İbni Kesir Meali |
|
1: Şanı yücedir, bütün mülk elinde olanın. Ve O; her şeye kadirdir. | |
2: Hanginizin daha iyi amel işlediğini denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Ve O; Aziz'dir, Gafur'dur. | |
3: O ki; yedi göğü kat kat yaratmıştır. Sen Rahman'ın yaratmasında bir düzensizlik bulamazsın. Gözünü çevir de bak, bir aksaklık görebilir misin? | |
4: Sonra gözünü iki kere daha çevir; göz umduğunu bulamayıp bitkin ve yorgun sana dönecektir. | |
5: Andolsun ki; Biz, yere en yakın göğü kandillerle donattık. Onlarla şeytanların taşlanmasını sağladık. Ve onlara, çılgın alevli azabı hazırladık. | |
6: Rabblarına küfredenler için de cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir. | |
7: Oraya atıldıklarında; onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. | |
8: Nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Her bir topluluk ona atıldığında, bekçileri onlara sorarlar: Size bir uyarıcı gelmedi mi? | |
9: Onlar: Evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi, ama biz yalanladık ve: Allah, hiç bir şey indirmemiştir. Siz, büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik, derler. | |
10: Eğer kulak vermiş veya akletmiş olsaydık, bu çılgın alevli ateş halkı arasında bulunmazdık, derler. | |
11: Böylece günahlarını itiraf ettiler. Yok olsun çılgın alevli cehennem ashabı. | |
12: Muhakkak ki gayb ile Rabblarından korkanlar, işte onlar için, mağfiret ve büyük mükafat vardır. | |
13: Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; muhakkak ki O, göğüslerin özünü bilendir. | |
14: Yaratan bilmez olur mu hiç? Ve O; Latif'tir, Habir'dir. | |
15: Size yeryüzünü boyun eğdiren O'dur. O halde onun sırtlarında yürüyün. O' nun rızkından yiyin, nihayet dönüş O'nadır. | |
16: Gökte olanın; sizi yerin dibine geçirmesinden emin mi oldunuz? O zaman yer, sarsıldıkça sarsılır. | |
17: Yoksa gökte olanın; başınıza taş göndermesinden emin mi oldunuz? Benim tehdidimin nasıl olduğunu yakında bileceksiniz. | |
18: Andolsun ki; onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Beni inkar nasılmış? | |
19: Onlar; üzerlerinde kanat çırpan sıra sıra kuşları görmezler mi? Onları Rahman'dan başkası tutmuyor. Muhakkak ki O; her şeyi görendir. | |
20: Rahman'dan başka size yardımda bulunacak ordunuz kimdir? Kafirler sadece gurur içindedirler. | |
21: Eğer O; rızkınızı tutup kesiverecek olursa, size rızık verecek kimdir? Hayır, onlar; azgınlık ve nefret içinde direnip durmaktadırlar. | |
22: Yüzükoyun sürünen mi daha çok hidayettedir, yoksa doğru yolda düpedüz yürüyen mi? | |
23: De ki: Sizi yaratan ve sizler için kulaklar, gözler ve kalbler var eden O'dur. Ne de az şükrediyorsunuz. | |
24: De ki: Sizi yeryüzünde yaratıp yayan O'dur. Ve O'na toplanıp götürüleceksiniz. | |
25: Derler ki: Doğru sözlüler iseniz, bildirin ne zamandır bu vaad? | |
26: De ki: Bilgi; ancak Allah katındadır. Ve ben sadece apaçık bir uyarıcıyım. | |
27: Onu yaklaşırken gördükleri vakit, küfredenlerin yüzleri buruştu. Ve: Sizin isteyip durduğunuz işte budur, denildi. | |
28: De ki: Beni ve benimle beraber bulunanları, Allah helak eder veya esirgerse; kafirleri, elim bir azabdan kurtaracak olan kimdir? | |
29: De ki: O, Rahman'dır. Biz, O'na inandık ve O'na tevekkül ettik. Kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu yakında bileceksiniz. | |
30: De ki: Eğer suyunuz yerin dibine batarsa, söyleyin; size kim temiz bir su kaynağı getirebilir? | |