CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine singular perfect verb PRON – 2nd person masculine singular object pronoun الواو عاطفة فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ضالا
ض ل ل | ŽLL
ŽÆLÆ
Dāllen
şaşırmış
lost,
Dad,Elif,Lam,Elif, 800,1,30,1,
N – accusative masculine indefinite active participle اسم منصوب
فهدى
ه د ي | HD̃Y
FHD̃
fehedā
ve yola iletmedi mi?
so He guided,
Fe,He,Dal,, 80,5,4,,
CONJ – prefixed conjunction fa (and) V – 3rd person masculine singular perfect verb الفاء عاطفة فعل ماض
Ahmed Hulusi : Seni dall (Zâtî hakikatini bilmeyen) bulup da hakikate erdirmedi mi?
Ahmet Tekin : Senin, peygamberlikten, Kur’ândan, şeriattan habersiz başına buyruk bir kavim içinde tek başına olduğunu, hidayeti arzuladığını görüp seni hidayete erdirmedi mi, insanlığa rehber yapmadı mı, insanları sana yönlendirmedi mi?
Ahmet Varol : Seni hidayetten habersiz bir halde bulup da hidayete iletmedi mi?
Ali Bulaç : Ve seni yol bilmez iken, doğru yola yöneltip iletmedi mi?
Ali Fikri Yavuz : Seni, (şeriat hükümlerini) bilmezken, (nübüvvet nimeti ile şer’î) yola koymadı mı?
Bekir Sadak : Seni sasirmis bulup, dogru yola eristirmedi mi?
Celal Yıldırım : Seni yol bilmez iken (en doğru) yola iletmedi mi ?
Diyanet İşleri : Seni yolunu kaybetmiş olarak bulup da yola iletmedi mi?
Gültekin Onan : Ve seni yol bilmez iken, doğru yola yöneltip iletmedi mi?
Hakkı Yılmaz : (6-8) O seni yetim olarak bulup barınağa kavuşturmadı mı? Seni dosdoğru yol dışında biri olarak bulup da dosdoğru yola kılavuzluk etmedi mi? Seni aile geçindirme zorluğu içinde bulup da zengin etmedi mi?
Hasan Basri Çantay : Seni (çocukluğunda) gaaib olmuş bulub da yolunu doğrultmadı mı?
Hayrat Neşriyat : Hem (sen henüz peygamberlik ve şer'î hükümlerden) habersiz iken seni bulup, yol göstermedi mi?
İbni Kesir : Seni şaşırmış bulup da doğru yola eriştirmedi mi?