Yaşar Nuri Öztürk Meali |
|
1: Kaf. Şanı yüce, ilahî cömertlikle dolu Kur'an'a yemin olsun ki, | |
2: İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar: "Acayip şey bu!" | |
3: Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu." | |
4: Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pek iyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda. | |
5: Hayır, hayır! Onlar, hak kendilerine geldiğinde, onu yalanladılar. Şimdi perişan mı perişan bir durum içindedirler. | |
6: Bakmadılar mı üstlerindeki göğe ki nasıl kurduk onu, nasıl süsleyip nakışladık?! Yırtığı, çatlağı da yoktur onun. | |
7: Yeryüzünü de biz uzatıp yaydık; denge noktaları yerleştirdik ona ve bitirdik onda, bakanları hayran bırakan her türlü çifti. | |
8: İbretle bakılası, gönüller açıcı şeyler olarak; hakka yönelen her kula öğüt olarak. | |
9: Gökten, kutlu ve bereketli bir su indirdik de onunla bahçeler yeşerttik, hasatlanacak daneler yetiştirdik. | |
10: Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların. | |
11: Kullara rızık olsun diye. Ve o suyla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte böyledir topraktan fışkırış. | |
12: Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı, Semûd kavmi yalanlamıştı. | |
13: Âd, Firavun ve Lût'un halkı da... | |
14: Eykeliler, Tübba' kavmi de. Hepsi resulleri yalanladı da duyurulan azap hak oldu. | |
15: İlk yarıştan âciz kalıp yorulmuş muyduk? Hayır, yeni bir yaratıştan kuşku içinde olan onlardır. | |
16: Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız. | |
17: Sağında ve solunda oturmuş iki görevli, kayıt yapmaktadır. | |
18: Bir söz sarfetmeye dursun, yanındaki gözcü hemen zaptediverir. | |
19: Ölüm sarhoşluğu hak olarak geldi. İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir. | |
20: Ve sûra üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür. | |
21: Her benlik, yanında bir güdücü, bir de tanık olduğu halde gelir. | |
22: Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bugün gözün keskin mi keskin. | |
23: Yoldaşı şöyle der: "İşte yanımdaki, hazır!" | |
24: Siz, ikiniz! Tüm nankörleri, inatçıları cehenneme atın! | |
25: Durmadan hayrı engelleyeni, azgını, işkilciyi... | |
26: O ki, Allah'ın yanına başka bir ilah koydu. Artık atın onu, o şiddetli azabın içine! | |
27: Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi." | |
28: Allah buyurdu: "Huzurumda çekişmeyin! Ben size uyarıyı çok önceden göndermiştim." | |
29: "Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmetmem." | |
30: O gün cehenneme: "Doldun mu?" deriz. O ise: "Daha yok mu?" der. | |
31: Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırılmıştır; hiç uzak değildir. | |
32: İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese... | |
33: Görmediği halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese... | |
34: Esenlikle girin oraya! Sonsuzlaşma günüdür bu. | |
35: Orada onlar için istedikleri her şey var. Katımızda ise dahası da var. | |
36: Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik ki, vuruş ve tutuşları bunlardan daha zorluydu. Ülkelerde delikler açmışlardı/beldelerde kaçacak delik aradılar/beldeleri boydan boya dolaştılar. Var mı bir kaçacak yer? | |
37: Hiç kuşkusuz, bunda, kalbi olan yahut tam bir tanık olarak kulak veren için mutlak bir öğüt vardır. | |
38: Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı. | |
39: Artık onların söylediklerine sabret ve Güneş'in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin hamdiyle tespih et! | |
40: Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkalarından O'nu tespih et! | |
41: Haykıranın çok yakın bir yerden sesleneceği günü dinle! | |
42: O gün o müthiş sesi hak olarak dinleyecekler. Ortaya çıkış/diriliş günüdür bu. | |
43: Biz, evet biz hayat veriyoruz, biz öldürüyoruz. Ve dönüş yalnız bizedir. | |
44: O gün, yer çatır çatır yarılıp onlardan çabucak uzaklaşır. Bu yalnız bizim için kolay olan bir haşretmedir. | |
45: Biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir zorba değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la öğüt ver. | |