» 57 / Hadîd  12:

Kuran Sırası: 57
İniş Sırası: 94
Hadid Suresi = Demir Suresi
25. ayetinde demirin yararlarindan söz edildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29

57:12 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
o gün | görürsün | inanan erkekleri | ve inanan kadınları | koşar durumda | ışıkları | önlerinde | önlerinde | ve sağlarında | müjdeniz | bugün | cennetlerdir | akan | | altlarından | ırmaklar | ebedi kalacağınız | içinde | işte budur | o | başarı | büyük |

YWM TR ÆLMÙMNYN WÆLMÙMNÆT YSA NWRHM BYN ǼYD̃YHM WBǼYMÆNHM BŞRÆKM ÆLYWM CNÆT TCRY MN TḪTHÆ ÆLǼNHÆR ḢÆLD̃YN FYHÆ Z̃LK HW ÆLFWZ ÆLAƵYM
yevme terā l-mu'minīne velmu'mināti yes'ǎā nūruhum beyne eydīhim ve bieymānihim buşrākumu l-yevme cennātun tecrī min teHtihā l-enhāru ḣālidīne fīhā ƶālike huve l-fevzu l-ǎZīmu

يَوْمَ تَرَى الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ يَسْعَىٰ نُورُهُمْ بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ بُشْرَاكُمُ الْيَوْمَ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

Transcript Okunuş Türkçe
1. YWM = yevme : o gün
2. TR = terā : görürsün
3. ÆLMÙMNYN = l-mu'minīne : inanan erkekleri
4. WÆLMÙMNÆT = velmu'mināti : ve inanan kadınları
5. YSA = yes'ǎā : koşar durumda
6. NWRHM = nūruhum : ışıkları
7. BYN = beyne : önlerinde
8. ǼYD̃YHM = eydīhim : önlerinde
9. WBǼYMÆNHM = ve bieymānihim : ve sağlarında
10. BŞRÆKM = buşrākumu : müjdeniz
11. ÆLYWM = l-yevme : bugün
12. CNÆT = cennātun : cennetlerdir
13. TCRY = tecrī : akan
14. MN = min :
15. TḪTHÆ = teHtihā : altlarından
16. ÆLǼNHÆR = l-enhāru : ırmaklar
17. ḢÆLD̃YN = ḣālidīne : ebedi kalacağınız
18. FYHÆ = fīhā : içinde
19. Z̃LK = ƶālike : işte budur
20. HW = huve : o
21. ÆLFWZ = l-fevzu : başarı
22. ÆLAƵYM = l-ǎZīmu : büyük
o gün | görürsün | inanan erkekleri | ve inanan kadınları | koşar durumda | ışıkları | önlerinde | önlerinde | ve sağlarında | müjdeniz | bugün | cennetlerdir | akan | | altlarından | ırmaklar | ebedi kalacağınız | içinde | işte budur | o | başarı | büyük |

[YWM] [RÆY] [ÆMN] [ÆMN] [SAY] [NWR] [BYN] [YD̃Y] [YMN] [BŞR] [YWM] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [ḢLD̃] [] [] [] [FWZ] [AƵM]
YWM TR ÆLMÙMNYN WÆLMÙMNÆT YSA NWRHM BYN ǼYD̃YHM WBǼYMÆNHM BŞRÆKM ÆLYWM CNÆT TCRY MN TḪTHÆ ÆLǼNHÆR ḢÆLD̃YN FYHÆ Z̃LK HW ÆLFWZ ÆLAƵYM

yevme terā l-mu'minīne velmu'mināti yes'ǎā nūruhum beyne eydīhim ve bieymānihim buşrākumu l-yevme cennātun tecrī min teHtihā l-enhāru ḣālidīne fīhā ƶālike huve l-fevzu l-ǎZīmu
يوم ترى المؤمنين والمؤمنات يسعى نورهم بين أيديهم وبأيمانهم بشراكم اليوم جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها ذلك هو الفوز العظيم

