Edip Yüksel Meali |
|
1: A. L. M. | |
2: Romalılar yenildiler, | |
3: (Arapların yaşadığı) bölgeye en yakın yerde... Yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. | |
4: Bir kaç sene içinde. İş, önünde sonunda ALLAH'a aittir. O gün inananlar sevineceklerdir. | |
5: ALLAH'ın zaferiyle... O dilediğini zafere ulaştırır. O Üstündür, Rahimdir. | |
6: ALLAH'ın vermiş olduğu sözdür. ALLAH sözünü bozmaz; fakat insanların çoğu bilmez. | |
7: Onlar dünya hayatının dış yüzünü yanını bilirler. Ahiretten ise habersizdirler. | |
8: Kendi kendilerine hiç düşünmediler mi ki ALLAH gökleri, yeri ve aralarındakileri bir amaç için ve belli bir süre için yaratmıştır. Buna rağmen, insanların çoğunluğu Rab'leriyle karşılaşmayı inkar etmektedirler. | |
9: Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmazlar mı? Onlardan daha güçlü idiler, toprağı işlediler ve onlardan daha fazla üretimde bulundular. Elçileri onlara apaçık delillerle gitmişlerdi. Onlara zulmeden ALLAH değildi; onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı. | |
10: Kötülük işleyenlerin sonu kötü oldu. Çünkü ALLAH'ın ayet ve mucizelerini yalanladılar ve onlarla eğlendiler. | |
11: Yaratılışı başlatan, sonra onu tekrarlayan ALLAH'tır. Ve sonunda siz O'na döndürüleceksiniz. | |
12: Saatin gerçekleştiği gün suçlular şoke olurlar. | |
13: Koştukları ortaklarından da kendilerine şefaat eden hiç bir kimse çıkmaz; ortaklarını inkar ederler. | |
14: Saatin gerçekleştiği gün gruplara ayrılırlar. | |
15: İnanıp erdemli davrananlar ise bir bahçe içinde neşelendirilirler. | |
16: İnkar edip, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlar da azabın içine sokulurlar. | |
17: Öyleyse geceleyin bir köşeye çekildiğiniz ve sabahleyin kalktığınız zaman ALLAH'ı övgüyle anın. | |
18: Akşam ve öğle tatilinde göklerde ve yerde tüm övgüler O'nadır. | |
19: Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarır ve ölümünden sonra yeryüzünü diriltir; siz işte böyle çıkarılacaksınız. | |
20: Sizi bir topraktan yaratması ve sonra yayılıp çoğalan insanlar olmanız O'nun ayetlerindendir. | |
21: Kendileriyle rahatlayıp huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranıza dostluk sevgisi ve merhamet koyması O'nun ayetlerindendir. Düşünen bir toplum için bunda işaretler vardır. | |
22: Göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O'nun ayetlerindendir. Bilenler için bunda işaretler vardır. | |
23: Geceleyin ve gündüzün uyumanız ve O'nun lütfundan aramanız da O'nun ayetlerindendir. Dinleyen bir toplum için bunda işaretler vardır. | |
24: Korku ve umut kaynağı olarak size şimşeği göstermesi ve gökten bir su indirerek ölümünden sonra onunla yeri diriltmesi de O'nun ayetlerindendir. Aklını kullanan bir toplum için bunda işaretler vardır. | |
25: Göğün ve yerin O'nun buyruğuyla ayakta durması da O'nun ayetlerindendir. Sonra sizi yerden bir tek çağrıyla çağırdığı vakit siz çıkıverirsiniz. | |
26: Göklerde ve yerde bulunan herkes O'na aittir; hepsi O'na boyun eğmektedir. | |
27: Yaratılışı başlatıp tekrarlayan da O'dur; bu O'na çok kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce örnek O'na aittir. O Üstündür, Bilgedir. | |
28: İşte size kendi içinizden bir örnek veriyor: Emriniz altındaki kimseleri, size verdiğimiz rızıklarda size eşit ortaklar olarak kabul eder misiniz? Birbirinizden çekindiğiniz gibi onlardan da çekinir misiniz? Aklını kullanan bir toplum için ayetleri b öyle detaylı açıklarız. | |
29: Aslında, zalimler bilgisizce kendi kafalarına uydular. ALLAH'ın saptırdığını kim doğruya iletebilir? Onlara hiç kimse yardım etmez. | |
30: Bir tek Tanrıcı olarak kendini dine adamalısın. Nitekim, ALLAH insanları böyle bir yaratılış ile donatarak yaratmıştır. ALLAH'ın yaratışında değişiklik olmaz. Bu, tam yetkin bir dindir, fakat insanların çoğu bilmez. | |
31: O'na yönelin; O'nu sayıp dinleyin. Namazı gözetin ve ortak koşanlardan olmayın. | |
32: Onlar ki dinlerini parçaladılar ve mezhep mezhep oldular. Her parti kendine ait (imam ve kitap) larla sevinip övünmektedir. | |
