» 46 / Ahkâf  14:

Kuran Sırası: 46
İniş Sırası: 66
Ahkaf Suresi = Kum Tepeleri Suresi
ismini 21. ayetinde geçen yer adindan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35

46:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
onlar | halkıdır | cennet | ebedi kalacaklardır | orada | ceza olarak | karşılık | olduklarına | yapıyorlar |

ǼWLÙK ǼṦḪÆB ÆLCNT ḢÆLD̃YN FYHÆ CZÆÙ BMÆ KÆNWÆ YAMLWN
ulāike eSHābu l-cenneti ḣālidīne fīhā cezā'en bimā kānū yeǎ'melūne

أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. ǼWLÙK = ulāike : onlar
2. ǼṦḪÆB = eSHābu : halkıdır
3. ÆLCNT = l-cenneti : cennet
4. ḢÆLD̃YN = ḣālidīne : ebedi kalacaklardır
5. FYHÆ = fīhā : orada
6. CZÆÙ = cezā'en : ceza olarak
7. BMÆ = bimā : karşılık
8. KÆNWÆ = kānū : olduklarına
9. YAMLWN = yeǎ'melūne : yapıyorlar
onlar | halkıdır | cennet | ebedi kalacaklardır | orada | ceza olarak | karşılık | olduklarına | yapıyorlar |

[] [ṦḪB] [CNN] [ḢLD̃] [] [CZY] [] [KWN] [AML]
ǼWLÙK ǼṦḪÆB ÆLCNT ḢÆLD̃YN FYHÆ CZÆÙ BMÆ KÆNWÆ YAMLWN

ulāike eSHābu l-cenneti ḣālidīne fīhā cezā'en bimā kānū yeǎ'melūne
أولئك أصحاب الجنة خالدين فيها جزاء بما كانوا يعملون

[] [ص ح ب] [ج ن ن] [خ ل د] [] [ج ز ي] [] [ك و ن] [ع م ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ǼWLÙK ulāike onlar Those
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ǼṦḪÆB eSHābu halkıdır (are the) companions
الجنة ج ن ن | CNN ÆLCNT l-cenneti cennet (of) Paradise
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢÆLD̃YN ḣālidīne ebedi kalacaklardır abiding forever
فيها | FYHÆ fīhā orada therein,
جزاء ج ز ي | CZY CZÆÙ cezā'en ceza olarak a reward
بما | BMÆ bimā karşılık for what
كانوا ك و ن | KWN KÆNWÆ kānū olduklarına they used to
يعملون ع م ل | AML YAMLWN yeǎ'melūne yapıyorlar do.
onlar | halkıdır | cennet | ebedi kalacaklardır | orada | ceza olarak | karşılık | olduklarına | yapıyorlar |

[] [ṦḪB] [CNN] [ḢLD̃] [] [CZY] [] [KWN] [AML]
ǼWLÙK ǼṦḪÆB ÆLCNT ḢÆLD̃YN FYHÆ CZÆÙ BMÆ KÆNWÆ YAMLWN

ulāike eSHābu l-cenneti ḣālidīne fīhā cezā'en bimā kānū yeǎ'melūne
أولئك أصحاب الجنة خالدين فيها جزاء بما كانوا يعملون

[] [ص ح ب] [ج ن ن] [خ ل د] [] [ج ز ي] [] [ك و ن] [ع م ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ǼWLÙK ulāike onlar Those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ǼṦḪÆB eSHābu halkıdır (are the) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
الجنة ج ن ن | CNN ÆLCNT l-cenneti cennet (of) Paradise
Elif,Lam,Cim,Nun,Te merbuta,
1,30,3,50,400,
"PN – genitive feminine proper noun → Paradise"
اسم علم مجرور
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢÆLD̃YN ḣālidīne ebedi kalacaklardır abiding forever
Hı,Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
600,1,30,4,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
فيها | FYHÆ fīhā orada therein,
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
جزاء ج ز ي | CZY CZÆÙ cezā'en ceza olarak a reward
Cim,Ze,Elif,,
3,7,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
بما | BMÆ bimā karşılık for what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كانوا ك و ن | KWN KÆNWÆ kānū olduklarına they used to
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يعملون ع م ل | AML YAMLWN yeǎ'melūne yapıyorlar do.
Ye,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
10,70,40,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [46:13-18] Müjde

