» 22 / Hac  18:

Kuran Sırası: 22
İniş Sırası: 103
Hac Suresi = Ziyaret Suresi
Hac ibadetinden bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78

22:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
| görmedin mi | kuşkusuz | Allah'a | secde ediyorlar | O'na | kimseler | | göklerdeki | ve kimseler | | yerdeki | ve güneş | ve ay | ve yıldızlar | ve dağlar | ve ağaçlar | ve hayvanlar | ve birçoğu | -dan | insanlar- | ama birçoğu | hak olmuştur | üzerine | azab | ve kimi | aşağılatırsa | Allah | artık olmaz | ona | hiç | değer veren | şüphesiz | Allah | yapar | şeyi | dilediği |

ǼLM TR ǼN ÆLLH YSCD̃ LH MN FY ÆLSMÆWÆT WMN FY ÆLǼRŽ WÆLŞMS WÆLGMR WÆLNCWM WÆLCBÆL WÆLŞCR WÆLD̃WÆB WKS̃YR MN ÆLNÆS WKS̃YR ḪG ALYH ÆLAZ̃ÆB WMN YHN ÆLLH FMÆ LH MN MKRM ÎN ÆLLH YFAL YŞÆÙ
elem tera enne llahe yescudu lehu men s-semāvāti ve men l-erDi ve şşemsu velḳameru ve nnucūmu velcibālu ve şşeceru ve ddevābbu ve keṧīrun mine n-nāsi vekeṧīrun Haḳḳa ǎleyhi l-ǎƶābu ve men yuhini llahu femā lehu min mukrimin inne llahe yef'ǎlu yeşā'u

أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يَسْجُدُ لَهُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ وَالنُّجُومُ وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَابُّ وَكَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ وَكَثِيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُ وَمَنْ يُهِنِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ مُكْرِمٍ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ

Transcript Okunuş Türkçe
1. ǼLM = elem :
2. TR = tera : görmedin mi
3. ǼN = enne : kuşkusuz
4. ÆLLH = llahe : Allah'a
5. YSCD̃ = yescudu : secde ediyorlar
6. LH = lehu : O'na
7. MN = men : kimseler
8. FY = fī :
9. ÆLSMÆWÆT = s-semāvāti : göklerdeki
10. WMN = ve men : ve kimseler
11. FY = fī :
12. ÆLǼRŽ = l-erDi : yerdeki
13. WÆLŞMS = ve şşemsu : ve güneş
14. WÆLGMR = velḳameru : ve ay
15. WÆLNCWM = ve nnucūmu : ve yıldızlar
16. WÆLCBÆL = velcibālu : ve dağlar
17. WÆLŞCR = ve şşeceru : ve ağaçlar
18. WÆLD̃WÆB = ve ddevābbu : ve hayvanlar
19. WKS̃YR = ve keṧīrun : ve birçoğu
20. MN = mine : -dan
21. ÆLNÆS = n-nāsi : insanlar-
22. WKS̃YR = vekeṧīrun : ama birçoğu
23. ḪG = Haḳḳa : hak olmuştur
24. ALYH = ǎleyhi : üzerine
25. ÆLAZ̃ÆB = l-ǎƶābu : azab
26. WMN = ve men : ve kimi
27. YHN = yuhini : aşağılatırsa
28. ÆLLH = llahu : Allah
29. FMÆ = femā : artık olmaz
30. LH = lehu : ona
31. MN = min : hiç
32. MKRM = mukrimin : değer veren
33. ÎN = inne : şüphesiz
34. ÆLLH = llahe : Allah
35. YFAL = yef'ǎlu : yapar
36. MÆ = mā : şeyi
37. YŞÆÙ = yeşā'u : dilediği
| görmedin mi | kuşkusuz | Allah'a | secde ediyorlar | O'na | kimseler | | göklerdeki | ve kimseler | | yerdeki | ve güneş | ve ay | ve yıldızlar | ve dağlar | ve ağaçlar | ve hayvanlar | ve birçoğu | -dan | insanlar- | ama birçoğu | hak olmuştur | üzerine | azab | ve kimi | aşağılatırsa | Allah | artık olmaz | ona | hiç | değer veren | şüphesiz | Allah | yapar | şeyi | dilediği |

