» 67 / Mülk  :

Kuran Sırası: 67
İniş Sırası: 77
Mülk Suresi = Hükümranlik/Yönetim Suresi
adini 1. ayetinde yer alan mülk kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

67: için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Tefhim-ul Kuran Meali
1: En yüce ve mübarek olan O'dur ki kâinatın saltanatı elindedir. O her şeye kadirdir.
2: O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.
3: O, biri diğeriyle 'tam bir uyum (mutabakat)' içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)'ın yaratmasında hiçbir çelişki ve uygunsuzluk (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?
4: Sonra gözünü iki kere daha çevirip gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.
5: Andolsun, biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama birimleri (rücûm) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
6: Rablerine (karşı) küfretmekte olanlar için cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir o.
7: İçine atılıp bırakıldıkları zaman, o kaynayıp feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler.
8: Öfkesinin şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: «Size bir uyarıcı, korkutucu gelmedi mi?»
9: Onlar: «Evet» derler. «Bize gerçekten bir uyarıcı, korkutucu geldi. Fakat biz yalanladık ve: -Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir şaşkınlık (ve sapıklık) içindesiniz, dedik.»
10: Ve derler ki: «Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık.»
11: Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Allah'ın rahmetinden) uzaklık olsun.
12: Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
13: Sözünüzü ister gizleyin, ister onu açığa vurun. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
14: O, yarattığını bilmez mi? O, Latif'tir; Habîr'dir.
15: Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O'nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O'nadır.
16: Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp çalkalanmaktadır.
17: Yoksa gökte olanın üzerinize 'taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgâr' göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde benim uyarmam nasılmış bilip öğreneceksiniz.
18: Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat beni inkâr (etmelerine karşılık verdiğim azab) nasılmış?
19: Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah)'tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir.
20: Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kâfirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.
21: Eğer O, rızkını tutup kesecek olsa, sizin rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direnmektedirler.
22: Şu halde yüzükoyun sürünerek yürüyen mi daha çok hidayete erer, yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı?
23: De ki: «Sizi inşa edip yaratan, size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?»
24: De ki: «Sizi yeryüzünde üretip türeten O'dur. Siz O'na toplanıp götürüleceksiniz.»
25: Derler ki: «Eğer siz doğru sözlüler iseniz, şu tehdit (ettiğiniz azab) ne zamanmış?»
26: De ki: «(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak apaçık olan bir uyarıcı-korkutucuyum.»
27: Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfretmekte olanların yüzleri kötüleşip karardı. Ve: «İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir» denildi.
28: De ki: «Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kâfirleri acıklı bir azabtan kurtaracak olan kimdir?»
29: De ki: «O (Allah) Rahman olan (bizi esirgeyip koruyan)dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz kimin açıkça bir şaşkınlık (ve sapıklık) içinde olduğunu pek yakında bilip öğreneceksiniz.»
30: De ki: «Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olursa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir?»


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]
Kurandan.org - "Kuran Sözlüğü Projesi" - Araştırma & İnceleme Sayfası [BETA]
{index.php}