» 22 / Hac  45:

Kuran Sırası: 22
İniş Sırası: 103
Hac Suresi = Ziyaret Suresi
Hac ibadetinden bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78

22:45 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
niceleri vardır | -den | kentler- | helak ettiğimiz | o | zulmederken | ve o | çökmüştür | üstüne | tavanları | ve kuyu | kullanılmaz olmuştur | ve saraylar | sağlam |

FKǼYN MN GRYT ǼHLKNÆHÆ WHY ƵÆLMT FHY ḢÆWYT AL ARWŞHÆ WBÙR MAŦLT WGṦR MŞYD̃
fe keeyyin min ḳaryetin ehleknāhā vehiye Zālimetun fehiye ḣāviyetun ǎlā ǔrūşihā ve bi'rin muǎTTaletin ve ḳaSrin meşīdin

فَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ فَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَىٰ عُرُوشِهَا وَبِئْرٍ مُعَطَّلَةٍ وَقَصْرٍ مَشِيدٍ

Transcript Okunuş Türkçe
1. FKǼYN = fe keeyyin : niceleri vardır
2. MN = min : -den
3. GRYT = ḳaryetin : kentler-
4. ǼHLKNÆHÆ = ehleknāhā : helak ettiğimiz
5. WHY = vehiye : o
6. ƵÆLMT = Zālimetun : zulmederken
7. FHY = fehiye : ve o
8. ḢÆWYT = ḣāviyetun : çökmüştür
9. AL = ǎlā : üstüne
10. ARWŞHÆ = ǔrūşihā : tavanları
11. WBÙR = ve bi'rin : ve kuyu
12. MAŦLT = muǎTTaletin : kullanılmaz olmuştur
13. WGṦR = ve ḳaSrin : ve saraylar
14. MŞYD̃ = meşīdin : sağlam
niceleri vardır | -den | kentler- | helak ettiğimiz | o | zulmederken | ve o | çökmüştür | üstüne | tavanları | ve kuyu | kullanılmaz olmuştur | ve saraylar | sağlam |

[] [] [GRY] [HLK] [] [ƵLM] [] [ḢWY] [] [ARŞ] [BÆR] [AŦL] [GṦR] [ŞYD̃]
FKǼYN MN GRYT ǼHLKNÆHÆ WHY ƵÆLMT FHY ḢÆWYT AL ARWŞHÆ WBÙR MAŦLT WGṦR MŞYD̃

fe keeyyin min ḳaryetin ehleknāhā vehiye Zālimetun fehiye ḣāviyetun ǎlā ǔrūşihā ve bi'rin muǎTTaletin ve ḳaSrin meşīdin
فكأين من قرية أهلكناها وهي ظالمة فهي خاوية على عروشها وبئر معطلة وقصر مشيد

[] [] [ق ر ي] [ه ل ك] [] [ظ ل م] [] [خ و ي] [] [ع ر ش] [ب ا ر] [ع ط ل] [ق ص ر] [ش ي د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فكأين | FKǼYN fe keeyyin niceleri vardır And how many
من | MN min -den of
قرية ق ر ي | GRY GRYT ḳaryetin kentler- a township
أهلكناها ه ل ك | HLK ǼHLKNÆHÆ ehleknāhā helak ettiğimiz We have destroyed it,
وهي | WHY vehiye o while it
ظالمة ظ ل م | ƵLM ƵÆLMT Zālimetun zulmederken was doing wrong,
فهي | FHY fehiye ve o so it
خاوية خ و ي | ḢWY ḢÆWYT ḣāviyetun çökmüştür fell
على | AL ǎlā üstüne on
عروشها ع ر ش | ARŞ ARWŞHÆ ǔrūşihā tavanları its roofs,
وبئر ب ا ر | BÆR WBÙR ve bi'rin ve kuyu and well
معطلة ع ط ل | AŦL MAŦLT muǎTTaletin kullanılmaz olmuştur abandoned,
وقصر ق ص ر | GṦR WGṦR ve ḳaSrin ve saraylar and castle
مشيد ش ي د | ŞYD̃ MŞYD̃ meşīdin sağlam lofty.
niceleri vardır | -den | kentler- | helak ettiğimiz | o | zulmederken | ve o | çökmüştür | üstüne | tavanları | ve kuyu | kullanılmaz olmuştur | ve saraylar | sağlam |