[ي و م] [ر ا ي] [ا م ن] [ا م ن] [س ع ي] [ن و ر] [ب ي ن] [ي د ي] [ي م ن] [ب ش ر] [ي و م] [ج ن ن] [ج ر ي] [] [ت ح ت] [ن ه ر] [خ ل د] [] [] [] [ف و ز] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يوم ي و م | YWM YWM yevme o gün (On the) Day
ترى ر ا ي | RÆY TR terā görürsün you will see
المؤمنين ا م ن | ÆMN ÆLMÙMNYN l-mu'minīne inanan erkekleri the believing men
والمؤمنات ا م ن | ÆMN WÆLMÙMNÆT velmu'mināti ve inanan kadınları and the believing women,
يسعى س ع ي | SAY YSA yes'ǎā koşar durumda running,
نورهم ن و ر | NWR NWRHM nūruhum ışıkları their light
بين ب ي ن | BYN BYN beyne önlerinde before them
أيديهم ي د ي | YD̃Y ǼYD̃YHM eydīhim önlerinde before them
وبأيمانهم ي م ن | YMN WBǼYMÆNHM ve bieymānihim ve sağlarında and on their right,
بشراكم ب ش ر | BŞR BŞRÆKM buşrākumu müjdeniz """Glad tidings for you"
اليوم ي و م | YWM ÆLYWM l-yevme bugün this Day -
جنات ج ن ن | CNN CNÆT cennātun cennetlerdir gardens
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flowing
من | MN min from
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHÆ teHtihā altlarından underneath it
الأنهار ن ه ر | NHR ÆLǼNHÆR l-enhāru ırmaklar the rivers,
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢÆLD̃YN ḣālidīne ebedi kalacağınız abiding forever
فيها | FYHÆ fīhā içinde therein.
ذلك | Z̃LK ƶālike işte budur That
هو | HW huve o [it] (is)
الفوز ف و ز | FWZ ÆLFWZ l-fevzu başarı the success
العظيم ع ظ م | AƵM ÆLAƵYM l-ǎZīmu büyük "the great."""
o gün | görürsün | inanan erkekleri | ve inanan kadınları | koşar durumda | ışıkları | önlerinde | önlerinde | ve sağlarında | müjdeniz | bugün | cennetlerdir | akan | | altlarından | ırmaklar | ebedi kalacağınız | içinde | işte budur | o | başarı | büyük |

[YWM] [RÆY] [ÆMN] [ÆMN] [SAY] [NWR] [BYN] [YD̃Y] [YMN] [BŞR] [YWM] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [ḢLD̃] [] [] [] [FWZ] [AƵM]
YWM TR ÆLMÙMNYN WÆLMÙMNÆT YSA NWRHM BYN ǼYD̃YHM WBǼYMÆNHM BŞRÆKM ÆLYWM CNÆT TCRY MN TḪTHÆ ÆLǼNHÆR ḢÆLD̃YN FYHÆ Z̃LK HW ÆLFWZ ÆLAƵYM

yevme terā l-mu'minīne velmu'mināti yes'ǎā nūruhum beyne eydīhim ve bieymānihim buşrākumu l-yevme cennātun tecrī min teHtihā l-enhāru ḣālidīne fīhā ƶālike huve l-fevzu l-ǎZīmu
يوم ترى المؤمنين والمؤمنات يسعى نورهم بين أيديهم وبأيمانهم بشراكم اليوم جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها ذلك هو الفوز العظيم

