» 34 / Sebe’  18:

Kuran Sırası: 34
İniş Sırası: 58
Sebe Suresi = Sabalilar Suresi
ismini 15. ayetinde yer alan Yemen’de bir bölge veya kabile ismi olan Sebâ kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54

34:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve var ettik | onların arasında | ve arasında | kentler | | bereketlendirdiğimiz | içinde | kentler | açıkça görünen | ve takdir ettik | bunlar arasında | yürümeyi | yürüyün | oralarda | geceleri | ve gündüzleri | güven içinde |

WCALNÆ BYNHM WBYN ÆLGR ÆLTY BÆRKNÆ FYHÆ GR ƵÆHRT WGD̃RNÆ FYHÆ ÆLSYR SYRWÆ FYHÆ LYÆLY WǼYÆMÆ ËMNYN
ve ceǎlnā beynehum ve beyne l-ḳurā lletī bāraknā fīhā ḳuran Zāhiraten ve ḳaddernā fīhā s-seyra sīrū fīhā leyāliye ve eyyāmen āminīne

وَجَعَلْنَا بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ الْقُرَى الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا قُرًى ظَاهِرَةً وَقَدَّرْنَا فِيهَا السَّيْرَ سِيرُوا فِيهَا لَيَالِيَ وَأَيَّامًا امِنِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WCALNÆ = ve ceǎlnā : ve var ettik
2. BYNHM = beynehum : onların arasında
3. WBYN = ve beyne : ve arasında
4. ÆLGR = l-ḳurā : kentler
5. ÆLTY = lletī :
6. BÆRKNÆ = bāraknā : bereketlendirdiğimiz
7. FYHÆ = fīhā : içinde
8. GR = ḳuran : kentler
9. ƵÆHRT = Zāhiraten : açıkça görünen
10. WGD̃RNÆ = ve ḳaddernā : ve takdir ettik
11. FYHÆ = fīhā : bunlar arasında
12. ÆLSYR = s-seyra : yürümeyi
13. SYRWÆ = sīrū : yürüyün
14. FYHÆ = fīhā : oralarda
15. LYÆLY = leyāliye : geceleri
16. WǼYÆMÆ = ve eyyāmen : ve gündüzleri
17. ËMNYN = āminīne : güven içinde
ve var ettik | onların arasında | ve arasında | kentler | | bereketlendirdiğimiz | içinde | kentler | açıkça görünen | ve takdir ettik | bunlar arasında | yürümeyi | yürüyün | oralarda | geceleri | ve gündüzleri | güven içinde |

[CAL] [BYN] [BYN] [GRY] [] [BRK] [] [GRY] [ƵHR] [GD̃R] [] [SYR] [SYR] [] [LYL] [YWM] [ÆMN]
WCALNÆ BYNHM WBYN ÆLGR ÆLTY BÆRKNÆ FYHÆ GR ƵÆHRT WGD̃RNÆ FYHÆ ÆLSYR SYRWÆ FYHÆ LYÆLY WǼYÆMÆ ËMNYN

ve ceǎlnā beynehum ve beyne l-ḳurā lletī bāraknā fīhā ḳuran Zāhiraten ve ḳaddernā fīhā s-seyra sīrū fīhā leyāliye ve eyyāmen āminīne
وجعلنا بينهم وبين القرى التي باركنا فيها قرى ظاهرة وقدرنا فيها السير سيروا فيها ليالي وأياما آمنين

[ج ع ل] [ب ي ن] [ب ي ن] [ق ر ي] [] [ب ر ك] [] [ق ر ي] [ظ ه ر] [ق د ر] [] [س ي ر] [س ي ر] [] [ل ي ل] [ي و م] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجعلنا ج ع ل | CAL WCALNÆ ve ceǎlnā ve var ettik And We made
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum onların arasında between them
وبين ب ي ن | BYN WBYN ve beyne ve arasında and between
القرى ق ر ي | GRY ÆLGR l-ḳurā kentler the towns
التي | ÆLTY lletī which
باركنا ب ر ك | BRK BÆRKNÆ bāraknā bereketlendirdiğimiz We had blessed
فيها | FYHÆ fīhā içinde in it
قرى ق ر ي | GRY GR ḳuran kentler towns
ظاهرة ظ ه ر | ƵHR ƵÆHRT Zāhiraten açıkça görünen visible.
وقدرنا ق د ر | GD̃R WGD̃RNÆ ve ḳaddernā ve takdir ettik And We determined
فيها | FYHÆ fīhā bunlar arasında between them
السير س ي ر | SYR ÆLSYR s-seyra yürümeyi the journey.
سيروا س ي ر | SYR SYRWÆ sīrū yürüyün """Travel"
فيها | FYHÆ fīhā oralarda between them
ليالي ل ي ل | LYL LYÆLY leyāliye geceleri (by) night
وأياما ي و م | YWM WǼYÆMÆ ve eyyāmen ve gündüzleri and (by) day
آمنين ا م ن | ÆMN ËMNYN āminīne güven içinde "safely."""
ve var ettik | onların arasında | ve arasında | kentler | | bereketlendirdiğimiz | içinde | kentler | açıkça görünen | ve takdir ettik | bunlar arasında | yürümeyi | yürüyün | oralarda | geceleri | ve gündüzleri | güven içinde |