[] [] [GRY] [HLK] [] [ƵLM] [] [ḢWY] [] [ARŞ] [BÆR] [AŦL] [GṦR] [ŞYD̃]
FKǼYN MN GRYT ǼHLKNÆHÆ WHY ƵÆLMT FHY ḢÆWYT AL ARWŞHÆ WBÙR MAŦLT WGṦR MŞYD̃

fe keeyyin min ḳaryetin ehleknāhā vehiye Zālimetun fehiye ḣāviyetun ǎlā ǔrūşihā ve bi'rin muǎTTaletin ve ḳaSrin meşīdin
فكأين من قرية أهلكناها وهي ظالمة فهي خاوية على عروشها وبئر معطلة وقصر مشيد

[] [] [ق ر ي] [ه ل ك] [] [ظ ل م] [] [خ و ي] [] [ع ر ش] [ب ا ر] [ع ط ل] [ق ص ر] [ش ي د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فكأين | FKǼYN fe keeyyin niceleri vardır And how many
Fe,Kef,,Ye,Nun,
80,20,,10,50,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
N – nominative noun
الفاء عاطفة
اسم مرفوع
من | MN min -den of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قرية ق ر ي | GRY GRYT ḳaryetin kentler- a township
Gaf,Re,Ye,Te merbuta,
100,200,10,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
أهلكناها ه ل ك | HLK ǼHLKNÆHÆ ehleknāhā helak ettiğimiz We have destroyed it,
,He,Lam,Kef,Nun,Elif,He,Elif,
,5,30,20,50,1,5,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وهي | WHY vehiye o while it
Vav,He,Ye,
6,5,10,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
ظالمة ظ ل م | ƵLM ƵÆLMT Zālimetun zulmederken was doing wrong,
Zı,Elif,Lam,Mim,Te merbuta,
900,1,30,40,400,
N – nominative feminine indefinite active participle
اسم مرفوع
فهي | FHY fehiye ve o so it
Fe,He,Ye,
80,5,10,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
خاوية خ و ي | ḢWY ḢÆWYT ḣāviyetun çökmüştür fell
Hı,Elif,Vav,Ye,Te merbuta,
600,1,6,10,400,
N – nominative feminine indefinite active participle
اسم مرفوع
على | AL ǎlā üstüne on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
عروشها ع ر ش | ARŞ ARWŞHÆ ǔrūşihā tavanları its roofs,
Ayn,Re,Vav,Şın,He,Elif,
70,200,6,300,5,1,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وبئر ب ا ر | BÆR WBÙR ve bi'rin ve kuyu and well
Vav,Be,,Re,
6,2,,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
معطلة ع ط ل | AŦL MAŦLT muǎTTaletin kullanılmaz olmuştur abandoned,
Mim,Ayn,Tı,Lam,Te merbuta,
40,70,9,30,400,
N – genitive feminine indefinite (form II) passive participle
اسم مجرور
وقصر ق ص ر | GṦR WGṦR ve ḳaSrin ve saraylar and castle
Vav,Gaf,Sad,Re,
6,100,90,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
مشيد ش ي د | ŞYD̃ MŞYD̃ meşīdin sağlam lofty.
Mim,Şın,Ye,Dal,
40,300,10,4,
N – genitive masculine indefinite passive participle
اسم مجرور

Konu Başlığı: [22:39-51] Silolar, Alışveriş Merkezleri, Yardım Kurumları ve Mescidler