[] [RÆY] [] [] [SCD̃] [] [] [] [SMW] [] [] [ÆRŽ] [ŞMS] [GMR] [NCM] [CBL] [ŞCR] [D̃BB] [KS̃R] [] [NWS] [KS̃R] [ḪGG] [] [AZ̃B] [] [HWN] [] [] [] [] [KRM] [] [] [FAL] [] [ŞYÆ]
ǼLM TR ǼN ÆLLH YSCD̃ LH MN FY ÆLSMÆWÆT WMN FY ÆLǼRŽ WÆLŞMS WÆLGMR WÆLNCWM WÆLCBÆL WÆLŞCR WÆLD̃WÆB WKS̃YR MN ÆLNÆS WKS̃YR ḪG ALYH ÆLAZ̃ÆB WMN YHN ÆLLH FMÆ LH MN MKRM ÎN ÆLLH YFAL YŞÆÙ

elem tera enne llahe yescudu lehu men s-semāvāti ve men l-erDi ve şşemsu velḳameru ve nnucūmu velcibālu ve şşeceru ve ddevābbu ve keṧīrun mine n-nāsi vekeṧīrun Haḳḳa ǎleyhi l-ǎƶābu ve men yuhini llahu femā lehu min mukrimin inne llahe yef'ǎlu yeşā'u
ألم تر أن الله يسجد له من في السماوات ومن في الأرض والشمس والقمر والنجوم والجبال والشجر والدواب وكثير من الناس وكثير حق عليه العذاب ومن يهن الله فما له من مكرم إن الله يفعل ما يشاء

[] [ر ا ي] [] [] [س ج د] [] [] [] [س م و] [] [] [ا ر ض] [ش م س] [ق م ر] [ن ج م] [ج ب ل] [ش ج ر] [د ب ب] [ك ث ر] [] [ن و س] [ك ث ر] [ح ق ق] [] [ع ذ ب] [] [ه و ن] [] [] [] [] [ك ر م] [] [] [ف ع ل] [] [ش ي ا]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ǼLM elem Do not
تر ر ا ي | RÆY TR tera görmedin mi you see
أن | ǼN enne kuşkusuz that
الله | ÆLLH llahe Allah'a (to) Allah
يسجد س ج د | SCD̃ YSCD̃ yescudu secde ediyorlar prostrates
له | LH lehu O'na to Him
من | MN men kimseler whoever
في | FY (is) in
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti göklerdeki the heavens
ومن | WMN ve men ve kimseler and whoever
في | FY (is) in
الأرض ا ر ض | ÆRŽ ÆLǼRŽ l-erDi yerdeki the earth,
والشمس ش م س | ŞMS WÆLŞMS ve şşemsu ve güneş and the sun
والقمر ق م ر | GMR WÆLGMR velḳameru ve ay and the moon
والنجوم ن ج م | NCM WÆLNCWM ve nnucūmu ve yıldızlar and the stars
والجبال ج ب ل | CBL WÆLCBÆL velcibālu ve dağlar and the mountains,
والشجر ش ج ر | ŞCR WÆLŞCR ve şşeceru ve ağaçlar and the trees
والدواب د ب ب | D̃BB WÆLD̃WÆB ve ddevābbu ve hayvanlar and the moving creatures
وكثير ك ث ر | KS̃R WKS̃YR ve keṧīrun ve birçoğu and many
من | MN mine -dan of
الناس ن و س | NWS ÆLNÆS n-nāsi insanlar- the people?
وكثير ك ث ر | KS̃R WKS̃YR vekeṧīrun ama birçoğu But many -
حق ح ق ق | ḪGG ḪG Haḳḳa hak olmuştur (is) justly due
عليه | ALYH ǎleyhi üzerine on him
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ÆLAZ̃ÆB l-ǎƶābu azab the punishment.
ومن | WMN ve men ve kimi And whoever
يهن ه و ن | HWN YHN yuhini aşağılatırsa Allah humiliates
الله | ÆLLH llahu Allah Allah humiliates
فما | FMÆ femā artık olmaz then not
له | LH lehu ona for him
من | MN min hiç any
مكرم ك ر م | KRM MKRM mukrimin değer veren bestower of honor.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ÆLLH llahe Allah Allah
يفعل ف ع ل | FAL YFAL yef'ǎlu yapar does
ما | şeyi what
يشاء ش ي ا | ŞYÆ YŞÆÙ yeşā'u dilediği He wills
| görmedin mi | kuşkusuz | Allah'a | secde ediyorlar | O'na | kimseler | | göklerdeki | ve kimseler | | yerdeki | ve güneş | ve ay | ve yıldızlar | ve dağlar | ve ağaçlar | ve hayvanlar | ve birçoğu | -dan | insanlar- | ama birçoğu | hak olmuştur | üzerine | azab | ve kimi | aşağılatırsa | Allah | artık olmaz | ona | hiç | değer veren | şüphesiz | Allah | yapar | şeyi | dilediği |

