» 30 / Rûm  56:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
Rum Suresi = Romalilar Suresi
ismini 1. ayetinde Persliler ile yapilan savasta yenilgiye ugrayan Romalilarin yakinda gelip geleceginin ifade edilmesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

30:56 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve dedi(ler) ki | kimseler | verilen(ler) | bilgi | ve iman | andolsun | siz kaldınız | | yazgısınca | Allah'ın | kadar | gününe | yeniden dirilme | işte bu | günüdür | dirilme | fakat siz | idiniz | | bilmiyor(lar) |

WGÆL ÆLZ̃YN ǼWTWÆ ÆLALM WÆLÎYMÆN LGD̃ LBS̃TM FY KTÆB ÆLLH ÎL YWM ÆLBAS̃ FHZ̃Æ YWM ÆLBAS̃ WLKNKM KNTM TALMWN
veḳāle elleƶīne ūtū l-ǐlme vel'īmāne leḳad lebiṧtum kitābi llahi ilā yevmi l-beǎ'ṧi fe hāƶā yevmu l-beǎ'ṧi velākinnekum kuntum teǎ'lemūne

وَقَالَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ وَالْإِيمَانَ لَقَدْ لَبِثْتُمْ فِي كِتَابِ اللَّهِ إِلَىٰ يَوْمِ الْبَعْثِ فَهَٰذَا يَوْمُ الْبَعْثِ وَلَٰكِنَّكُمْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WGÆL = veḳāle : ve dedi(ler) ki
2. ÆLZ̃YN = elleƶīne : kimseler
3. ǼWTWÆ = ūtū : verilen(ler)
4. ÆLALM = l-ǐlme : bilgi
5. WÆLÎYMÆN = vel'īmāne : ve iman
6. LGD̃ = leḳad : andolsun
7. LBS̃TM = lebiṧtum : siz kaldınız
8. FY = fī :
9. KTÆB = kitābi : yazgısınca
10. ÆLLH = llahi : Allah'ın
11. ÎL = ilā : kadar
12. YWM = yevmi : gününe
13. ÆLBAS̃ = l-beǎ'ṧi : yeniden dirilme
14. FHZ̃Æ = fe hāƶā : işte bu
15. YWM = yevmu : günüdür
16. ÆLBAS̃ = l-beǎ'ṧi : dirilme
17. WLKNKM = velākinnekum : fakat siz
18. KNTM = kuntum : idiniz
19. LÆ = lā :
20. TALMWN = teǎ'lemūne : bilmiyor(lar)
ve dedi(ler) ki | kimseler | verilen(ler) | bilgi | ve iman | andolsun | siz kaldınız | | yazgısınca | Allah'ın | kadar | gününe | yeniden dirilme | işte bu | günüdür | dirilme | fakat siz | idiniz | | bilmiyor(lar) |

[GWL] [] [ÆTY] [ALM] [ÆMN] [] [LBS̃] [] [KTB] [] [] [YWM] [BAS̃] [] [YWM] [BAS̃] [] [KWN] [] [ALM]
WGÆL ÆLZ̃YN ǼWTWÆ ÆLALM WÆLÎYMÆN LGD̃ LBS̃TM FY KTÆB ÆLLH ÎL YWM ÆLBAS̃ FHZ̃Æ YWM ÆLBAS̃ WLKNKM KNTM TALMWN

veḳāle elleƶīne ūtū l-ǐlme vel'īmāne leḳad lebiṧtum kitābi llahi ilā yevmi l-beǎ'ṧi fe hāƶā yevmu l-beǎ'ṧi velākinnekum kuntum teǎ'lemūne
وقال الذين أوتوا العلم والإيمان لقد لبثتم في كتاب الله إلى يوم البعث فهذا يوم البعث ولكنكم كنتم لا تعلمون

