Ahmet Varol Meali |
|
1: Surat astı ve döndü. | |
2: Kendisine o kör kişi geldi diye. | |
3: Ne bilirsin belki de o arınacaktır? | |
4: Yahut öğüt alacak ve öğüt ona yarar sağlayacaktır? | |
5: Fakat kendini ihtiyaçtan uzak görene gelince, | |
6: Sen ona yakın ilgi gösteriyorsun. | |
7: Onun arınmamasından sana ne? | |
8: Ama koşarak sana gelen, | |
9: Ki o, (Allah'tan) korkmaktadır, | |
10: Sen onu bırakıp oyalanıyorsun. | |
11: Hayır. Bu ancak bir öğüttür. | |
12: Artık dileyen onu düşünüp öğüt alır. | |
13: (O) şerefli sahifelerdedir. | |
14: Yüce ve tertemiz. | |
15: Yazıcıların ellerinde. | |
16: İyilik sahibi şerefli kimselerin. | |
17: Canı çıkası insan ne kadar da nankördür! | |
18: (Allah) onu hangi şeyden yarattı! | |
19: Bir nutfeden yarattı ve belli bir şekle soktu. | |
20: Sonra ona yolu kolaylaştırdı. | |
21: Sonra öldürdü ve kabre koydu. | |
22: Sonra dilediğinde onu diriltir. | |
23: Hayır. O (Rabbinin) kendisine emrettiğini yerine getirmedi. | |
24: İnsan yiyeceğine bir baksın. | |
25: Şüphesiz biz suyu döktükçe döktük. | |
26: Sonra yeri yardıkça yardık. | |
27: Böylece orada taneler bitirdik. | |
28: Üzümler ve yoncalar, | |
29: Zeytinler ve hurmalar, | |
30: Sık ağaçlı bahçeler, | |
31: Meyvalar ve çayırlar, | |
32: Size ve hayvanlarınıza bir yarar olmak üzere. | |
33: Ancak o kulakları sağır edercesine şiddetli gürültü geldiği zaman, | |
34: O gün kişi kardeşinden kaçar, | |
35: Annesinden ve babasından da, | |
36: Eşinden ve oğullarından da. | |
37: O gün onlardan her birinin kendine yetecek bir işi vardır. | |
38: Yüzler var ki, o gün parıl parıl parıldar. | |
39: Güler ve sevinçlidir. | |
40: Öyle yüzler de var ki o gün üzerini toz kaplamıştır. | |
41: Onları karanlık bürümüştür. | |
42: İşte onlar inkarcılar, facirlerdir. | |