Ali Bulaç Meali |
|
1: (Her yanı yaygın olarak kuşatacak olan) Kıyametin haberi sana geldi mi? | |
2: O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.' | |
3: Çalışmış, boşuna yorulmuştur. | |
4: Kızgın bir ateşe yollanırlar. | |
5: Kaynar bir kaynaktan içirilirler. | |
6: Onlar için (zehirli olan) dari' dikeninden başka bir yiyecek yoktur. | |
7: Ne doyurup semirtir, ne açlıktan korur. | |
8: O gün, öyle yüzler de vardır ki, nimette (engin bir mutluluk içinde)dirler. | |
9: Harcadığı çabadan dolayı hoşnuttur. | |
10: Yüksek bir cennettedir. | |
11: Orada anlamsız bir söz işitmez. | |
12: Orada 'durmaksızın akan' bir kaynak vardır. | |
13: Orada yükseklerde kurulmuş, tahtlar da vardır; | |
14: Konulmuş (içecek dolu) kaplar, | |
15: Dizi dizi yastıklar, | |
16: Ve serilmiş yaygılar. | |
17: Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? | |
18: Göğe, nasıl yükseltildi? | |
19: Dağlara; nasıl oturtulup kuruldu? | |
20: Yere; nasıl yayılıp döşendi? | |
21: Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın. | |
22: Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin. | |
23: Ancak kim yüz çevirir ve inkâr ederse | |
24: Allah, onu en büyük azab ile azablandırır. | |
25: Şüphesiz onların dönüşleri bizedir. | |
26: Sonra onları hesaba çekmek de elbette bize aittir. | |