[ق و ل] [] [ا ت ي] [ع ل م] [ا م ن] [] [ل ب ث] [] [ك ت ب] [] [] [ي و م] [ب ع ث] [] [ي و م] [ب ع ث] [] [ك و ن] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGÆL veḳāle ve dedi(ler) ki But will say
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne kimseler those who
أوتوا ا ت ي | ÆTY ǼWTWÆ ūtū verilen(ler) were given
العلم ع ل م | ALM ÆLALM l-ǐlme bilgi the knowledge
والإيمان ا م ن | ÆMN WÆLÎYMÆN vel'īmāne ve iman and the faith,
لقد | LGD̃ leḳad andolsun """Verily"
لبثتم ل ب ث | LBS̃ LBS̃TM lebiṧtum siz kaldınız you remained
في | FY by
كتاب ك ت ب | KTB KTÆB kitābi yazgısınca (the) Decree
الله | ÆLLH llahi Allah'ın (of) Allah
إلى | ÎL ilā kadar until
يوم ي و م | YWM YWM yevmi gününe (the) Day
البعث ب ع ث | BAS̃ ÆLBAS̃ l-beǎ'ṧi yeniden dirilme (of) Resurrection.
فهذا | FHZ̃Æ fe hāƶā işte bu And this
يوم ي و م | YWM YWM yevmu günüdür (is the) Day
البعث ب ع ث | BAS̃ ÆLBAS̃ l-beǎ'ṧi dirilme (of) the Resurrection
ولكنكم | WLKNKM velākinnekum fakat siz but you
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum idiniz were
لا | not
تعلمون ع ل م | ALM TALMWN teǎ'lemūne bilmiyor(lar) knowing.
ve dedi(ler) ki | kimseler | verilen(ler) | bilgi | ve iman | andolsun | siz kaldınız | | yazgısınca | Allah'ın | kadar | gününe | yeniden dirilme | işte bu | günüdür | dirilme | fakat siz | idiniz | | bilmiyor(lar) |

[GWL] [] [ÆTY] [ALM] [ÆMN] [] [LBS̃] [] [KTB] [] [] [YWM] [BAS̃] [] [YWM] [BAS̃] [] [KWN] [] [ALM]
WGÆL ÆLZ̃YN ǼWTWÆ ÆLALM WÆLÎYMÆN LGD̃ LBS̃TM FY KTÆB ÆLLH ÎL YWM ÆLBAS̃ FHZ̃Æ YWM ÆLBAS̃ WLKNKM KNTM TALMWN

veḳāle elleƶīne ūtū l-ǐlme vel'īmāne leḳad lebiṧtum kitābi llahi ilā yevmi l-beǎ'ṧi fe hāƶā yevmu l-beǎ'ṧi velākinnekum kuntum teǎ'lemūne
وقال الذين أوتوا العلم والإيمان لقد لبثتم في كتاب الله إلى يوم البعث فهذا يوم البعث ولكنكم كنتم لا تعلمون

[ق و ل] [] [ا ت ي] [ع ل م] [ا م ن] [] [ل ب ث] [] [ك ت ب] [] [] [ي و م] [ب ع ث] [] [ي و م] [ب ع ث] [] [ك و ن] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGÆL veḳāle ve dedi(ler) ki But will say
Vav,Gaf,Elif,Lam,
6,100,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
أوتوا ا ت ي | ÆTY ǼWTWÆ ūtū verilen(ler) were given
,Vav,Te,Vav,Elif,
,6,400,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
العلم ع ل م | ALM ÆLALM l-ǐlme bilgi the knowledge
Elif,Lam,Ayn,Lam,Mim,
1,30,70,30,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
والإيمان ا م ن | ÆMN WÆLÎYMÆN vel'īmāne ve iman and the faith,
Vav,Elif,Lam,,Ye,Mim,Elif,Nun,
6,1,30,,10,40,1,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine (form IV) verbal noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
لقد | LGD̃ leḳad andolsun """Verily"
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
لبثتم ل ب ث | LBS̃ LBS̃TM lebiṧtum siz kaldınız you remained
Lam,Be,Se,Te,Mim,
30,2,500,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY by
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
كتاب ك ت ب | KTB KTÆB kitābi yazgısınca (the) Decree
Kef,Te,Elif,Be,
20,400,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ÆLLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
إلى | ÎL ilā kadar until
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
يوم ي و م | YWM YWM yevmi gününe (the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
البعث ب ع ث | BAS̃ ÆLBAS̃ l-beǎ'ṧi yeniden dirilme (of) Resurrection.
Elif,Lam,Be,Ayn,Se,
1,30,2,70,500,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فهذا | FHZ̃Æ fe hāƶā işte bu And this
Fe,He,Zel,Elif,
80,5,700,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الفاء عاطفة
اسم اشارة
يوم ي و م | YWM YWM yevmu günüdür (is the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
البعث ب ع ث | BAS̃ ÆLBAS̃ l-beǎ'ṧi dirilme (of) the Resurrection
Elif,Lam,Be,Ayn,Se,
1,30,2,70,500,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ولكنكم | WLKNKM velākinnekum fakat siz but you
Vav,Lam,Kef,Nun,Kef,Mim,
6,30,20,50,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «لاكن»
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum idiniz were
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
لا | not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تعلمون ع ل م | ALM TALMWN teǎ'lemūne bilmiyor(lar) knowing.
Te,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
400,70,30,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [30:54-57] Bu Hayat Çok Kısa

