Suat Yıldırım Meali |
|
1: Biz Nûh’u kendi milletine peygamber olarak gönderip: "Gayet acı bir azap başlarına gelip çatmadan önce halkını uyar!" dedik. | |
2: (2-4) O da: "Ey benim milletim! Ben size gönderilen kesin bir uyarıcıyım. Şöyle ki: Yalnız Allah’a ibadet edin, O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki: Sizin günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir vakte, yani ölüm anına kadar azap çektirmeksizin hayatta bıraksın. Çünkü Allah’ın takdir ettiği vâde gelince, asla ertelenmez. Keşke bunu bir bilseniz! | |
5: (5-6) "Ya Rabbî, dedi Nûh, ben milletimi gece gündüz dine dâvet ettim. Ama benim dâvetim, onların sadece daha çok uzaklaşmalarına yol açtı." | |
7: Her ne zaman, onları bağışlaman için çağırdıysam, onlar parmaklarıyla kulaklarını tıkadılar. Esvaplarıyla örtündüler, direttiler ve çok kibirlendiler. | |
8: Ben onları bu sefer yüksek sesle dâvet etmeye başladım. | |
9: Daha sonra onları gâh açıkça çağırdım, gâh iyice gizli bir dâvet yönelttim, her türlü yolu denedim. | |
10: Dedim ki onlara: "Rabbinizden af dileyiniz. Zira o gafurdur." | |
11: Mağfiret dileyin ki üzerinize bol bol yağmur indirsin. | |
12: "Size mal ve evlad ihsan buyursun, size bahçeler, ırmaklar, su kanalları nasib etsin." | |
13: (13-14) "Neden acaba siz, sizi tavırdan tavıra yaratan Allah’ın büyüklüğünü kabul etmiyorsunuz?" | |
15: Görmez misiniz ki Allah yedi kat göğü tam birbiri ile uyum içinde yarattı? | |
16: Gökte Ay’ı bir nûr, Güneş’i ise lâmba yaptı. | |
17: Allah sizi yerden nebat bitirircesine bitirip yetiştirdi. | |
18: Sonra sizi tekrar oraya gönderip, yine sizi oradan çıkaracaktır. | |
19: (19-20) Allah yeri size bir yaygı yaptı ki onun geniş yollarında yürüyesiniz. | |
21: Nûh: "Ya Rabbî, dedi, Sen de biliyorsun ki onlar bana isyan ettiler; servet ve evlat çokluğunun kendi ziyanını artırdığı kimselere uydular. | |
22: Büyük hîle ve tuzaklar kurdular. | |
23: "Sakın tanrılarınızdan vazgeçmeyin, Ved, Suva, Yegûs, Yeûk ve Nesr’i, bunlardan hiçbirini bırakmayın!" dediler. | |
24: Böylece onlar birçok insanı şaşırttılar. Mademki öyle yaptılar, Sen de bu zalimlerin şaşkınlığını artır ya Rabbî!" | |
25: Hasılı, birçok suçları sebebiyle suda boğuldular ve cehenneme tıkıldılar! Allah’a karşı, kendilerine yardım edecek bir tek yardımcı bile bulamadılar. | |
26: Nûh: "Ya Rabbî, dedi, yeryüzünde dolaşan bir tek kâfir bile bırakma!" | |
27: "Zira bırakırsan onlar Senin kullarını, Senin yolundan saptırırlar,ve sadece kendileri gibi kâfir, ahlâksız çocuklar dünyaya getirip yetiştirirler." | |
28: "Ya Rabbî, beni, anamı, babamı ve evime mümin olarak girenleri, erkek ve kadın bütün müminleri affeyle. O zalimleri ise, daha da beter eyle, daha da perişan eyle!" | |