Ahmet Varol Meali |
|
1: Ölçü ve tartıda hile yapanların vay hallerine! | |
2: Onlar insanlardan ölçerek bir şey aldıklarında noksansız alırlar. | |
3: Ama kendileri onlara bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksiltirler. | |
4: Yoksa onlar diriltileceklerini sanmıyorlar mı? | |
5: Büyük bir gün için. | |
6: O gün insanlar alemlerin Rabbi(nin huzuruna çıkmak) için kalkarlar. | |
7: Hayır. Şüphesiz fâcirlerin (kötülerin) kitapları Siccin'dedir. [1] | |
8: Sen Siccin'in ne olduğunu bilir misin? | |
9: Yazılmış bir kitaptır. | |
10: İşte o gün, yalanlayanların vay hallerine! | |
11: Onlar din gününü yalanlamaktadırlar. | |
12: Oysa onu sınırı aşan, çok günâhkâr kimselerden başkası yalanlamaz. | |
13: Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: 'Öncekilerin masalları' der. | |
14: Hayır. Doğrusu onların kazandıkları şeyler kalplerinin üzerine pas tutmuştur. | |
15: Hayır. Onlar o gün Rabblerinden perdelenmişlerdir. [2] | |
16: Sonra onlar hiç şüphesiz o çılgınca yanan ateşe atılacaklardır. | |
17: Sonra: 'İşte bu yalanlamakta olduğunuz şeydir' denir. | |
18: Hayır. Şüphesiz iyilerin kitapları İlliyyin'dedir. [3] | |
19: Sen İlliyyin'in ne olduğunu bilir misin? | |
21: (Allah'a) yaklaştırılmış olanlar onu görürler. | |
22: Muhakkak ki iyiler nimetler içindedirler. | |
23: Koltuklar üzerinde (etrafı) seyrederler. | |
24: Nimetlerin parıltısını yüzlerinde görürsün. | |
25: Onlara mühürlü halis bir şaraptan içirilir. | |
26: Onun sonu misktir. [4] İşte yarışanlar bunun için yarışsınlar. | |
27: Onun karışımı Tesnim'dendir. | |
28: O (Tesnim) bir kaynaktır ki, (Allah'a) yaklaştırılmış olanlar ondan içerler. | |
29: Doğrusu o suç işleyenler iman edenlere gülerlerdi. | |
30: Yanlarından geçtiklerinde birbirlerine kaş göz işaretleri yaparlardı. | |
31: Ailelerine döndüklerinde de (mü'minleri alaya almalarından) zevk duyarak dönerlerdi. | |
32: Onları gördüklerinde: 'Bunlar hiç şüphesiz sapıklardır' derlerdi. | |
33: Oysa kendileri, onların üzerlerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi. | |
34: Bugün artık iman edenler inkârcılara gülerler. | |
35: Koltukların üzerinde bakarlar. | |
36: 'İnkârcılar yapmakta olduklarının karşılığını gördüler mi?' | |