Süleyman Ateş Meali |
|
1: Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline! | |
2: Onlar insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar. | |
3: Kendileri onlara bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman (ölçü ve tartıyı) eksik yaparlar. | |
4: Onlar, tekrar diriltileceklerini sanmıyorlar mı? | |
5: Büyük bir gün için, | |
6: Ki o gün insanlar, âlemlerin Rabbinin divânında dururlar. | |
7: Hayır, (ölçü ve tartıda hile yapılamaz), doğrusu sapanların yazıcısı Siccin (aşağı zindan)dadır. | |
8: Siccin'in ne olduğunu sen nereden bileceksin? | |
9: Yazılmış bir Kitâptır. | |
10: Yalanlayanların vay haline o gün! | |
11: Onlar cezâ gününü yalanlamaktadırlar. | |
12: Onu, saldırgan, günâhkârdan başkası yalanlamaz. | |
13: Ona âyetlerimiz okunduğu zaman: "Eskilerin masalları" der. | |
14: Hayır, doğrusu, onların işleyip kazandıkları şeyler, kalblerinin üzerine pas olmuştur. | |
15: Hayır, doğrusu onlar, o gün Rablerinden perdelenmişlerdir. | |
16: Sonra onlar, elbette cehenneme gireceklerdir. | |
17: Sonra da: "İşte yalanlamakta olduğunuz şey budur!" denilecektir. | |
18: Hayır, iyilerin yazısı İlliyyin (yüceler)dedir. | |
19: İlliyyin (yüceler)in ne olduğunu sen nereden bileceksin? | |
21: (Allah'a) Yaklaştırılmış olanlar, ona tanık olurlar. | |
22: İyiler elbette ni'met içindedirler. | |
23: Divânlar üzerinde oturup bakarlar. | |
24: Yüzlerinde ni'metin sevinç ve parıltısını sezersin. | |
25: Onlara, mühürlü, hâlis bir şaraptan içirilir, | |
26: Ki sonu misktir (içildikten sonra misk gibi kokar). İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar. | |
27: Karışımı tesnimdendir. | |
28: Bir çeşme ki (Allah'a) yaklaştırılanlar ondan içerler. | |
29: Suç işleyenler, inananların üstüne gülerlerdi. | |
30: Onların yanından geçtikleri zaman birbirlerine kaş göz eder(ek onları küçümser)lerdi. | |
31: Âilelerine döndükleri zaman da (yaptıklarıyle övünüp) eğlenmeye başlarlardı. | |
32: İnananları gördüklerinde: "Şunlar sapık insanlar" derlerdi. | |
33: Oysa kendileri, onların üzerine bekçi gönderilmemişlerdi. | |
34: İşte bugün de inananlar kâfirlerin üstüne gülerler. | |
35: Divânlar üzerinde (oturup) bakarlar: | |
36: "Kâfirler, yaptıklarıyle cezâlandılar mı?" diye. | |