» 61 / Saff  12:

Kuran Sırası: 61
İniş Sırası: 109
Saffat Suresi = Saf Tutma Suresi
4. ayette mü’minlerin saf tutarak Allah yolunda mücadele etmeleri anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

61:12 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
bağışlasın | sizin | günahlarınızı | ve sizi koysun | cennetlere | akan | | altlarından | ırmaklar | ve konutlara | güzel | içinde | bahçeler | durulmağa değer | işte budur | başarı | büyük |

YĞFR LKM Z̃NWBKM WYD̃ḢLKM CNÆT TCRY MN TḪTHÆ ÆLǼNHÆR WMSÆKN ŦYBT FY CNÆT AD̃N Z̃LK ÆLFWZ ÆLAƵYM
yeğfir lekum ƶunūbekum ve yudḣilkum cennātin tecrī min teHtihā l-enhāru ve mesākine Tayyibeten cennāti ǎdnin ƶālike l-fevzu l-ǎZīmu

يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

Transcript Okunuş Türkçe
1. YĞFR = yeğfir : bağışlasın
2. LKM = lekum : sizin
3. Z̃NWBKM = ƶunūbekum : günahlarınızı
4. WYD̃ḢLKM = ve yudḣilkum : ve sizi koysun
5. CNÆT = cennātin : cennetlere
6. TCRY = tecrī : akan
7. MN = min :
8. TḪTHÆ = teHtihā : altlarından
9. ÆLǼNHÆR = l-enhāru : ırmaklar
10. WMSÆKN = ve mesākine : ve konutlara
11. ŦYBT = Tayyibeten : güzel
12. FY = fī : içinde
13. CNÆT = cennāti : bahçeler
14. AD̃N = ǎdnin : durulmağa değer
15. Z̃LK = ƶālike : işte budur
16. ÆLFWZ = l-fevzu : başarı
17. ÆLAƵYM = l-ǎZīmu : büyük
bağışlasın | sizin | günahlarınızı | ve sizi koysun | cennetlere | akan | | altlarından | ırmaklar | ve konutlara | güzel | içinde | bahçeler | durulmağa değer | işte budur | başarı | büyük |

[ĞFR] [] [Z̃NB] [D̃ḢL] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [SKN] [ŦYB] [] [CNN] [] [] [FWZ] [AƵM]
YĞFR LKM Z̃NWBKM WYD̃ḢLKM CNÆT TCRY MN TḪTHÆ ÆLǼNHÆR WMSÆKN ŦYBT FY CNÆT AD̃N Z̃LK ÆLFWZ ÆLAƵYM

yeğfir lekum ƶunūbekum ve yudḣilkum cennātin tecrī min teHtihā l-enhāru ve mesākine Tayyibeten cennāti ǎdnin ƶālike l-fevzu l-ǎZīmu
يغفر لكم ذنوبكم ويدخلكم جنات تجري من تحتها الأنهار ومساكن طيبة في جنات عدن ذلك الفوز العظيم

[غ ف ر] [] [ذ ن ب] [د خ ل] [ج ن ن] [ج ر ي] [] [ت ح ت] [ن ه ر] [س ك ن] [ط ي ب] [] [ج ن ن] [] [] [ف و ز] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يغفر غ ف ر | ĞFR YĞFR yeğfir bağışlasın He will forgive
لكم | LKM lekum sizin for you
ذنوبكم ذ ن ب | Z̃NB Z̃NWBKM ƶunūbekum günahlarınızı your sins
ويدخلكم د خ ل | D̃ḢL WYD̃ḢLKM ve yudḣilkum ve sizi koysun and admit you
جنات ج ن ن | CNN CNÆT cennātin cennetlere (in) Gardens
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flow
من | MN min from
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHÆ teHtihā altlarından underneath it
الأنهار ن ه ر | NHR ÆLǼNHÆR l-enhāru ırmaklar the rivers
ومساكن س ك ن | SKN WMSÆKN ve mesākine ve konutlara and dwellings
طيبة ط ي ب | ŦYB ŦYBT Tayyibeten güzel pleasant
في | FY içinde in
جنات ج ن ن | CNN CNÆT cennāti bahçeler Gardens
عدن | AD̃N ǎdnin durulmağa değer (of) Eternity.
ذلك | Z̃LK ƶālike işte budur That
الفوز ف و ز | FWZ ÆLFWZ l-fevzu başarı (is) the success
العظيم ع ظ م | AƵM ÆLAƵYM l-ǎZīmu büyük the great.
bağışlasın | sizin | günahlarınızı | ve sizi koysun | cennetlere | akan | | altlarından | ırmaklar | ve konutlara | güzel | içinde | bahçeler | durulmağa değer | işte budur | başarı | büyük |