[CAL] [BYN] [BYN] [GRY] [] [BRK] [] [GRY] [ƵHR] [GD̃R] [] [SYR] [SYR] [] [LYL] [YWM] [ÆMN]
WCALNÆ BYNHM WBYN ÆLGR ÆLTY BÆRKNÆ FYHÆ GR ƵÆHRT WGD̃RNÆ FYHÆ ÆLSYR SYRWÆ FYHÆ LYÆLY WǼYÆMÆ ËMNYN

ve ceǎlnā beynehum ve beyne l-ḳurā lletī bāraknā fīhā ḳuran Zāhiraten ve ḳaddernā fīhā s-seyra sīrū fīhā leyāliye ve eyyāmen āminīne
وجعلنا بينهم وبين القرى التي باركنا فيها قرى ظاهرة وقدرنا فيها السير سيروا فيها ليالي وأياما آمنين

[ج ع ل] [ب ي ن] [ب ي ن] [ق ر ي] [] [ب ر ك] [] [ق ر ي] [ظ ه ر] [ق د ر] [] [س ي ر] [س ي ر] [] [ل ي ل] [ي و م] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجعلنا ج ع ل | CAL WCALNÆ ve ceǎlnā ve var ettik And We made
Vav,Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,
6,3,70,30,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum onların arasında between them
Be,Ye,Nun,He,Mim,
2,10,50,5,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وبين ب ي ن | BYN WBYN ve beyne ve arasında and between
Vav,Be,Ye,Nun,
6,2,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
LOC – accusative location adverb
الواو عاطفة
ظرف مكان منصوب
القرى ق ر ي | GRY ÆLGR l-ḳurā kentler the towns
Elif,Lam,Gaf,Re,,
1,30,100,200,,
N – genitive plural noun
اسم مجرور
التي | ÆLTY lletī which
Elif,Lam,Te,Ye,
1,30,400,10,
REL – feminine singular relative pronoun
اسم موصول
باركنا ب ر ك | BRK BÆRKNÆ bāraknā bereketlendirdiğimiz We had blessed
Be,Elif,Re,Kef,Nun,Elif,
2,1,200,20,50,1,
V – 1st person plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
فيها | FYHÆ fīhā içinde in it
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
قرى ق ر ي | GRY GR ḳuran kentler towns
Gaf,Re,,
100,200,,
N – genitive plural indefinite noun
اسم مجرور
ظاهرة ظ ه ر | ƵHR ƵÆHRT Zāhiraten açıkça görünen visible.
Zı,Elif,He,Re,Te merbuta,
900,1,5,200,400,
N – accusative feminine indefinite active participle
اسم منصوب
وقدرنا ق د ر | GD̃R WGD̃RNÆ ve ḳaddernā ve takdir ettik And We determined
Vav,Gaf,Dal,Re,Nun,Elif,
6,100,4,200,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
فيها | FYHÆ fīhā bunlar arasında between them
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
السير س ي ر | SYR ÆLSYR s-seyra yürümeyi the journey.
Elif,Lam,Sin,Ye,Re,
1,30,60,10,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
سيروا س ي ر | SYR SYRWÆ sīrū yürüyün """Travel"
Sin,Ye,Re,Vav,Elif,
60,10,200,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فيها | FYHÆ fīhā oralarda between them
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
ليالي ل ي ل | LYL LYÆLY leyāliye geceleri (by) night
Lam,Ye,Elif,Lam,Ye,
30,10,1,30,10,
N – accusative plural noun
اسم منصوب
وأياما ي و م | YWM WǼYÆMÆ ve eyyāmen ve gündüzleri and (by) day
Vav,,Ye,Elif,Mim,Elif,
6,,10,1,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
آمنين ا م ن | ÆMN ËMNYN āminīne güven içinde "safely."""
,Mim,Nun,Ye,Nun,
,40,50,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب

Konu Başlığı: [34:15-22] Sebe Halkı

Abdulbaki Gölpınarlı : Onların şehirleriyle kutladığımız şehirler arasında, âdeta birbirine bitişik nice şehirler halketmiştik ve o şehirlere gidip gelmeyi kolay bir hâle getirmiştik; demiştik ki: Geceleri, gündüzleri emniyet içinde gezin, dolaşın oralarda.
Adem Uğur : Onların yurdu ile, içlerini bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında yürümeyi konaklara ayırdık. Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin dolaşın, dedik.
Ahmed Hulusi : Onlar (Sebe'liler) ile içlerinde bereketler halk ettiğimiz şehirler arasında görünen mesafelerde beldeler oluşturduk. . . Onların arasında seyahati düzenledik. . . "Oralarda gece ve gündüz, güvenli olarak seyredin" (dedik).
Ahmet Tekin : Onların yurdu ile o bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen, birbirine yakın nice kasabalar kurdurduk. Bunlar arasında yolculuğu konaklara ayırdık, planı biz yaptık. 'Oralarda, geceleri, gündüzleri korkusuzca dolaşın' dedik.
Ahmet Varol : Onlarla içini bereketli kıldığımız beldeler arasında (karşıdan karşıya) görünen kasabalar var ettik ve oralarda yürümeyi takdir ettik. 'Oralarda geceleri ve gündüzleri güven içinde dolaşın!'
Ali Bulaç : Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik: "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik).
Ali Fikri Yavuz : Biz Sebe’ halkı ile, kendilerine bereket verdiğimiz (Şam ve Ürdün gibi) memleketler arasında arka arakaya şehirler meydana getirmiştik. Oralarda yolculuk için (muayyen yer ve zamanlarda) gidiş geliş takdir eylemiştik. (Kendilerine de şöyle demiştik: “-Geceler ve gündüzler boyu (her istediğiniz zaman) oralarda emniyet içinde yürüyün.”
Bekir Sadak : Onlarla, kutlu kildigimiz sehirler arasinda, karsidan karsiya gorunen kasabalar var etmis, oralari gezilecek belirli konak yerleri yapmistik, «Oralarda geceleri ve gunduzleri guven icinde gezin» demistik.
Celal Yıldırım : Onların yurtlarıyla, feyizlendirip mübarek kıldığımız kasabalar arasında biri diğerinden görülebilen yakın kasaba ve köyler meydana getirdik ; bunlar arasında gezip dolaşma imkânlarını takdîr ettik, «geceleri ve gündüzleri güven içinde gezip dolaşın !» (dedik).
Diyanet İşleri : Sebe’ halkı ile bereketlendirdiğimiz kentler arasına (her biri diğerinden) görülen kentler oluşturduk. Oralarda gidiş gelişi belirledik (seyahati kolaylaştırdık) ve onlara da şöyle dedik: “Oralarda gece gündüz güvenlik içinde dolaşın.”
Diyanet İşleri (eski) : Onlarla, kutlu kıldığımız şehirler arasında, karşıdan karşıya görünen kasabalar var etmiş, oraları gezilecek belirli konak yerleri yapmıştık, 'Oralarda geceleri ve gündüzleri güven içinde gezin' demiştik.
Diyanet Vakfi : Onların yurdu ile, içlerini bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında yürümeyi konaklara ayırdık. Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin dolaşın, dedik.
Edip Yüksel : Onlarla bereketli kıldığımız bölgeler arasına vahalar yerleştirdik ve orayı yolculuğa elverişli yaptık: 'Geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde orada dolaşın.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz onlarla o bereket verdiğimiz memleketler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik. Ve onlar da muntazam gidiş geliş düzenledik. (Onlara): Buralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyet içinde gezip yürüyün (dedik).
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz, onlarla o bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta şehirler meydana getirmiş ve onlara da düzenli gidiş geliş imkanı sağlamış «Gezin oralarda, geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde!» demiştik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz onlarla o feyz-u bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta karyeler meydana getirmiştik ve onlarda muntazam seyr-ü sefer takdir eylemiştik, gezin oralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyyet içinde demiştik