[] [RÆY] [] [] [SCD̃] [] [] [] [SMW] [] [] [ÆRŽ] [ŞMS] [GMR] [NCM] [CBL] [ŞCR] [D̃BB] [KS̃R] [] [NWS] [KS̃R] [ḪGG] [] [AZ̃B] [] [HWN] [] [] [] [] [KRM] [] [] [FAL] [] [ŞYÆ]
ǼLM TR ǼN ÆLLH YSCD̃ LH MN FY ÆLSMÆWÆT WMN FY ÆLǼRŽ WÆLŞMS WÆLGMR WÆLNCWM WÆLCBÆL WÆLŞCR WÆLD̃WÆB WKS̃YR MN ÆLNÆS WKS̃YR ḪG ALYH ÆLAZ̃ÆB WMN YHN ÆLLH FMÆ LH MN MKRM ÎN ÆLLH YFAL YŞÆÙ

elem tera enne llahe yescudu lehu men s-semāvāti ve men l-erDi ve şşemsu velḳameru ve nnucūmu velcibālu ve şşeceru ve ddevābbu ve keṧīrun mine n-nāsi vekeṧīrun Haḳḳa ǎleyhi l-ǎƶābu ve men yuhini llahu femā lehu min mukrimin inne llahe yef'ǎlu yeşā'u
ألم تر أن الله يسجد له من في السماوات ومن في الأرض والشمس والقمر والنجوم والجبال والشجر والدواب وكثير من الناس وكثير حق عليه العذاب ومن يهن الله فما له من مكرم إن الله يفعل ما يشاء

