Edip Yüksel Meali |
|
1: Surat astı ve döndü; | |
2: O kör adam geldi diye. | |
3: Ne bilirsin, belki de o arınacak; | |
4: Yahut ta öğüt alacak ve ona mesajın yararı dokunacaktı. | |
5: Kendisini zengin görüp önemsemeyene gelince; | |
6: Sen ona yöneliyorsun. | |
7: Onun arınmamasından sana ne? | |
8: Oysa, sana büyük bir hevesle gelen, | |
9: Saygı gösterdiği halde, | |
10: İlgi göstermedin ona. | |
11: Doğrusu, bu bir hatırlatmadır. | |
12: Dileyen bundan öğüt alır. | |
13: Onurlu kitaplardadır, | |
14: Yüce ve temiz. | |
15: Elçilerin elleriyle (yazılmıştır). | |
16: Onurlu ve güzel huylu (elçiler). | |
17: Yazıklar olsun insana; ne kadar da nankördür! | |
18: Onu hangi şeyden yaratmıştı? | |
19: Bir spermadan onu yarattı; ölçü ve biçim verdi. | |
20: Sonra ona yolu kolaylaştırdı. | |
21: Sonra onu öldürdü, mezara koydu. | |
22: Dilediği zaman da onu diriltti. | |
23: Ne var ki O'nun kendisine emrettiğini yerine getirmedi. | |
24: İnsan, yiyeceğine bir baksın! | |
25: Biz suyu döktükçe döktük. | |
26: Toprağı yardıkça yardık. | |
27: Ve orada taneler bitirdik, | |
28: Üzümler, çayırlar, | |
29: Zeytinler, hurmalar, | |
30: İri ve sık ağaçlı bahçeler, | |
31: Meyveler ve sebzeler... | |
32: Size ve hayvanlarınıza bir geçimlik olarak. | |
33: Sonra, o müthiş patlama gerçekleşince, | |
34: O gün kişi kaçar: kardeşinden, | |
35: Annesinden, babasından, | |
36: Eşinden ve çocuklarından... | |
37: O gün herkesin kendisine yetecek işi vardır. | |
38: O gün bazı yüzler var ki aydınlık; | |
39: Güleç, neşeli. | |
40: O gün bazı yüzler de perişan; | |
41: Karanlık bürümüştür. | |
42: İşte onlar inkarcılardır, sapanlardır. | |