[ي و م] [ر ا ي] [ا م ن] [ا م ن] [س ع ي] [ن و ر] [ب ي ن] [ي د ي] [ي م ن] [ب ش ر] [ي و م] [ج ن ن] [ج ر ي] [] [ت ح ت] [ن ه ر] [خ ل د] [] [] [] [ف و ز] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يوم ي و م | YWM YWM yevme o gün (On the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
ترى ر ا ي | RÆY TR terā görürsün you will see
Te,Re,,
400,200,,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
المؤمنين ا م ن | ÆMN ÆLMÙMNYN l-mu'minīne inanan erkekleri the believing men
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,,40,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
والمؤمنات ا م ن | ÆMN WÆLMÙMNÆT velmu'mināti ve inanan kadınları and the believing women,
Vav,Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Elif,Te,
6,1,30,40,,40,50,1,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine plural (form IV) active participle
الواو عاطفة
اسم منصوب
يسعى س ع ي | SAY YSA yes'ǎā koşar durumda running,
Ye,Sin,Ayn,,
10,60,70,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
نورهم ن و ر | NWR NWRHM nūruhum ışıkları their light
Nun,Vav,Re,He,Mim,
50,6,200,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بين ب ي ن | BYN BYN beyne önlerinde before them
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
أيديهم ي د ي | YD̃Y ǼYD̃YHM eydīhim önlerinde before them
,Ye,Dal,Ye,He,Mim,
,10,4,10,5,40,
N – nominative feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وبأيمانهم ي م ن | YMN WBǼYMÆNHM ve bieymānihim ve sağlarında and on their right,
Vav,Be,,Ye,Mim,Elif,Nun,He,Mim,
6,2,,10,40,1,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بشراكم ب ش ر | BŞR BŞRÆKM buşrākumu müjdeniz """Glad tidings for you"
Be,Şın,Re,Elif,Kef,Mim,
2,300,200,1,20,40,
N – nominative feminine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
اليوم ي و م | YWM ÆLYWM l-yevme bugün this Day -
Elif,Lam,Ye,Vav,Mim,
1,30,10,6,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
جنات ج ن ن | CNN CNÆT cennātun cennetlerdir gardens
Cim,Nun,Elif,Te,
3,50,1,400,
N – nominative feminine plural indefinite noun
اسم مرفوع
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flowing
Te,Cim,Re,Ye,
400,3,200,10,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHÆ teHtihā altlarından underneath it
Te,Ha,Te,He,Elif,
400,8,400,5,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الأنهار ن ه ر | NHR ÆLǼNHÆR l-enhāru ırmaklar the rivers,
Elif,Lam,,Nun,He,Elif,Re,
1,30,,50,5,1,200,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢÆLD̃YN ḣālidīne ebedi kalacağınız abiding forever
Hı,Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
600,1,30,4,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
فيها | FYHÆ fīhā içinde therein.
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
ذلك | Z̃LK ƶālike işte budur That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
هو | HW huve o [it] (is)
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
الفوز ف و ز | FWZ ÆLFWZ l-fevzu başarı the success
Elif,Lam,Fe,Vav,Ze,
1,30,80,6,7,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
العظيم ع ظ م | AƵM ÆLAƵYM l-ǎZīmu büyük "the great."""
Elif,Lam,Ayn,Zı,Ye,Mim,
1,30,70,900,10,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة

