» 63 / Münâfikûn  8:

Kuran Sırası: 63
İniş Sırası: 104
Munafikun Suresi = Münafiklar/Ikiyüzlüler Suresi
münafiklardan bahsettigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

63:8 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
diyorlar ki | andolsun eğer | dönersek | | Medine'ye | mutlaka çıkaracaktır | üstün olan | oradan | alçak olanı | Allah'a mahsustur | üstünlük | ve Elçisine | ve ve mü'minlere | fakat | münafıklar | | bilmezler |

YGWLWN LÙN RCANÆ ÎL ÆLMD̃YNT LYḢRCN ÆLǼAZ MNHÆ ÆLǼZ̃L WLLH ÆLAZT WLRSWLH WLLMÙMNYN WLKN ÆLMNÆFGYN YALMWN
yeḳūlūne lein raceǎ'nā ilā l-medīneti leyuḣricenne l-eǎzzu minhā l-eƶelle velillahi l-ǐzzetu velirasūlihi velilmu'minīne velākinne l-munāfiḳīne yeǎ'lemūne

يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَٰكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. YGWLWN = yeḳūlūne : diyorlar ki
2. LÙN = lein : andolsun eğer
3. RCANÆ = raceǎ'nā : dönersek
4. ÎL = ilā :
5. ÆLMD̃YNT = l-medīneti : Medine'ye
6. LYḢRCN = leyuḣricenne : mutlaka çıkaracaktır
7. ÆLǼAZ = l-eǎzzu : üstün olan
8. MNHÆ = minhā : oradan
9. ÆLǼZ̃L = l-eƶelle : alçak olanı
10. WLLH = velillahi : Allah'a mahsustur
11. ÆLAZT = l-ǐzzetu : üstünlük
12. WLRSWLH = velirasūlihi : ve Elçisine
13. WLLMÙMNYN = velilmu'minīne : ve ve mü'minlere
14. WLKN = velākinne : fakat
15. ÆLMNÆFGYN = l-munāfiḳīne : münafıklar
16. LÆ = lā :
17. YALMWN = yeǎ'lemūne : bilmezler
diyorlar ki | andolsun eğer | dönersek | | Medine'ye | mutlaka çıkaracaktır | üstün olan | oradan | alçak olanı | Allah'a mahsustur | üstünlük | ve Elçisine | ve ve mü'minlere | fakat | münafıklar | | bilmezler |

[GWL] [] [RCA] [] [MD̃N] [ḢRC] [AZZ] [] [Z̃LL] [] [AZZ] [RSL] [ÆMN] [] [NFG] [] [ALM]
YGWLWN LÙN RCANÆ ÎL ÆLMD̃YNT LYḢRCN ÆLǼAZ MNHÆ ÆLǼZ̃L WLLH ÆLAZT WLRSWLH WLLMÙMNYN WLKN ÆLMNÆFGYN YALMWN

yeḳūlūne lein raceǎ'nā ilā l-medīneti leyuḣricenne l-eǎzzu minhā l-eƶelle velillahi l-ǐzzetu velirasūlihi velilmu'minīne velākinne l-munāfiḳīne yeǎ'lemūne
يقولون لئن رجعنا إلى المدينة ليخرجن الأعز منها الأذل ولله العزة ولرسوله وللمؤمنين ولكن المنافقين لا يعلمون

[ق و ل] [] [ر ج ع] [] [م د ن] [خ ر ج] [ع ز ز] [] [ذ ل ل] [] [ع ز ز] [ر س ل] [ا م ن] [] [ن ف ق] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يقولون ق و ل | GWL YGWLWN yeḳūlūne diyorlar ki They say,
لئن | LÙN lein andolsun eğer """If"
رجعنا ر ج ع | RCA RCANÆ raceǎ'nā dönersek we return
إلى | ÎL ilā to
المدينة م د ن | MD̃N ÆLMD̃YNT l-medīneti Medine'ye Al-Madinah,
ليخرجن خ ر ج | ḢRC LYḢRCN leyuḣricenne mutlaka çıkaracaktır surely, will expel
الأعز ع ز ز | AZZ ÆLǼAZ l-eǎzzu üstün olan the more honorable
منها | MNHÆ minhā oradan from it
الأذل ذ ل ل | Z̃LL ÆLǼZ̃L l-eƶelle alçak olanı "the more humble."""
ولله | WLLH velillahi Allah'a mahsustur But for Allah
العزة ع ز ز | AZZ ÆLAZT l-ǐzzetu üstünlük (is) the honor
ولرسوله ر س ل | RSL WLRSWLH velirasūlihi ve Elçisine and for His Messenger
وللمؤمنين ا م ن | ÆMN WLLMÙMNYN velilmu'minīne ve ve mü'minlere and for the believers,
ولكن | WLKN velākinne fakat but
المنافقين ن ف ق | NFG ÆLMNÆFGYN l-munāfiḳīne münafıklar the hypocrites
لا | (do) not
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilmezler know.
diyorlar ki | andolsun eğer | dönersek | | Medine'ye | mutlaka çıkaracaktır | üstün olan | oradan | alçak olanı | Allah'a mahsustur | üstünlük | ve Elçisine | ve ve mü'minlere | fakat | münafıklar | | bilmezler |