Abdulbaki Gölpınarlı : Onlardır cennet ehli, ebedî kalırlar orada, yaptıklarına karşılık.
Adem Uğur : Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedî kalacaklardır.
Ahmed Hulusi : İşte onlar Cennet Ashabı'dır. . . Yaptıklarının cezası olarak onda sonsuza dek yaşarlar!
Ahmet Tekin : İşte onlar Cennet ehlidirler. İşlemeye devam ettikleri devamlı, amaçla örtüşen niyete dayalı bilinçli amellerinin mükâfatı olarak orada ebedî yaşarlar.
Ahmet Varol : İşte onlar cennetliktirler. Yaptıklarına karşılık orada sonsuza kadar kalacaklardır.
Ali Bulaç : İşte onlar, cennet halkıdır; yaptıklarına karşılık olmak üzere, içinde ebedi olarak kalacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : Onlar cennet’liktirler. İşledikleri amellere mükâfat olarak orada ebedi kalacaklardır.
Bekir Sadak : Iste onlar, cennetliklerdir; islediklerine karsilik olarak, icinde temelli kalacaklardir.
Celal Yıldırım : İşte bunlar Cennet ehlidirler, yapageldiklerine karşılık orada ebedîdirler.
Diyanet İşleri : Onlar cennetliklerdir. Yapmakta olduklarına karşılık, orada sürekli kalacaklardır.
Diyanet İşleri (eski) : İşte onlar, cennetliklerdir; işlediklerine karşılık olarak, içinde temelli kalacaklardır.
Diyanet Vakfi : Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedî kalacaklardır.
Edip Yüksel : Onlar cennet halkıdır; yapmış olduklarına karşılık olarak orada ebedi kalacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte onlar cennetlikdirler, yaptıklarına karşılık orada ebedi olarak kalacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar, cennetliktirler, yaptıklarına mükafat olarak sonsuza dek orada kalacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar Eshabı Cennettir, işledikleri amellere mükâfâten orada ebedî kalacaklardır
Fizilal-il Kuran : İşte onlar cennetliklerdir; yaptıklarına karşılık olarak, içinde temelli kalacaklardır.
Gültekin Onan : İşte onlar, cennet halkıdır; yaptıklarına karşılık olmak üzere, içinde ebedi olarak kalacaklardır.
Hakkı Yılmaz : İşte onlar cennet ashâbıdırlar. İşlemekte olduklarına karşılık orada sonsuz olarak kalacaklardır.
Hasan Basri Çantay : Onlar cennetin yaranıdırlar. İşlemekde oldukları (iyi amel ve hareketleri) ne mükâfat olmak üzere orada ebedî kalıcıdırlar onlar.
Hayrat Neşriyat : İşte onlar, Cennet ehlidirler; yapmakta olduklarına (Allah’ın lütfundan) bir karşılık olarak, orada ebediyen kalıcıdırlar.
İbni Kesir : İşte onlar, cennet ehlidirler. İşlediklerine karşılık olarak orada temelli kalacaklardır.
İskender Evrenosoğlu : İşte onlar cennet ehlidirler. Orada ebedî kalacak olanlardır, yapmış olduklarının karşılığı (mükâfatı) olarak.
Muhammed Esed : onlar yaptıkları her şeyin bir ödülü olarak hep orada kalacak cennetliklerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte onlar cennet sahipleridir. İşler olmuş oldukları şeylere bir mükâfaat olmak üzere orada ebedîyyen kalıcılardır.
Ömer Öngüt : Onlar cennet ehlidirler. Yaptıklarına karşılık olmak üzere orada ebedî kalacaklardır.
Şaban Piriş : Onlar, cennet halkı olup, yaptıklarının karşılığı olarak orada ebedi kalacaklardır.
Suat Yıldırım : Onlar cennetlik olup, yaptıkları güzel işlere karşılık olarak ebedî kalmak üzere o cennetlere girerler.
Süleyman Ateş : Onlar cennet halkıdır, yaptıklarına karşılık orada ebedi kalacaklardır.
Tefhim-ul Kuran : İşte onlar, cennet halkıdır; yapmakta olduklarına karşılık olmak üzere, içinde ebedi olarak kalıcıdırlar.
Ümit Şimşek : Onlar Cennet ehlidirler; yaptıklarına karşılık ebediyen orada kalacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Cennet halkıdır onlar. Yapıp ettiklerine karşılık olarak sürekli kalacaklardır orada.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}