Abdulbaki Gölpınarlı : Kendilerine bilgi ve inanç verilenlerse derler ki: Andolsun ki siz, Allah'ın takdîri ne kadarsa, tâ tekrar dirileceğiniz güne dek yatıp eğlendiniz, gerçekten de budur tekrar dirileceğiniz gün ve fakat siz bilmiyorsunuz.
Adem Uğur : Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
Ahmed Hulusi : Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise dedi ki: "Andolsun ki, Allâh'ın Kitabında ("OKU"nası Kitap veya Kitab-ı Mubiyn olarak tanımlanan yaşam boyutunda) bâ's sürecine (yeni bir yapıyla yaşamınıza devam edeceğiniz sürece) kadar kaldınız. . . İşte bu bâ's (yeni bir yapı ile yaşamınıza devam edeceğiniz) süreçtir. . . Fakat siz (hakikati) anlamıyordunuz!"
Ahmet Tekin : Kendilerine ilim ve iman verilen, konuyu bilen peygamberler, mü’minler ve melekler:
'Andolsun ki siz, Allah’ın Levh-i Mahfuz’da tuttuğu kayıtta belirtildiği gibi, yeniden diriltilme gününe kadar Allah’ın vahyettiğini, kitabını, dinini benimsemede geciktiniz. İşte bugün yeniden diriltilme günüdür. Fakat siz bunları anlamamayı alışkanlık haline getirdiniz.' derler.
Ahmet Varol : Kendilerine ilim ve iman verilenler ise şöyle derler: 'Andolsun ki Allah'ın kitabında (yazılı) olana göre siz yeniden diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden diriliş günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz.'
Ali Bulaç : Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: "Andolsun, siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."
Ali Fikri Yavuz : Kendilerine ilim ve iman verilenler (peygamberler, melekler ve müminler, o kıyamet gününde kâfirlere şöyle) diyeceklerdir: “- Doğrusu, Allah’ın kitabınca (ilim ve kazası üzere, yahud Kur’an’daki beyanına göre) ba’s (kıyamet) gününe kadar durdunuz. İşte bu ba’s günüdür; fakat siz bunu (dünyada tasdik etmiyordunuz.) bilmiyordunuz.”
Bekir Sadak : Kendilerine ilim ve iman verilenler; «And olsun ki, siz Allah'in yazisinda mevcut yeniden dirilme gunune kadar kaldiniz. Iste bu yeniden dirilme gunudur, fakat sizler anlamiyordunuz» derler.
Celal Yıldırım : Kendilerine ilim ve imân verilenler ise şöyle derler: «And olsun ki siz Allah'ın Kitab'ında (yazıldığı gibi) yeniden dirilip kalkacağınız güne kadar (orada) kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkma günü bugündür. Ama siz (bunu bir türlü) bilip anlayamadınız.»
Diyanet İşleri : Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir: “Andolsun, siz, Allah’ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.”
Diyanet İşleri (eski) : Kendilerine ilim ve iman verilenler; 'And olsun ki, siz Allah'ın yazısında mevcut yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür, fakat sizler anlamıyordunuz' derler.
Diyanet Vakfi : Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
Edip Yüksel : Kendilerine bilgi ve inanç verilenler, 'Siz ALLAH'ın yasasına göre, diriliş gününe kadar kaldınız. Bu, diriliş günüdür; fakat siz bilemediniz,' diyeceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kendilerine ilim ve iman verilenler de şöyle diyecekler: «Andolsun ki, Allah'ın kitabında takdir edilmiş olan tekrar dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kendilerine ilim ve iman verilenler de derler ki: «Andolsun ki, Allah'ın kitabınca dirilme gününe kadar kaldınız, işte bu dirilme günüdür; fakat siz bilmezler grubuydunuz!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Kendilerine ılm-ü iyman verilenler de demektedir ki alimallah, Allahın kitabınca ba's gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba's günü velâkin siz bilmezler güruhu idiniz
