V – 2nd person masculine singular imperative verb فعل أمر
جاء
ج ي ا | CYÆ
CÆÙ
cā'e
geldi
"""Has come"
Cim,Elif,, 3,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
الحق
ح ق ق | ḪGG
ÆLḪG
l-Haḳḳu
hak
the truth
Elif,Lam,Ha,Gaf, 1,30,8,100,
N – nominative masculine noun اسم مرفوع
وما
|
WMÆ
ve mā
artık
and not
Vav,Mim,Elif, 6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) NEG – negative particle الواو عاطفة حرف نفي
يبدئ
ب د ا | BD̃Æ
YBD̃Ù
yubdiu
bir şey ortaya çıkaramaz
(can) originate
Ye,Be,Dal,, 10,2,4,,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb فعل مضارع
الباطل
ب ط ل | BŦL
ÆLBÆŦL
l-bāTilu
batıl
the falsehood
Elif,Lam,Be,Elif,Tı,Lam, 1,30,2,1,9,30,
N – nominative masculine active participle اسم مرفوع
وما
|
WMÆ
ve mā
ve
and not
Vav,Mim,Elif, 6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) NEG – negative particle الواو عاطفة حرف نفي
يعيد
ع و د | AWD̃
YAYD̃
yuǐydu
geri getiremez
"repeat."""
Ye,Ayn,Ye,Dal, 10,70,10,4,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb فعل مضارع
Konu Başlığı: [34:32-54] Diriliş Günü
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Gerçek geldi ve boş şey gitti, ne bir daha zuhûr eder, ne de yeniden ve tekrar gelir.
Adem Uğur : De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir.
Ahmed Hulusi : De ki: "Hak açığa çıktı! Bâtıl ne yeni bir şey oluşturabilir ne de eskiyi yeniden ileri sürebilir!"
Ahmet Tekin : 'Gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân, İslâm geldi. Artık bâtıl ne yeni bir şey ortaya çıkarabilir, ne de eski bir şeyi geri getirebilir.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Hak geldi, batıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.'
Ali Bulaç : De ki: "Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne geri getirebilir."
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, yine o kâfirlere) de ki: “- Hak (din olan İslâm) geldi, bâtıl (şirk) kayboldu gitti ve geride dönmez.”
Bekir Sadak : De ki: «Hak geldi; artik batil ne yeniden baslar, ne de geri gelir.»
Celal Yıldırım : De ki: Hakk geldi; batıl ise ne (bir şey) başlatıp meydana getirebilir, ne de (onu) geri çevirebilir.
Diyanet İşleri : De ki: “Hak geldi. Artık batıl yeni bir şey ortaya çıkaramaz, eskiyi de geri getiremez.”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Hak geldi; artık batıl ne yeniden başlar, ne de geri gelir.'
Diyanet Vakfi : De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi başlatabilir ne de geri getirebilir.
Edip Yüksel : De ki, 'Gerçek gelmiştir; batıl ise ne yeni bir şeyi başlatabilir, ne de tekrarlayabilir.'
Fizilal-il Kuran : De ki; «Hak geldi, artık batıl hiçbir tarafa doğru kımıldayamaz.»
Gültekin Onan : De ki: "Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne geri getirebilir."
Hakkı Yılmaz : "De ki: “Kur’ân/Kur’ân'ın içerdiği gerçekler geldi. Ve bâtıl başlatamaz ve geri getiremez; artık hiçbir şey yapamaz.” "
Hasan Basri Çantay : De ki: «Hak geldi. Baatıl ne ibtidâen, ne de iâdeten (hiçbir şey yaratmıya) kaadir olamaz».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Hak geldi; artık bâtıl ne (bir şeyi) ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.'
İbni Kesir : De ki: Hak gelmiştir. Artık batıl, ne yeniden bir şey ortaya koyabilir, ne de geri getirebilir.
İskender Evrenosoğlu : De ki: "Hak geldi, bâtıl (bir şey) zuhur ettiremez ve geri getiremez."
Muhammed Esed : De ki: "Değişmez gerçek, şimdi (bütün açıklığıyla) ortaya çıkmıştır, (yalan ve sahte olan ise sönüp gitmeye mahkumdur), çünkü sahte ve yalan, ne yeni bir şey getirebilir, ne de (geçip gitmiş olanı) geri döndürebilir".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki : «Hak geldi, bâtıl (ise bir şeyi) ne bidâyeten vücuda getirebilir ve ne de iade edebilir.»
Ömer Öngüt : De ki: "Hak gelmiştir. Artık bâtıl ne yeniden bir şey başlatabilir, ne de tekrar geri getirebilir. "
Şaban Piriş : De ki: -Hak geldi. Batıl ne başlatır ne de yeniden yapar.
Suat Yıldırım : De ki: "İşte gerçek geldi, bütün açıklığıyla ortaya çıktı. Yalan ve sahte olan ise sönüp gitmeye mahkûmdur."
Süleyman Ateş : De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir. (O tamamen yok olup gitmiştir)."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.»
Ümit Şimşek : De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne yeni birşey ortaya çıkarabilir, ne de gideni geri getirebilir.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ortaya yeni bir şey çıkaramaz; eskiyi de geri getiremez."