Fizilal-il Kuran : Onların yurtları ile kutsal kentler arasına, birinden bakınca öbürü görünebilen kısa aralıklı kentler serpiştirerek konaktan konağa mesafeleri ölçülebilir bir yolculuk yapmalarını sağladık. Onlara «Bu yol boyunca hem geceleyin hem de gündüzün güven içinde yolculuk yapın» dedik.
Gültekin Onan : Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik: "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik (aminiyn) içinde gezip dolaşın" (dedik).
Hakkı Yılmaz : Ve Biz onlarla o bereket verdiğimiz memleketler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik. Ve onlara da muntazam gidiş geliş düzenledik: –Buralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyet içinde gidin gelin!–
Hasan Basri Çantay : Onlar (ın yurdu) ile (feyz ve) bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta nice kasabalar yapmışdık. Oralarda seyr (ve sefer etmelerini) takdîr etmiş, (kendilerine:) «Gecelerce ve gündüzlerce oralarda korkusuz gezin, dolaşın» (demişdik).
Hayrat Neşriyat : Hem onlar(ın yurdu) ile kendilerini bereketli kıldığımız memleketler (Şam havâlisi)arasında, (birbirinden rahatça) görünen (mesâfelerde) şehirler meydana getirmiştik ve buralarda (kolayca gidip gelmek üzere) sefer etmeyi takdîr etmiştik. 'Oralarda geceleri ve gündüzleri emniyet içinde kimseler olarak seyâhat edin!' (demiştik.)
İbni Kesir : Onlarla mübarek kıldığımız kasabalar arasında, görünebilen kasabalar var ettik. Ve orada gezilecek belirli yerler yaptık. Orada geceleri ve gündüzleri emniyet içerisinde gezin.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlarla bereketli kıldığımız ülkeler arasında, arka arkaya (birbirine yakın) beldeler kıldık. Ve orada seyir (yolculuk) yapılacak yollar taktir ettik. Orada geceleri ve gündüzleri emin olarak dolaşın (yolculuk yapın) (dedik).
Muhammed Esed : Biz, (o toplumun çöküşünden önce,) kutsadığımız şehirler ile onlar arasına birbirlerinin görüş mesafesinde bulunan (birçok) kasaba yerleştirdik; ve böylece (onlar için) seyahati kolaylaştırdık, (ve adeta) "Bu (topraklarda) hem geceleri hem de gündüzleri güven içinde seyahat edin!" (dedik).
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onların aralarında ve kendilerinde bereket vermiş olduğumuz beldeler arasında birbirine muttasıl kasabalar meydana getirmiştik ve onlara seyr-i seferi takdir eylemiştik. Geceleri ve göndüzleri emînler olarak yürüyünüz (demiştik).
Ömer Öngüt : Onların yurtları ile, içine feyz ve bereketler verdiğimiz memleketler arasında, biri diğerinden görülebilen yakın nice şehirler meydana getirdik. Bunlar arasında gezip dolaşma imkânları takdir ettik. "Geceleri ve gündüzleri oralarda emniyet içinde gezip dolaşın. " (dedik).
Şaban Piriş : Onlar ile bereketlendirdiğimiz şehirler arasında, seçkin şehirler yaptık ve güven içinde gündüz gece seyahat edin diye, aralarında gidip gelmeyi kolaylaştırdık.
Suat Yıldırım : Onların diyarlarıyla, feyz ve bereket verdiğimiz kutlu beldeler arasında sırt sırta vermiş, biri birinden görülebilen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında düzenli ulaşım imkânları sağladık. "Oralarda geceler ve gündüzler boyunca, güven içinde gezin dolaşın!" dedik.
Süleyman Ateş : Onlarla, içinde bereketler yarattığımız kentler arasında, açıkça görünen kentler var ettik ve bunlar arasında yürümeyi takdir ettik: "Oralarda geceleri ve gündüzleri güven içinde yürüyün" (dedik).
Tefhim-ul Kuran : Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkânlarını) takdir ettik: «Oralarda geceleri ve güdüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın» (dedik).
Ümit Şimşek : Onların yurduyla bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta vermiş beldeler var etmiş ve böylece orada kolay bir seyahat nasip etmiştik-gece gündüz orada güven içinde gezin diye.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz onlarla, içini bereketle doldurduğumuz kentler arasında, sırt sırta vermiş kasabalar oluşturduk; bunlar arasında gidiş gelişler belirledik. "Geceleri ve güdüzleri, güven içinde gezip dolaşın oralarda." dedik.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}