Ali Bulaç Meali |
|
1: Şüphesiz, biz Nuh'u; "Kavmini, onlara acı bir azab gelmeden evvel uyar" diye kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik. | |
2: O da dedi ki: "Ey Kavmim, gerçek şu ki, ben size (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcıyım." | |
3: "Allah'a kulluk edin, O'ndan korkun ve bana itaat edin." | |
4: "Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız." | |
5: Dedi ki: "Rabbim, gerçekten kavmimi gece ve gündüz davet edip durdum." | |
6: "Fakat davet etmem, bir kaçıştan başkasını arttırmadı." | |
7: "Doğrusu ben, onları bağışlaman için her davet edişimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyüklük tasladıkça büyüklük gösterip direttiler.' | |
8: "Sonra onları açıktan açığa davet ettim." | |
9: "Daha sonra (davamı) onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim." | |
10: "Bundan böyle" dedim. "Rabbinizden mağfiret isteyin; çünkü gerçekten O, çok bağışlayandır. | |
11: "(Öyle yapın ki,) Üzerinize gökten sağanak (bol miktarda yağmur) yağdırsın." | |
12: "Size mallar ve çocuklarla yardımda bulunsun. Size (ürün yüklü) bağlar, bahçeler versin, ırmaklar da versin." | |
13: "Size ne oluyor ki, Allah'tan bir vakarı ummuyorsunuz?" | |
14: "Oysa O, sizi gerçekten tavır tavır yaratmıştır." | |
15: "Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır?" | |
16: "Ve ayı bunlar içinde bir nur kılmış, güneşi de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil yapmıştır." | |
17: "Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirdi." | |
18: "Sonra sizi yine oraya geri çevirecek ve sizi (diriltici) bir çıkarışla diriltip çıkaracaktır." | |
19: "Allah, yeri sizin için bir yaygı kıldı." | |
20: "Öyle ki, onun içinde geniş yollarında gezip dolaşırsınız, diye." | |
21: Nuh: "Rabbim, gerçekten onlar bana isyan ettiler; mal ve çocukları kendisine ziyandan başka bir şeyi arttırmayan kimselere uydular." | |
22: "Ve büyük büyük hileli düzenler kurdular." | |
23: "Ve dediler ki: Kendi ilahlarınızı bırakmayın; bırakmayın ne Vedd'i, ne Suva'ı, ne Yeğus'u, ne Ye'uk'u ve ne de Nesr'i." | |
24: "Böylece onlar, çoğu kimseyi şaşırtıp saptırdılar. Sen de o zalimlere sapıklıktan başkasını arttırma." | |
25: Bunlar, hataları dolayısıyla suda boğuldular, sonra ateşe sokuldular. O zaman da Allah'ın dışında hiçbir yardımcı bulamadılar. | |
26: Nuh "Rabbim, yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma." dedi. | |
27: "Çünkü Sen onları bırakacak olursan, Senin kullarını şaşırtıp saptırırlar ve onlar, kötülükten sınırı aşan (facir'den) kafirden başkasını doğurmazlar." | |
28: "Rabbim, beni, annemi, babamı, mü'min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma." | |