[] [ر ا ي] [] [] [س ج د] [] [] [] [س م و] [] [] [ا ر ض] [ش م س] [ق م ر] [ن ج م] [ج ب ل] [ش ج ر] [د ب ب] [ك ث ر] [] [ن و س] [ك ث ر] [ح ق ق] [] [ع ذ ب] [] [ه و ن] [] [] [] [] [ك ر م] [] [] [ف ع ل] [] [ش ي ا]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ǼLM elem Do not
,Lam,Mim,
,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
تر ر ا ي | RÆY TR tera görmedin mi you see
Te,Re,
400,200,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
أن | ǼN enne kuşkusuz that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ÆLLH llahe Allah'a (to) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يسجد س ج د | SCD̃ YSCD̃ yescudu secde ediyorlar prostrates
Ye,Sin,Cim,Dal,
10,60,3,4,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
له | LH lehu O'na to Him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN men kimseler whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti göklerdeki the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
ومن | WMN ve men ve kimseler and whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ÆRŽ ÆLǼRŽ l-erDi yerdeki the earth,
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
والشمس ش م س | ŞMS WÆLŞMS ve şşemsu ve güneş and the sun
Vav,Elif,Lam,Şın,Mim,Sin,
6,1,30,300,40,60,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun → Sun"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
والقمر ق م ر | GMR WÆLGMR velḳameru ve ay and the moon
Vav,Elif,Lam,Gaf,Mim,Re,
6,1,30,100,40,200,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun → Moon"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
والنجوم ن ج م | NCM WÆLNCWM ve nnucūmu ve yıldızlar and the stars
Vav,Elif,Lam,Nun,Cim,Vav,Mim,
6,1,30,50,3,6,40,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun → Star"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
والجبال ج ب ل | CBL WÆLCBÆL velcibālu ve dağlar and the mountains,
Vav,Elif,Lam,Cim,Be,Elif,Lam,
6,1,30,3,2,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
والشجر ش ج ر | ŞCR WÆLŞCR ve şşeceru ve ağaçlar and the trees
Vav,Elif,Lam,Şın,Cim,Re,
6,1,30,300,3,200,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun → Tree"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
والدواب د ب ب | D̃BB WÆLD̃WÆB ve ddevābbu ve hayvanlar and the moving creatures
Vav,Elif,Lam,Dal,Vav,Elif,Be,
6,1,30,4,6,1,2,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
وكثير ك ث ر | KS̃R WKS̃YR ve keṧīrun ve birçoğu and many
Vav,Kef,Se,Ye,Re,
6,20,500,10,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine singular indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
من | MN mine -dan of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الناس ن و س | NWS ÆLNÆS n-nāsi insanlar- the people?
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
وكثير ك ث ر | KS̃R WKS̃YR vekeṧīrun ama birçoğu But many -
Vav,Kef,Se,Ye,Re,
6,20,500,10,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine singular indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
حق ح ق ق | ḪGG ḪG Haḳḳa hak olmuştur (is) justly due
Ha,Gaf,
8,100,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
عليه | ALYH ǎleyhi üzerine on him
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ÆLAZ̃ÆB l-ǎƶābu azab the punishment.
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
ومن | WMN ve men ve kimi And whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
يهن ه و ن | HWN YHN yuhini aşağılatırsa Allah humiliates
Ye,He,Nun,
10,5,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
الله | ÆLLH llahu Allah Allah humiliates
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
فما | FMÆ femā artık olmaz then not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
له | LH lehu ona for him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN min hiç any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
مكرم ك ر م | KRM MKRM mukrimin değer veren bestower of honor.
Mim,Kef,Re,Mim,
40,20,200,40,
N – genitive masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مجرور
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ÆLLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يفعل ف ع ل | FAL YFAL yef'ǎlu yapar does
Ye,Fe,Ayn,Lam,
10,80,70,30,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ما | şeyi what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يشاء ش ي ا | ŞYÆ YŞÆÙ yeşā'u dilediği He wills
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع

Konu Başlığı: [22:17-18] Tanrı: Tek Yargıç

Abdulbaki Gölpınarlı : Görmez misin, Allah, şüphe yok, öyle bir mâbut ki ona secde eder ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaç, hayvanlar ve insanların çoğu ve çoğu da azâbı hak etmiştir ve Allah, kimi hor kılarsa onu kutluluğa ulaştırıp ona lütuf ve ihsânda bulunan hiçbir kimse bulunamaz; şüphe yok ki Allah, dilediğini yapar.
Adem Uğur : Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.
Ahmed Hulusi : Görmedin mi ki Allâh (O'dur ki), semâlarda kim varsa ve arzda kim varsa; Güneş, Ay, Yıldızlar, Dağlar, Ağaçlar, Dabbeler (yürür canlılar) ve insanlardan birçoğu O'na secde etmede! Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. . . Allâh kimi hor-hakir kılarsa, artık onu yüceltecek yoktur. . . Muhakkak ki Allâh dilediğini yapar. (18. âyet secde âyetidir. )
Ahmet Tekin : Göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıklar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların çoğu Allah’a secde ediyor, görmüyor musun? Birçoğu da hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur’ân’a itibar etmedikleri için gerekçeli olarak azâbı hak etmiştir. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, alçaltırsa, artık onu onurlu, şerefli, mutlu hale getirecek kimse yoktur. Allah, sünnetinin, düzeninin yasalarını koyuyor; yasalarını, iradesinin tecellisine uygun icraya devam ediyor.
Ahmet Varol : Göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların bir çoğunun Allah'a secde ettiklerini görmedin mi? Bir çoğuna da azab hak olmuştur. Allah kimi aşağılık kılarsa artık onu yücelten biri olmaz. Allah dilediğini yapar.
Ali Bulaç : Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah'a secde etmektedirler. Birçoğu üzerine azab hak olmuştur. Allah kimi aşağılık kılarsa, artık onun için bir yüceltici yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.
Ali Fikri Yavuz : Görmedin mi, göklerde ve yerde olan her şey; güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan çok kimseler hep Allah’a secde (*) ediyor (O’nun kudretine boyun eğiyor). Bir çoğunun (küffarın) da üzerine azap hak olmuştur. Kimi de Allah hor bırakırsa, artık ona saadet verecek yoktur. Elbette Allah dilediğini yapar.
Bekir Sadak : SÙ Goklerde ve yerde olanlarin, gunes, ay, yildizlar, daglar, agaclar, hayvanlarin ve insanlarin bircogunun Allah'a secde ettiklerini gormuyor musun? insanlarin bircogu da azabi hak etmistir. Allah'in alcalttigi kimseyi yukseltebilecek yoktur. Dogrusu Allah ne dilerse yapar.
Celal Yıldırım : Görmez misin ki, göklerde olanlar, yerde olanlar, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan bir çoğu Allah'a secde ederler. (İnsanlardan) çoğunun da üzerine azâb hak olmuştur. Allah kimi değersiz kılıp aşağılarsa, onu, saygı gösterip ağırlayan bulunmaz. Şüphesiz ki Allah dilediğini yapar.
Diyanet İşleri : Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah, kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.
Diyanet İşleri (eski) : Göklerde ve yerde olanların, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanların ve insanların birçoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun? İnsanların birçoğu da azabı hak etmiştir. Allah'ın alçalttığı kimseyi yükseltebilecek yoktur. Doğrusu Allah ne dilerse yapar.
Diyanet Vakfi : Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.
Edip Yüksel : Göklerde ve yerde bulunan kimselerin, güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların, hayvanların ve insanlardan bir çok kişinin ALLAH'a secde ettiklerini (boyun eğdiklerini) görmez misin? Bir çok kişi de azabı hakketmiştir. ALLAH'ın alçalttığını hiç kimse onurlu kılamaz. ALLAH dilediğini yapar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun üzerine de azab hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyorlar. Bir çoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah her kimi de hakir ve zelil ederse artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Görmedin mi hep Allaha secde ediyor Göklerdeki kimseler, Yerdeki kimseler, Güneş, Ay ve yıldızlar, dağlar, bütün hayvanlar, ve insanlardan bir çoğu, bir çoğunun da üzerine azâb hakk olmuş her, kimi de Allah tahkır ederse artık ona ikram edecek yoktur, şübhesiz Allah ne dilerse yapar
Fizilal-il Kuran : Göklerdeki ve yerdeki tüm varlıkların, güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların, hayvanların ve çok sayıda insanın Allah'a secde ettiklerini, O'nun buyruğuna boyun eğdiklerini görmüyor musun? Birçok sayıdaki insan da azaba çarpılmayı haketmiştir. Allah'ın alçalttığı kimseye hiç kimse onur kazandıramaz. Hiç şüphesiz Allah dilediğini yapar.
Gültekin Onan : Görmedin mi ki, gerçekten göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Tanrı'ya secde etmektedirler. Birçoğu üzerine azab hak olmuştur. Tanrı kimi aşağılık kılarsa, artık onun için bir yüceltici yoktur. Şüphesiz Tanrı dilediğini yapar.