33: Halka bir zarar dokunduğu gün tümüyle Rab'lerine yönelerek dua ederler. Fakat sonra, kendilerine bir rahmet tattırınca bazıları Rab'lerine ortak koşar. | |
34: Böylece kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük ederler. Zevklenin bakalım; ileride bileceksiniz. | |
35: Yoksa onlara, ortak koşmalarını destekleyen bir delil mi indirdik? | |
36: Halka bir rahmet tattırdığımız vakit onunla sevinirler. Yaptıklarının karşılığı olarak kendilerine bir kötülük dokunsa derhal umutsuzluğa düşerler. | |
37: ALLAH'ın, dilediğine rızkı arttırdığını ve kıstığını görmezler mi? İnanan bir toplum için bunda dersler vardır. | |
38: Öyleyse yakınlığı bulunanlara haklarını ver, yoksula ve yolcuya da... ALLAH'ın rızasını dileyenler için bu daha iyidir; onlar başarıya ulaşanlardır. | |
39: Halkın malları içinde artması için verdiğiniz tefecilik parası ALLAH'ın yanında artmaz. Ancak, ALLAH'ın rızasını dileyerek verdiğiniz bir zekata gelince, onu verenler yatırımlarını katlarlar. | |
40: ALLAH sizi yarattı, sonra size rızık verdi, sonra sizi öldürür, sonra sizi diriltir. Ortaklarınızdan hangisi bunlardan birisini yapabilir? Övgüler O'na aittir. Onların ortak koştuklarından çok yücedir. | |
41: Halkın elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde felaketler yaygınlaştı. Böylece, (kötülükten) dönerler diye yaptıklarının bir kısmını onlara tattırıyor. | |
42: De ki, 'Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakın.' Çokları ortak koşanlardı. | |
43: Öyleyse, ALLAH'tan, geri çevrilmesi olanaksız bir gün gelmeden önce kendini dosdoğru olan dine ada. O gün şoke olurlar. | |
44: Kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhinedir. Kimler de erdemli davranırlarsa kişiliklerini güçlendirmiş ve geliştirmiş olurlar. | |
45: Çünkü O, inananları ve erdemli davrananları lütfundan ödüllendirecektir. O, inkarcıları sevmez. | |
46: Size rahmetini tattırmak, emriyle gemileri yürütmesi, lütfunu (ticaret yoluyla) aramanız ve şükretmeniz için rüzgarları müjdeci olarak göndermesi de O'nun ayetlerindendir. | |
47: Senden önce elçileri halklarına apaçık delillerle gönderdik. Suç işleyenleri de cezalandırdık. İnananlara yardım etmek görevimizdir. | |
48: ALLAH rüzgarları göndererek bulutları sürer, onları dilediği gibi gökte yayıp üstüste yığar ve sen de onların arasından yağmurun çıktığını görürsün. Kullarından dilediğinin üzerine onu yağdırınca hemen sevinirler. | |
49: Halbuki onlar, onun kendilerine yağmadan önce umutsuzdular. | |
50: ALLAH'ın rahmetinin ürünlerine bak; ölümünden sonra toprağı nasıl da diriltiyor. Bunun gibi ölüleri de diriltecektir. O her şeye gücü yetendir. | |
51: Ancak, O bir fırtına gönderir de onlar (ekinlerin kuruyup) sarardığını görseler hemen inkar ve nankörlük etmeye başlarlar. | |
52: Sen ne ölülere işittirebilirsin, ne de arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı duyurabilirsin. | |
53: Körü de sapıklığından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak ayetlerimize inananlara işittirebilirsin ki onlar hemen teslim olurlar. | |
54: ALLAH sizi zayıf olarak yarattı, zayıflıktan sonra size güç verdi, güçten sonra zayıflık ve ağarmış saçlar verdi. O dilediğini yaratır. O Bilendir, Güçlüdür. | |
55: Saat (dünyanın sonu) gerçekleştiği zaman, suçlular, (dünyada) ancak bir saat kaldıklarına and içerler. Onlar işte böyle yanılıyorlardı. | |
56: Kendilerine bilgi ve inanç verilenler, 'Siz ALLAH'ın yasasına göre, diriliş gününe kadar kaldınız. Bu, diriliş günüdür; fakat siz bilemediniz,' diyeceklerdir. | |
57: O gün, zalimlerin özrü kendilerine bir yarar sağlamıyacaktır; kendilerini temize çıkarmaları da istenmez. | |
58: Biz bu Kuran'da halka her türlü örneği verdik. Onlara bir mucize getirsen, kafirler, 'Siz yanılanlarsınız,' diyeceklerdir. | |
59: ALLAH bilmeyenlerin kalplerini işte böyle damgalar. | |
60: Öyleyse sabret. ALLAH'ın sözü gerçektir. Kesin inanca sahip olmayanlar seni gevşekliğe sürüklemesin. | |