Konu Başlığı: [57:12-12] Büyük Başarı

Abdulbaki Gölpınarlı : O gün görürsün ki erkek ve kadın, inananların nurları, önlerinde ve sağlarında parlayıp koşmada; müjde bugün size; kıyılarından ırmaklar akan cennetlerde ebedî olarak kalacaksınız ve bu, en büyük kutluğun, murâda erişin ve başarının ta kendisidir.
Adem Uğur : Mümin erkeklerle mümin kadınları, önlerinden ve sağlarından, (amellerinin) nurları aydınlatıp giderken gördüğün günde, (onlara): Bugün müjdeniz, zemininden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacağınız cennetlerdir, denilir. İşte büyük kurtuluş budur.
Ahmed Hulusi : O gün iman eden erkekleri ve iman eden kadınları, nûrları önlerinde ve sağlarında koşarlarken görürsün. . . "Bu süreçte sizin müjdeniz, içinde sonsuz yaşamak üzere, altlarından nehirler akan cennetlerdir! İşte bu çok büyük kurtuluşun ta kendisidir!" (denilir).
Ahmet Tekin : Mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların, imanlarından, işledikleri hayırlardan ve salih amellerinden kaynaklanan nurlarının, genişleyerek, yayılarak önlerini, sağlarını, sollarını aydınlattığını gördüğün gün, onlara: 'Bugün, müjdeler olsun size! Altından ırmaklar akan, içinde ebedî yaşayacağınız Cennet konaklarının müjdesi. İşte bu, büyük mutluluktur.' denir.
Ahmet Varol : O gün mü'min erkeklerin ve mü'min kadınların nurlarının önlerinden ve sağlarından koştuğunu görürsün. 'Bugün sizin müjdeniz altından ırmaklar akan, içinde sonsuza kadar kalacağınız cennetlerdir.' İşte büyük kurtuluş budur.
Ali Bulaç : O gün, mü'min erkekler ile mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar (olduğunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir." İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur.
Ali Fikri Yavuz : (Hatırla) o günü ki, mümin erkeklerle mümin kadınların nurları, önlerinden ve sağlarından koşar bir halde kendilerini göreceksin. (Melekler onlara şöyle derler): “-Bugün size, müjde olsun! O cennetler ki, altlarından ırmaklar akıyor; içlerinde ebedî olarak kalacaksınız.” İşte en büyük kurtuluş budur...
Bekir Sadak : Inanmis erkek ve kadinlari, defterleri sagdan verilmis ve isiklari onlerinde olarak giderken gordugun gun onlara soyle denecektir: «Mujde; bugun iclerinden irmaklar akan, icinde temelli kalacaginiz cennetler sizindir.» Iste bu buyuk kurtulustur.
Celal Yıldırım : O gün mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarcasına seyrederken görürsün. Bugün size müjde ; altlarından ırmaklar akan, içinde devamlı kalıcıları olacağınız Cennetler vardır. İşte bu, büyük bir kurtuluştur !
Diyanet İşleri : Mü’min erkeklerle mü’min kadınların nurlarının, önlerinde ve sağlarında koştuğunu göreceğin gün kendilerine şöyle denir: “Bugün size müjdelenen şey içlerinden ırmaklar akan, ebedî olarak kalacağınız cennetlerdir.” İşte bu büyük başarıdır.
Diyanet İşleri (eski) : İnanmış erkek ve kadınları, defterleri sağdan verilmiş ve ışıkları önlerinde olarak giderken gördüğün gün onlara şöyle denecektir: 'Müjde; bugün içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacağınız cennetler sizindir.' İşte bu büyük kurtuluştur.
Diyanet Vakfi : Mümin erkeklerle mümin kadınları, önlerinden ve sağlarından, (amellerinin) nurları aydınlatıp giderken gördüğün günde, (onlara): Bugün müjdeniz, zemininden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacağınız cennetlerdir, denilir. İşte büyük kurtuluş budur.
Edip Yüksel : İnanan erkeklerin ve kadınların ışıklarının önlerinden ve sağ yanlarından yayıldığını gördüğün gün, 'Müjde, bugün, sürekli olarak kalacağınız altlarından ırmaklar akan cennetler var. Bu, en büyük zaferdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O gün inanan erkekleri ve inanan kadınları görürsün ki nurları, önlerinde ve sağlarında koşuyor. (Kendilerine): «Bugün müjdeniz altlarından ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacağınız cennetlerdir.» (denilir) İşte büyük kurtuluş budur!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O gün mümin erkeklerle, mümin kadınları önlerinden ve sağ taraflarından nurları koşarken göreceksin: «Bu gün müjdeniz altlarından ırmaklar akan cennetlerdir. İçlerinde ebedi olarak kalacaksınız.» (denir). İşte büyük kurtuluş budur!
Elmalılı Hamdi Yazır : O gün ki göreceksin o mü'minleri ve mü'mineleri, önlerinde ve sağlarında nûrları koşuyor, müjde size diye bu gün o Cennetler ki altlarından ırmaklar akıyor, içlerinde muhalled kalacaksınız, işte fevz-i azîm odur.