Abdulbaki Gölpınarlı : Nice şehirler var ki halkı zâlim olduğundan helâk ettik onları ve o şehirlerin tavanları, duvarlarına çökmüş, yerle bir olmuş, ıpıssız kalmış ve nice kuyular kuruttuk, nice yüce köşkler yıktık.
Adem Uğur : Nitekim, birçok memleket vardı ki, o memleket (halkı) zulmetmekte iken, biz onları helâk ettik. Şimdi o ülkelerde duvarlar, (çökmüş) tavanların üzerine yıkılmıştır. Nice kullanılmaz hale gelmiş kuyular ve (ıssız kalmış) ulu saraylar vardır.
Ahmed Hulusi : Nice zâlim şehir vardı ki, haksızlıkta aşırı gitmeleri sonucu onları helâk ettik. . . Artık çatıları, duvarları üstüne çökmüş. . . Geride kullanılmaz kuyular ve yıkılmış saraylar kalmış.
Ahmet Tekin : Nice memleketleri, baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engellerken yok ettik. Geride, damları çökmüş, duvarları yıkılmış harabeler, terkedilmiş susuz kuyular, ıssız kalmış ulu saraylar bıraktılar.
Ahmet Varol : (Halkı) zalim olduğu için helak ettiğimiz nice kentler vardır ki şimdi oraların damları duvarlarının üstüne çökmüş haldedir. (Oralarda) nice kullanılmaz halde kuyu ve (bomboş bırakılmış) sağlam köşk vardır.
Ali Bulaç : (Halkı) Zulmediyorken yıkıma uğrattığımız nice ülkeler vardır ki, şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmakta, kullanılamaz durumdaki kuyuları (terkedilmiş bulunmakta), yüksek sarayları (çın çın ötmektedir).
Ali Fikri Yavuz : Nice memleketler vardı ki, zulüm yapıyorlarken biz onları helâk ettik de damları çökmüş, duvarları üzerlerine yıkılmıştır (ıssız harabeye dönmüştür). Nice kuyularla yüksek saraylar (sahibsiz) bomboş bırakılmıştır.
Bekir Sadak : Nice kasabalarin halkini haksizlik yaparken yok ettik. Artik catilari cokmus, kuyulari metruk, saraylari bombos kalmistir.
Celal Yıldırım : Birçok kasaba halkını zulüm edip dururlarken yakalayıp yok ettik. Damları çökmüş, kuyuları kendi haline terkedilmiş ve (ıssız kalmış) yüksekçe sarayları..
Diyanet İşleri : Halkı zulmetmekteyken helâk ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır!
Diyanet İşleri (eski) : Nice kasabaların halkını haksızlık yaparken yok ettik. Artık çatıları çökmüş, kuyuları metruk, sarayları bomboş kalmıştır.
Diyanet Vakfi : Nitekim, birçok memleket vardı ki, o memleket (halkı) zulmetmekte iken, biz onları helâk ettik. Şimdi o ülkelerde duvarlar, (çökmüş) tavanların üzerine yıkılmıştır. Nice kullanılmaz hale gelmiş kuyular ve (ıssız kalmış) ulu saraylar vardır.
Edip Yüksel : Nice kentlerin halkını, işledikleri haksızlıklardan ötürü helak ettik. Onlardan arta kalanlar, çökmüş çatılar, terkedilmiş kuyular ve ıssız saraylardı...
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nice memleketler vardı ki, zulüm yaparlarken biz onları yok ettik. Artık damları çökmüş, duvarları üzerine yıkılmıştır. (Geride) Nice terkedilmiş kuyularla bomboş kalmış yüksek saraylar (bırakılmıştır.)
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Evet nice memleketler vardır ki, Biz onları zulum yaparlarken helak ettik; şimdi damlarının üzerine çökmüş, ıp ıssız yıkıntı halindedir; ve nice kullanılmaz hale gelmiş kuyular ve (bomboş kalmış) muhteşem köşkler vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Evet, nice memleketler vardı ki biz onları zulm etmektelerken helâk ettik de şimdi onlar damlarının üzerine çökmüş ıp ıssız, hem nice muattal kuyu ve müşeyyed köşk
