Yaşar Nuri Öztürk Meali |
|
1: Biz, Nûh'u, "Toplumunu, kendilerine korkunç bir azap gelmeden önce uyar!" diye kavmine gönderdik. | |
2: O dedi ki: "Ey toplumum! Hiç kuşkunuz olmasın, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım." | |
3: "O halde, Allah'a ibadet edin! O'ndan korkun! Ve bana itaat edin ki, | |
4: Allah, günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir süreye kadar ertelesin. Çünkü Allah'ın eceli geldiğinde ertelenmez. Bir bilebilseydiniz!" | |
5: Nûh şöyle yakardı: "Ey Rabbim! Ben toplumumu gece ve gündüz davet ettim." | |
6: "Fakat çağrım, onların kaçışlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı." | |
7: "Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve kibirlendikçe kibirlendiler." | |
8: "Sonra onları daha açık bir biçimde çağırdım." | |
9: "Daha sonra bir başka duyuru yönelttim. Ve onları gizli gizli de çağırdım." | |
10: Ve şöyle dedim: "Rabbinizden af dileyin! O, bağışlamayı çok sevendir." | |
11: "Göğü üzerinize bol bol yağmur taşıyıcı olarak gönderir." | |
12: "Sizi, mallar ve oğullarla güçlendirir, size yeşil bahçeler lütfeder. Ve sizin için nehirler akıtır." | |
13: "Ne oluyor size de Allah için bir vakar ümidinde olmuyorsunuz?" | |
14: "O ki, sizi halden hale/evreden evreye geçirerek yarattı." | |
15: "Görmediniz mi, Allah yedi göğü ahenkli bir bütün olarak nasıl yarattı?" | |
16: "Ve Ay'ı, bunlar içinde bir nur yaptı ve Güneş'i bir kandil haline getirdi." | |
17: "Ve Allah sizi bir bitki olarak yerden bitirdi." | |
18: "Sonra sizi yere geri gönderiyor ve sonra bir çıkarışla tekrar çıkarıyor." | |
19: "Allah size yeryüzünü bir yaygı yaptı, | |
20: Ki ondan geniş yollar edinip de yürüyesiniz." | |
21: Nûh dedi ki: "Rabbim! Onlar bana isyan ettiler de malı ve çocuğu kendisine hüsrandan başka bir artış getirmeyen kişiye uydular." | |
22: "Çok büyük hileler sergilediler/çok büyük tuzaklar kurdular." | |
23: Dediler ki: "İlahlarınızı sakın bırakmayın! Ved'di, Süva'ı asla bırakmayın! Yeğus'u, Yeuk'u, Nesr'i de bırakmayın!" | |
24: "Çoklarını saptırdılar. Sen de o zalimler için şaşkınlıktan başka bir şeyi artırma." | |
25: Hataları yüzündendir ki boğuldular, ateşe atıldılar. Kendileri için, Allah dışında yardımcılar bulamadılar. | |
26: Nûh şöyle yakardı: "Rabbim! Yeryüzünde, kâfirlerden yurt tutacak/gezip dolaşacak hiç kimse bırakma!" | |
27: "Çünkü eğer sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar ve kötülük üreten nankörden başkasını doğurmazlar." | |
28: "Rabbim! Beni, anne babamı, inanmış olarak evime gireni, tüm inanmış erkekleri ve inanmış kadınları affet! Zalimlerin de sadece helâk ve perişanlığını artır!" | |