[ĞFR] [] [Z̃NB] [D̃ḢL] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [SKN] [ŦYB] [] [CNN] [] [] [FWZ] [AƵM]
YĞFR LKM Z̃NWBKM WYD̃ḢLKM CNÆT TCRY MN TḪTHÆ ÆLǼNHÆR WMSÆKN ŦYBT FY CNÆT AD̃N Z̃LK ÆLFWZ ÆLAƵYM

yeğfir lekum ƶunūbekum ve yudḣilkum cennātin tecrī min teHtihā l-enhāru ve mesākine Tayyibeten cennāti ǎdnin ƶālike l-fevzu l-ǎZīmu
يغفر لكم ذنوبكم ويدخلكم جنات تجري من تحتها الأنهار ومساكن طيبة في جنات عدن ذلك الفوز العظيم

[غ ف ر] [] [ذ ن ب] [د خ ل] [ج ن ن] [ج ر ي] [] [ت ح ت] [ن ه ر] [س ك ن] [ط ي ب] [] [ج ن ن] [] [] [ف و ز] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يغفر غ ف ر | ĞFR YĞFR yeğfir bağışlasın He will forgive
Ye,Ğayn,Fe,Re,
10,1000,80,200,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
لكم | LKM lekum sizin for you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ذنوبكم ذ ن ب | Z̃NB Z̃NWBKM ƶunūbekum günahlarınızı your sins
Zel,Nun,Vav,Be,Kef,Mim,
700,50,6,2,20,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ويدخلكم د خ ل | D̃ḢL WYD̃ḢLKM ve yudḣilkum ve sizi koysun and admit you
Vav,Ye,Dal,Hı,Lam,Kef,Mim,
6,10,4,600,30,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
جنات ج ن ن | CNN CNÆT cennātin cennetlere (in) Gardens
Cim,Nun,Elif,Te,
3,50,1,400,
N – accusative feminine plural indefinite noun
اسم منصوب
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flow
Te,Cim,Re,Ye,
400,3,200,10,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHÆ teHtihā altlarından underneath it
Te,Ha,Te,He,Elif,
400,8,400,5,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الأنهار ن ه ر | NHR ÆLǼNHÆR l-enhāru ırmaklar the rivers
Elif,Lam,,Nun,He,Elif,Re,
1,30,,50,5,1,200,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
ومساكن س ك ن | SKN WMSÆKN ve mesākine ve konutlara and dwellings
Vav,Mim,Sin,Elif,Kef,Nun,
6,40,60,1,20,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
طيبة ط ي ب | ŦYB ŦYBT Tayyibeten güzel pleasant
Tı,Ye,Be,Te merbuta,
9,10,2,400,
ADJ – accusative feminine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
في | FY içinde in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
جنات ج ن ن | CNN CNÆT cennāti bahçeler Gardens
Cim,Nun,Elif,Te,
3,50,1,400,
"N – genitive feminine plural noun → Garden of Eden"
اسم مجرور
عدن | AD̃N ǎdnin durulmağa değer (of) Eternity.
Ayn,Dal,Nun,
70,4,50,
PN – genitive proper noun
اسم علم مجرور
ذلك | Z̃LK ƶālike işte budur That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
الفوز ف و ز | FWZ ÆLFWZ l-fevzu başarı (is) the success
Elif,Lam,Fe,Vav,Ze,
1,30,80,6,7,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
العظيم ع ظ م | AƵM ÆLAƵYM l-ǎZīmu büyük the great.
Elif,Lam,Ayn,Zı,Ye,Mim,
1,30,70,900,10,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة

Konu Başlığı: [61:6-14] Muhammed Peygamber: İsa'dan Sonraki Elçi

Abdulbaki Gölpınarlı : Suçlarınızı örter ve sizi, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere ve ebedî Adn cennetlerinde tertemiz evlere sokar; bu, pek büyük bir kurtuluş, kutluluk ve murâda eriştir.
Adem Uğur : İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
Ahmed Hulusi : (Bu takdirde) benlikten kaynaklanan suçlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki temiz meskenlere dâhil eder. . . İşte bu aziym bir kurtuluştur!
Ahmet Tekin : Allah da sizin günahlarınızı bağışlar. Sizi, altından ırmaklar akan Cennet konaklarına, Adn Cennetlerindeki güzel köşklere koyar. İşte bu büyük mutluluktur.
Ahmet Varol : (Allah) günahlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerinde hoş konutlara sokar. İşte büyük kurtuluş budur.
Ali Bulaç : O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur.
Ali Fikri Yavuz : (Bunu yaptığınız takdirde) Allah, günahlarınızı bağışlar ve sizi (ağaç ve köşkleri) altından ırmaklar akar cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel ve hoş saraylara koyar. İşte bu, en büyük kurtuluştur.
Bekir Sadak : Boyle yaparsaniz, Allah gunahlarinizi size bagislar, sizi, iclerinden irmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hos yerlere koyar. Buyuk kurtulus budur.
Celal Yıldırım : Bu durumda Allah günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan Cennetlere, Adn Cennetleri'ndeki tertemiz, gönül açıcı konaklara koyar. İşte bu büyük bir kurtuluştur.
Diyanet İşleri : (Bunu yapınız ki) Allah, günahlarınızı bağışlasın, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koysun. İşte bu büyük başarıdır.
Diyanet İşleri (eski) : Böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı size bağışlar, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş budur.
Diyanet Vakfi : İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
Edip Yüksel : Günahlarınızı bağışlar ve sizi içinden ırmaklar akan bahçelere ve Adn bahçelerindeki saraylara sokar. Büyük başarı budur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Eğer böyle yaparsanız Allah) sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Günahlarınızı bağışlar ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş hoş meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş odur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Günahlarınızı mağfiret buyurur ve sizi altından ırmaklar akar Cennetlere ve Adn Cennetlerinde hoş hoş meskenlere koyar, işte büyük kurtuluş «fevzi azîm» odur
Fizilal-il Kuran : Böyle yaparsanız Allah günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından akan cennetlere Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
Gültekin Onan : O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur.
Hakkı Yılmaz : (10-13) "Ey iman etmiş kimseler! Size, sizi can yakıcı bir cezadan kurtaracak, kazançlı bir ticaret göstereyim mi? Allah'a ve O'nun elçisi'ne inanacaksınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla çaba harcayacaksınız. İşte bu, eğer bilirseniz, sizin için daha iyidir: Sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki hoş meskenlere girdirir. İşte bu, büyük kurtuluştur. Ve sizin seveceğiniz başka bir şey daha: Allah'tan yardım ve yakın bir fetih… Ve inananlara müjde ver. "
Hasan Basri Çantay : (Böyle yaparsanız O, sizin günâhlarınızı yarlığar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adin cennetlerindeki çok güzel saraylara sokar. İşte bu, en büyük kurtuluş (seâdet) dir.
Hayrat Neşriyat : (Böyle yaparsanız, O) günahlarınızı size bağışlar ve sizi, altlarından ırmaklar akan Cennetlere ve Adn Cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş, budur!
İbni Kesir : O; sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel yerlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
İskender Evrenosoğlu : Sizin günahlarınızı mağfiret eder. Ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. Ve sizi adn cennetlerinde güzel meskenlere yerleştirir. İşte bu, fevz-ül azîmdir (büyük kurtuluştur).
Muhammed Esed : (Eğer böyle yaparsanız,) Allah günahlarınızı bağışlayacak ve sizi (öteki dünyada) içinden ırmaklar akan bahçelere ve bu sonsuz mutluluk bahçelerindeki güzel köşklere koyacaktır. Bu büyük bir mazhariyettir!
Ömer Nasuhi Bilmen : Sizin için günahlarınızı yarlığar ve sizi altından ırmaklar akar cennetlere ve Adn cennetlerinde tertemiz konaklara girdirir. Bu ise en büyük bir kurtuluştur.
Ömer Öngüt : Böyle yaparsanız Allah günahlarınızı size bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
Şaban Piriş : O, sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi alt tarafından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.
Suat Yıldırım : Böyle yaparsanız sizin günahlarınızı affeder ve içinden ırmaklar akan cennetlere ve özellikle Adn cennetlerinde çok güzel saraylara yerleştirir. İşte en büyük başarı, en büyük mutluluk budur.
Süleyman Ateş : (Böyle yapınız ki Allâh) sizin günâhlarınızı bağışlasın ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve durulmağa değer bahçeler içinde güzel konutlara koysun. İşte büyük başarı budur.
Tefhim-ul Kuran : O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur.
Ümit Şimşek : O zaman Allah sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan Cennetlere ve Adn Cennetlerindeki çok güzel meskenlere yerleştirir. İşte asıl büyük bahtiyarlık budur.
Yaşar Nuri Öztürk : Günahlarınızı affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz, bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}