Fizilal-il Kuran : Halkı zalim olan nice kenti yok ettik. Yapılarının duvarları, yere inen tavan yıkıntılarının üzerine çökmüştür. Nice su kuyularını kullanan kalmamış, nice korunaklı köşkleri ıssız kalmıştır.
Gültekin Onan : (Halkı) Zulmediyorken yıkıma uğrattığımız nice ülkeler vardır ki, şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmakta, kullanılamaz durumdaki kuyuları (terkedilmiş bulunmakta), yüksek sarayları (çın çın ötmektedir).
Hakkı Yılmaz : "Sonra nice kentler de vardı ki şirk koşmak sûretiyle yanlış; kendi zararlarına iş yaparlarken Biz, onları değişime/ yıkıma uğrattık. Artık damları çökmüş, duvarları üzerine yıkılmıştır; nice terk edilmiş kuyularla bomboş kalmış, kireçle/ betonla sağlamlaştırılmış saraylar! "
Hasan Basri Çantay : (Evet) nice memleket (ler vardı) ki (halkı) zulümde devam edib dururlarken biz onları (mahv-ü) helak etdik. Şimdi dıvarlar tavanlarının üstüne çökmüş (ıpıssız kalmış) dır (o yerler). Ve (biz nice) kuyu (lar) ı muattal, (nice) yüksek saray (ları bomboş bırakdık).
Hayrat Neşriyat : Nitekim o (halkı) zâlim olan nice şehirler vardır ki, onları helâk etmişizdir. Şimdi o, duvarları çatıları üzerine çökmüş (harâb olmuş) bir hâldedir; kullanılmaz hâle gelmiş nice kuyular ve (bomboş) kalmış nice yüksek saraylar (hep sâhibsiz kaldılar)!
İbni Kesir : Nice kasabaları zulüm ederken helak ettik. Şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmaktadır, kuyuları körelmiş, sarayları yıkılmıştır.
İskender Evrenosoğlu : Böylece (halkı) zalim olan nice ülkeler gibi onu da helâk ettik. Artık o (ülke), çatıları yıkılmış, kuyuları ve yüksek sarayları terkedilmiş (bir halde)dir.
Muhammed Esed : Ve zulüm ve haksızlıkta onmaz düzeylere vardıkları için nice şehirleri yok ettik, öyle ki, şimdi hepsinin yerinde yeller esiyor; çatıları çökmüş, kuyuları kurumuş, (bir zamanlar göğe doğru) yükselen sarayları (şimdi yerle bir olmuş)!
Ömer Nasuhi Bilmen : Evet. Nice beldeyi, o zalim olduğu halde onu helâk ettik ki, onun duvarları, tavanları üzerine yıkılmış ve nice muattal kuyu ve nice yüksek köşk (sahipsiz bırakılmıştır).
Ömer Öngüt : Nice şehirlerin halkını, zulmederken helâk edip yok ettik. Artık çatıları çökmüş, kuyuları körelmiş, sarayları yıkılmıştır.
Şaban Piriş : Nice ülkeleri zalimlik ederken helak ettik. Şimdi, onlar tepetakla edilmiş, su kuyuları terkedilmiş ve sağlam sarayları bomboş kalmıştır.
Suat Yıldırım : Halkı zulümde artık onmaz derecede ileri gitmiş nice şehirleri yok ettik! Öyle ki şimdi hepsinin yerinde yeller esiyor: Üstü altına gelmiş binalar, körelmiş kuyular, kurumuş çeşmeler, yerle bir olmuş muhteşem saraylar...
Süleyman Ateş : (Halkı) zulmederken helâk ettiğimiz nice kent vardır ki duvarları (yıkılan) tavanlarının üstüne çökmüştür. Nice kullanılmaz olmuş kuyu ve nice (ıssız kalmış) sağlam köşk vardır!
Tefhim-ul Kuran : (Halkı) Zulmediyorken yıkıma uğrattığımız nice ülkeler vardır ki, şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmakta, kullanılamaz durumdaki kuyuları (terkedilmiş bulunmakta), yüksek sarayları (çın çın ötmektedir).
Ümit Şimşek : Böylece Biz nice zalim beldeyi helâk ettik ki, şimdi onların yerinde altı üstüne gelmiş harabeler, kör kuyular, bomboş duran yüksek saraylar vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Zalim olduğu için helâk ettiğimiz nice kent/medeniyet var ki, duvarları, tavanları üzerine çökmüş halde. Nice kullanılmaz halde bırakılmış su kuyusu, nice görkemli/süslü/bakımlı köşk var.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}