Fizilal-il Kuran : O gün erkek kadın bütün müminlerden çıkan nurun önleri ve sağ yanları yönünde ilerlediğini görürsün. Onlara «Müjdeler olsun ki, altlarından ırmaklar akan ve içlerinde sürekli kalacağınız cennetler sizi bekliyor. İşte büyük başarı budur!» denir.
Gültekin Onan : O gün, inançlı (erkek)ler ile inançlı (kadın)ları nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar (olduğunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir." İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur.
Hakkı Yılmaz : O gün, inanan erkekleri ve inanan kadınları, ellerinin arasında ve sağlarında ışıkları olduğu hâlde koşar göreceksin. –Bugün müjdeniz, altlarından ırmaklar akan, içlerinde sonsuza dek kalacağınız cennetlerdir. İşte bu, çok büyük kurtuluşun ta kendisidir!–
Hasan Basri Çantay : O günde ki erkek mü'minlerle kadın mü'minleri — nuurları önlerinden ve sağlarından koşar bir halde görürsün. (Melekler onlara) «Bugün sizin müjdeniz, içlerinde ebedî kalacağınız, altlarından ırmaklar akan cennetlerdir» (diyeceklerdir). İşte bu, büyük muraada ermenin ta kendisidir.
Hayrat Neşriyat : O gün (kıyâmet günü) mü’min erkeklerle mü’min kadınları görürsün ki, nûrları önlerinde ve sağlarında koşuyor. (Onlara denilir ki:) 'Bugün sizin müjdeniz, altlarından ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalıcı kimseler olduğunuz Cennetlerdir!' İşte en büyük kurtuluş budur!
İbni Kesir : O gün; mü'min erkeklerle mü'min kadınların nurları önlerinden ve sağlarından koşarken görürsün. Müjde, bugün altlarından ırmaklar akan ve içinde ebediyyen kalacağınız cennetler sizindir, denilir. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir.
İskender Evrenosoğlu : O gün, mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. Bugün sizin müjdeniz, orada ebediyyen kalacağınız, altından nehirler akan cennetlerdir. İşte o, fevzül azîmdir (en büyük kurtuluştur).
Muhammed Esed : Bütün mümin erkekleri ve mümin kadınları önlerinde ve sağ taraflarında hızla yayılan ışık dalgalarıyla göreceğin Gün, (o Gün onlar şu hitapla karşılanacaklar:) "Bugün size bir müjde (var); içinden ırmaklar akan, mesken edineceğiniz bahçeler! Bu, en büyük mazhariyettir!"
Ömer Nasuhi Bilmen : O gün mü'minleri, ve mü'mineleri göreceksin ki, nûrları önlerinde ve sağ taraflarından koşar. (Onlara denilecektir ki:) Bugün sizin müjdeniz cennetlerdir ki, onların altlarından ırmaklar cereyan eder, içlerinde ebedîyyen kalıcılarsınız, işte bu, en büyük bir necâttır.
Ömer Öngüt : O günde erkek müminlerle kadın müminleri önlerinden ve sağlarından nûrlarını koşarken görürsün. Onlara: "Müjde! Bugün altlarından ırmaklar akan ve içinde ebediyen kalacağınız cennetler sizindir. İşte büyük kurtuluş budur!" denilir.
Şaban Piriş : O gün, mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların nurlarının önlerinden ve sağlarından koştuğunu görürsün. -Müjde, bugün, alt tarafından ırmaklar akan ve içinde daimi kalacağınız cennetler sizindir. İşte O, en büyük kurtuluştur.
Suat Yıldırım : Gün gelir, mümin erkekleri ve mümin kadınları, önlerinde ve sağ taraflarındaki nurlarıyla, koşarcasına cennete doğru ilerlediklerini görürsün. Kendilerine: "Bugün size müjdeler olsun! Buyurun, içinden ırmaklar akan cennetlere, ebedî kalmak üzere girin!" denilir. İşte en büyük başarı ve mutluluk budur.
Süleyman Ateş : O gün inanan erkekleri ve inanan kadınları; ışıkları, önlerinde ve sağlarında koşar durumda görürsün. (Kendilerine): "Bugün müjdeniz, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacağınız cennetlerdir." (denilir). İşte büyük başarı budur!
Tefhim-ul Kuran : O gün, mü'min erkekler ile mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşar iken görürsünüz. «Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar olarak altından ırmaklar akan Cennetlerdir.» İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur.
Ümit Şimşek : O gün mü'min erkekleri ve mü'min kadınları görürsün ki, nurları önlerinde ve sağlarında koşmaktadır. Bugün sizin müjdeniz, altlarından ırmaklar akan Cennetlerdir; ebediyen orada kalacaksınız. İşte bu pek büyük bir kazanç ve kurtuluştur.
Yaşar Nuri Öztürk : Gün olur, mümin erkeklerle mümin kadınları, ışıkları önlerinde ve sağ yanlarında koşar görürsün. Şöyle denilir: "Bugün size, altlarından ırmaklar akan cennetler müjdeleniyor. Sürekli kalıcısınız içlerinde." İşte büyük başarının ta kendisidir bu.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}