Edip Yüksel Meali |
|
1: Gerçekleşen (olay). | |
2: Nedir o gerçekleşen! | |
3: Gerçekleşenin ne olduğunu nerden bileceksin? | |
4: Semud ve Ad (halkı) sarsıcı olayı yalanladı. | |
5: Ve Semud o azgın (sarsıntı) ile yok edildi. | |
6: Ad ise sert ve azgın bir kasırga ile yok edildi. | |
7: Onu, yedi gece ve sekiz gün boyunca üzerlerine bir bela olarak saldı. Halkın, çürümüş hurma gövdeleri gibi yere yıkıldıklarını görürsün. | |
8: Onların hiç bir kalıntısını görüyor musun? | |
9: Firavun, ondan öncekiler ve altüst olan (Sodomlu) larda kötülük işlemişti. | |
10: Rab'lerinin elçisine isyan ettiler. Bunun sonucu olarak da onları şiddeti gittikçe artan bir biçimde yakalamıştı. | |
11: Su taşınca sizi akıp giden (sal) üzerinde taşımıştık. | |
12: Ki o size bir ders olsun ve dinleyen kulaklar anlasın. | |
13: Boruya bir kez üfürüldüğü zaman, | |
14: Yer ve dağlar kaldırılıp birbirine çarpılıp darmadağın edildiği zaman, | |
15: İşte o gün kaçınılmaz olay gerçekleşmiştir. | |
16: Gök yarılmıştır, parçalanmıştır. | |
17: Melekler her yandadır. Rabbinin yönetimi o gün sekiz (evren) üzerinde egemen olacaktır. | |
18: O gün ortaya çıkarılırsınız ve hiçbir şeyiniz gizli kalmaz. | |
19: Kitabı sağından verilen, 'Alın kitabımı okuyun,' der, | |
20: 'Hesabımla karşılaşacağıma inanıyordum.' | |
21: O mutlu bir yaşantı içindedir, | |
22: Yüksek bir cennette (bahçede), | |
23: Meyveleri ulaşılabilecek mesafededir. | |
24: Geçmiş günlerinizde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yiyiniz, içiniz. | |
25: Kitabı solundan verilenlere gelince, onlar, 'Keşke kitabım bana verilmeseydi,' der, | |
26: 'Hesabımın ne olduğunu öğrenmeyeydim.' | |
27: 'Keşke ölümüm sonsuz olsaydı.' | |
28: 'Param bana yaramadı.' | |
29: 'Tüm gücümü yitirdim.' | |
30: Yakalayın, bağlayın onu. | |
31: Ve sonra cehennemde yakın. | |
32: Sonra, onu yetmiş arşın boyunda bir zincire vurun. | |
33: Çünkü o, Yüce ALLAH'a inanmıyordu. | |
34: Yoksullara yedirmeğe de çalışmıyordu. | |
35: Bu yüzden onun buralarda bir dostu yoktur. | |
36: Hiç bir yiyeceği de... İrin hariç, | |
37: Onu ancak günahkarlar yer. | |
38: Yemin ederim gördüklerinize, | |
39: Ve görmediklerinize, | |
40: Ki bu şerefli bir elçinin (getirdiği) sözdür. | |
41: O bir şair sözü değildir; ne de az inanıyorsunuz? | |
42: Kahin sözü de değildir; ne de az düşünüyorsunuz? | |
43: Evrenlerin Rabbinden indirilmedir. | |
44: O bize bazı sözler yakıştırsa, | |
45: Biz onu kuvvetle yakalar, | |
46: Sonra, ondan vahyi keserdik. | |
47: Ve sizden kimse de buna engel olamazdı. | |
48: Kuşkusuz bu, erdemliler için bir hatırlatmadır. | |
49: İçinizden yalanlayanlar olduğunu iyi biliyoruz. | |
50: O, inkarcılar için bir üzüntü kaynağıdır. | |
51: O, kuşkusuz mutlak gerçektir. | |
52: Öyleyse Büyük olan Rabbinin ismini yücelt. | |