Gültekin Onan : Kendilerine ilim ve inanç verilenler ise dediler ki: "Andolsun, siz Tanrı'nın Kitabında [yazılı süre boyunca] diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."
Hakkı Yılmaz : Kendilerine bilgi ve iman verilen kimseler de diyecekler ki: “Andolsun ki Allah'ın yazısında, dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, ölümden sonra dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.”
Hasan Basri Çantay : Kendilerine ilim ve îman verilenler (şöyle) demiş (ler) dir (diyeceklerdir); «Andolsun ki Allahın kitabında (ilm-i sabıkında yazdığı) o tekrar diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu, ha's günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz».
Hayrat Neşriyat : Kendilerine ilim ve îmân verilen kimseler ise: 'Yemîn olsun ki (siz), Allah’ın Kitâbı’nda (va'd edilen), yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz' der.
İbni Kesir : Kendilerine bilgi ve iman verilenler: Andolsun ki; Allah'ın kitabında yazılan o yeniden diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu; yeniden diriliş günüdür. Ama siz, bilmiyordunuz, derler.
İskender Evrenosoğlu : Ve ilim ve îmân verilenler: "Andolsun ki Allah’ın Kitabı’ndaki beas (yeniden diriliş) gününe kadar (mezarda) kaldınız." dediler. İşte bu beas (yeniden diriliş) günüdür. Lâkin siz bilmiyordunuz.
Muhammed Esed : Fakat (hayattayken) kendilerini bilgi ve inanç ile donattıklarımız: "Siz, gerçekte, Allah'ın vahyettiğin(i doğru kabul etme)de geciktiniz (ve) Kıyamet Günü'ne kadar (beklediniz): işte bugün Kıyamet Günü'dür: ama siz bunu anlamamakta direndiniz!" diyeceklerdir.
Mustafa İslamoğlu : (Hayattayken) bilgi ve imanla donatılanlarsa: "Doğrusu siz, Allah'ın kitabı hususunda diriliş gününe kadar yerinizde sayıp direttiniz; işte artık diriliş günü de gelip çattı, fakat siz bunu bilmezden gelmiştiniz!" diyecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Kendilerine ilim ve imân verilmiş olanlar da dediler ki: «Andolsun Allah'ın kitabında (yazılmış olan) ba's gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba's günüdür velâkin siz bilmez kimseler oldunuz.»
Ömer Öngüt : Kendilerine ilim ve iman verilenler ise şöyle derler: “Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında yazılan o yeniden dirilme gününe kadar orada kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkma günü bugündür. Fakat siz bilmiyordunuz. ”
Şaban Piriş : Kendilerine bilgi ve iman verilmiş olanlar: -Siz, Allah’ın kitabında yazılı olan diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu diriliş günüdür. Fakat siz, bilmiyordunuz, derler.
Suat Yıldırım : Kendilerine ilim ve iman nasib edilenler ise derler ki:"Siz Allah’ın kitabınca ba’s (dirilme) gününe kadar durdunuz. İşte bugün dirilme günüdür, fakat siz bunu bilmiyordunuz."
Süleyman Ateş : Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki: "Andolsun siz, Allâh'ın yazgısınca tâ yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu da dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: «Andolsun, siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu da dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz.»
Ümit Şimşek : Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise derler ki: Siz Allah'ın kitabında yazılı olan diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bugün diriliş günüdür; lâkin siz bilmiyordunuz.
Yaşar Nuri Öztürk : İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah'ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz."


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}