Hakkı Yılmaz : Göklerde ve yeryüzünde olan kimselerin, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, kıpırdayan canlılar ve insanların çoğunun Allah'a boyun eğip teslimiyet gösterdiklerini görmedin mi/ hiç düşünmedin mi? Birçoğu da üzerlerine azap hak olmuş olanlardır. Ve Allah, kimi hor kılarsa artık onun için bir yücelten yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini işler.
Hasan Basri Çantay : Görmedin mi, göklerde olan herkes (herşey) ve yerde bulunan herkes (herşey), güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların bir çoğu hakıykaten Allaha secde ediyor. Bir çoğunun üzerine de azâb hak olmuşdur. Allah kimi (bedbahtlıkla) hor kılarsa onu seâdete kavuşduracak (hiç bir kuvvet) yokdur. Şübhesiz ki Allah ne dilerse (onu) yapar.
Hayrat Neşriyat : Görmedin mi, şübhesiz Allah (O Rabbinizdir ki), göklerde olan ve yerde bulunan herkes, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, (yeryüzünde) hareketli olan (bütün) canlılar ile insanlardan birçoğu O’na secde eder. (Onlardan) birçok (kimse) de vardır ki, azab üzerine hak olmuştur. Ve Allah kimi alçaltırsa, artık onu yükseltecek kimse yoktur. Muhakkak ki Allah, ne dilerse yapar.
İbni Kesir : Göklerde ve yerde olanların; güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ile insanların bir çoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun? İnsanların bir çoğu da azabı hak etmiştir. Ve Allah kimi alçaltırsa; ona ikram edecek kimse yoktur. Şüphesiz ki Allah; dilediğini yapar.
İskender Evrenosoğlu : Göklerde ve yeryüzünde olan kimseler, Güneş, Ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar ve (yürüyen) hayvanlar ve insanlardan çoğu; görmüyor musun (görmedin mi) ki Allah'a secde ediyorlar. (İnsanların) çoğunun üzerine azap hak oldu ve Allah, kimi zayıf düşürürse (alçaltırsa) artık ona ikram eden yoktur. Muhakkak ki Allah, dilediğini yapar.
Muhammed Esed : (Ey İnsanoğlu,) göklerde ve yerde var olan her şeyin, -güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların ve hayvanların- Allah'ın (kudret ve yüceliği) önünde yere kapandığını görmüyor musun? Ve insanlardan bir nicesi (Allah'a bilinçli olarak baş eğmektedir); ama niceleri de (O'na karşı geldikleri için öte dünyada) kaçınılmaz biçimde azabı hak edecekler; ve Allah'ın (Kıyamet Günü'nde) alçalttığı kimseyi de onurlandırabilecek kimse yoktur; çünkü, Allah dilediği her şeyi mutlaka yapar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Görmedin mi ki, muhakkak Allah'a göklerde olanlar da ve yerde olanlar da ve güneş, ay, yıldızlar da dağlar, ağaçlar ve bütün hayvanat da ve insanlardan birçoğu da secde ederler. Ve birçokları da vardır ki, onun üzerine de azap hak olmuştur ve kimi ki, Allah şekavete düşürürse artık onu saadete erdirecek bir kimse yoktur. Şüphesiz ki, Allah dilediğini işler.
Ömer Öngüt : Göklerde ve yerde olanların, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların bir çoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun? Bir çoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık ona ikramda bulunacak bir kimse yoktur. Şüphesiz ki Allah dilediğini yapar.
Şaban Piriş : Göklerde ve yerde olanların, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, canlılar ve bir çok insanın Allah’a secde ettiklerini görmüyor musun? Çoğu da azabı hak etmiştir. Allah kimi alçaltırsa onu yükseltecek yoktur. Allah, ne isterse yapar.
Suat Yıldırım : Bilmez misin ki göklerde ve yerde bulunan kimseler, hatta güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar bütün canlılar ve insanların da birçoğu Allah’ın yüceliğine secde ediyorlar. İnsanların çoğu hakkında ise azap hükmü kesinleşmiştir. Allah’ın zelil kıldığını aziz edecek kuvvet yoktur. Şüphesiz ki Allah ne dilerse yapar.
Süleyman Ateş : Görmedin mi (baksana), göklerde, yerde bulunan kimseler, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyorlar! Ama birçoğuna da azâb hak olmuştur. Allâh kimi aşağılatırsa artık ona değer veren olmaz. Allâh, dilediğini yapar.
Tefhim-ul Kuran : Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah'a secde etmektedirler. Birçoğu üzerinde de azab hak olmuştur. Allah kimi aşağılık kılarsa, artık onun için bir yüceltici yoktur. Hiç şüphesiz Allah, dilediğini yapar.
Ümit Şimşek : Gökte olanların, yerde olanların, Güneşin, Ayın, yıldızların, dağların, ağaçların ve bütün canlıların Allah'a secde ettiğini görmedin mi? İnsanların da pek çoğu Ona secde eder; birçoğu ise azabı hak etmiştir. Allah'ın hor kıldığını aziz edecek kimse yoktur. Hiç kuşkusuz, Allah dilediğini yapar.
Yaşar Nuri Öztürk : Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun da üzerine azap hak olmuştur. Allah'ın hakir kıldığına ikramda bulunan olmaz. Allah, dilediğini yapar.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}