Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
|
1: Tenzîh eder Allah'ı, ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve odur üstün, hüküm ve hikmet sâhibi. | |
2: Ey inananlar, ne diye yapmayacağınız şeyi söylersiniz? | |
3: Allah katında en nefret edilen şey, yapmayacağınız şeyi söylemenizdir. | |
4: Şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, yan yana, kurşunla kenetlenip kurulmuş bir duvar gibi saf kurarak savaşanları sever. | |
5: Ve an o zamânı ki hani Mûsâ, kavmine, ey kavmim demişti, ne diye beni incitirsiniz ve gerçekten de bilirsiniz ki ben, şüphe yok ki Allah'ın gönderdiği peygamberim size; derken onlar, eğrilince Allah da gönüllerini gerçekten bâtıla meylettirdi ve Allah, buyruktan çıkan topluluğu doğru yola sevketmez. | |
6: Ve an o zamân ki hani Meryem oğlu İsâ, ey İsrailoğulları demişti, şüphe yok ki ben, size, elimdeki Tevrât'ı gerçekleyen ve benden sonra gelecek ve adı Ahmed olacak bir peygamberi müjdeleyen Allah elçisiyim; fakat o, onlara, apaçık delillerle gelince bu dediler, apaçık bir büyü. | |
7: Ve Müslümanlığa çağrıldığı halde yalan yere Allah'a iftirâ edenden daha zâlim kimdir ki? Ve Allah, zâlim topluluğu doğru yola sevketmez. | |
8: Allah nûrunu, ağızlarıyla üfleyip söndürmek isterler ve Allah'sa nûrunu tamamlayacak, kuvvetlendirecektir ve isterse kâfirlerin zoruna gitsin, istemesinler. | |
9: O, bir mâbuttur ki Peygamberini, müşrikleri istemese de dini, bütün dinlere üst olsun diye doğru yolla ve gerçek dinle göndermiştir. | |
10: Ey inananlar, size bir alışveriş haber vereyim mi ki elemli azaptan kurtarsın sizi? | |
11: İnanırsanız Allah'a ve Peygamberine ve savaşırsanız Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla; işte bu, bilseniz, size daha da hayırlıdır. | |
12: Suçlarınızı örter ve sizi, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere ve ebedî Adn cennetlerinde tertemiz evlere sokar; bu, pek büyük bir kurtuluş, kutluluk ve murâda eriştir. | |
13: Ve başka bir şey daha var ki seversiniz: Yardım ve zafer Allah'tan ve pek yakın bir fetih; ve müjdele inananları. | |
14: Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun, nitekim Meryem oğlu İsâ da Havâriyyûn'a, Allah yolunda yardımcılarım kimdir demişti, Havâriyyûn, biziz Allah'ın yardımcıları demişlerdi; derken İsrailoğullarından bir bölük inanmıştı, bir bölük de kâfir olmuştu; derken biz, inananları, düşmanlarına karşı kuvvetlendirmiştik de üst gelmişlerdi. | |