da yalnızca O'na ait)tir.
Ali Fikri Yavuz : Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Şüphesiz ki Allah Ganî’dir= hiç bir şeye muhtaç değildir, Hamîd’dir= hamd edilmeye lâyıktır.
Bekir Sadak : Goklerde ve yerde olanlar Allah'indir. suphesiz Allah mustagnidir, ovulmege layiktir.
Celal Yıldırım : Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz ki Allah ganiydir (hiçbir şeye muhtaç değildir; ama her şey O'na muhtaçtır); övülmeye de en çok O lâyıktır.
Diyanet İşleri : Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Şüphesiz Allah, her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye lâyık olandır.
Diyanet İşleri (eski) : Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz Allah müstağnidir, övülmeğe layıktır.
Diyanet Vakfi : Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki, asıl ganî ve övülmeye lâyık olan Allah'tır.
Edip Yüksel : Göklerde ve yerde olan herşey ALLAH'ındır. Kuşkusuz ALLAH Zengindir, Övülendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Gerçekten Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye lâyıktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Göklerde ve yerde ne varsa (hepsi) Allah'ındır. Gerçekten Allah herşeyden müstağni, övülmeye layıktır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Göklerde ve Yerde ne varsa Allahındır, hakıkat Allah, öyle ganî öyle Hamîddir
Fizilal-il Kuran : Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Şüphesiz Allah müstağnidir, övülmeye lâyık olandır.
Gültekin Onan : Göklerde ve yerde olanlar Tanrı'nındır. Şüphesiz Tanrı, Ganidir, Hamiddir.
Hakkı Yılmaz : Göklerde ve yerde olan şeyler sadece Allah'ındır. Şüphesiz Allah, zengindir/ hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye lâyıktır.
Hasan Basri Çantay : Göklerde ve yerde ne varsa Allahındır. Şübhe yok ki Allah, O, ganîdir (müstağnidir), her hamde lâyıkdır.
Hayrat Neşriyat : Göklerde ve yerde ne varsa, Allah’ındır. Şübhe yok ki Ganî (onların hiçbirinemuhtaç olmayan), Hamîd (hamd edilmeye gerçek lâyık olan) ancak Allah’dır.
İbni Kesir : Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Muhakkak ki Allah'tır O, Gani ve Hamid.
İskender Evrenosoğlu : Göklerde ve yerde olanlar, Allah'ındır. Muhakkak ki O; Gani'dir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur), Hamîd'dir (hamdedilen).
Muhammed Esed : Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Şüphesiz yalnız Allah, kendi kendine yeterlidir, bütün övgüler yalnız O'na mahsustur!
Ömer Nasuhi Bilmen : Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Şüphe yok ki Allah'tır, ganî, hamîd olan O'dur.
Ömer Öngüt : Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Şüphesiz ki Allah zengindir ve övülmeye en çok lâyık olandır.
Şaban Piriş : Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan ve hamde layık olandır.
Suat Yıldırım : Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Muhakkak ki Allah müstağnîdir, hamîddir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, her türlü övgüye lâyıktır).
Süleyman Ateş : Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allâh'ındır. Allâh, işte ğani (zengin) O, övülen O'dur.
Tefhim-ul Kuran : Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Hiç şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamîd (hamd da yalnızca O'na ait)tir.
Ümit Şimşek : Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Hiçbir şeye muhtaç olmayan ve her türlü övgüye lâyık bulunan birisi varsa, o da ancak Allah'tır.
Yaşar Nuri Öztürk : Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Kuşkusuz, Allah mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}