[GWL] [] [RCA] [] [MD̃N] [ḢRC] [AZZ] [] [Z̃LL] [] [AZZ] [RSL] [ÆMN] [] [NFG] [] [ALM]
YGWLWN LÙN RCANÆ ÎL ÆLMD̃YNT LYḢRCN ÆLǼAZ MNHÆ ÆLǼZ̃L WLLH ÆLAZT WLRSWLH WLLMÙMNYN WLKN ÆLMNÆFGYN YALMWN

yeḳūlūne lein raceǎ'nā ilā l-medīneti leyuḣricenne l-eǎzzu minhā l-eƶelle velillahi l-ǐzzetu velirasūlihi velilmu'minīne velākinne l-munāfiḳīne yeǎ'lemūne
يقولون لئن رجعنا إلى المدينة ليخرجن الأعز منها الأذل ولله العزة ولرسوله وللمؤمنين ولكن المنافقين لا يعلمون

[ق و ل] [] [ر ج ع] [] [م د ن] [خ ر ج] [ع ز ز] [] [ذ ل ل] [] [ع ز ز] [ر س ل] [ا م ن] [] [ن ف ق] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يقولون ق و ل | GWL YGWLWN yeḳūlūne diyorlar ki They say,
Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun,
10,100,6,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لئن | LÙN lein andolsun eğer """If"
Lam,,Nun,
30,,50,
EMPH – emphatic prefix lām
COND – conditional particle
اللام لام التوكيد
حرف شرط
رجعنا ر ج ع | RCA RCANÆ raceǎ'nā dönersek we return
Re,Cim,Ayn,Nun,Elif,
200,3,70,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
المدينة م د ن | MD̃N ÆLMD̃YNT l-medīneti Medine'ye Al-Madinah,
Elif,Lam,Mim,Dal,Ye,Nun,Te merbuta,
1,30,40,4,10,50,400,
"PN – genitive feminine singular proper noun → Medinah"
اسم علم مجرور
ليخرجن خ ر ج | ḢRC LYḢRCN leyuḣricenne mutlaka çıkaracaktır surely, will expel
Lam,Ye,Hı,Re,Cim,Nun,
30,10,600,200,3,50,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
الأعز ع ز ز | AZZ ÆLǼAZ l-eǎzzu üstün olan the more honorable
Elif,Lam,,Ayn,Ze,
1,30,,70,7,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
منها | MNHÆ minhā oradan from it
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
الأذل ذ ل ل | Z̃LL ÆLǼZ̃L l-eƶelle alçak olanı "the more humble."""
Elif,Lam,,Zel,Lam,
1,30,,700,30,
N – accusative masculine singular noun
اسم منصوب
ولله | WLLH velillahi Allah'a mahsustur But for Allah
Vav,Lam,Lam,He,
6,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Allah"
الواو استئنافية
جار ومجرور
العزة ع ز ز | AZZ ÆLAZT l-ǐzzetu üstünlük (is) the honor
Elif,Lam,Ayn,Ze,Te merbuta,
1,30,70,7,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
ولرسوله ر س ل | RSL WLRSWLH velirasūlihi ve Elçisine and for His Messenger
Vav,Lam,Re,Sin,Vav,Lam,He,
6,30,200,60,6,30,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وللمؤمنين ا م ن | ÆMN WLLMÙMNYN velilmu'minīne ve ve mü'minlere and for the believers,
Vav,Lam,Lam,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
6,30,30,40,,40,50,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
الواو عاطفة
جار ومجرور
ولكن | WLKN velākinne fakat but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
الواو استئنافية
حرف نصب من اخوات «ان»
المنافقين ن ف ق | NFG ÆLMNÆFGYN l-munāfiḳīne münafıklar the hypocrites
Elif,Lam,Mim,Nun,Elif,Fe,Gaf,Ye,Nun,
1,30,40,50,1,80,100,10,50,
N – accusative masculine plural (form III) active participle
اسم منصوب
لا | (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilmezler know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [63:4-11] Paranoyak Karakter

Abdulbaki Gölpınarlı : Derler ki: Medîne'ye dönünce andolsun ki üstün olan, elbette aşağılık kişiyi çıkarır oradan ve Allah'ındır üstünlük ve Peygamberinin ve inananların ve fakat münâfıklar, bilmezler.
Adem Uğur : Onlar: Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.
Ahmed Hulusi : (O ikiyüzlü) dedi ki: "Andolsun ki eğer Medine'ye geri dönersek, en Aziyz olan, en zelil olanı oradan mutlaka çıkaracaktır!" Oysa izzet Allâh'ındır, Rasûlünündür ve iman edenlerindir. Ne var ki ikiyüzlüler bilemezler!
Ahmet Tekin : 'Andolsun, eğer Medine’ye dönersek, kuvvetli ve haysiyetli olan, oradan, zavallı alçağı mutlaka çıkaracaktır.' diyorlardı. Halbuki güç, kuvvet, kudret, hükümranlık, Allah’ın, Rasulünün, şuurlu ve kâmil mü’minlerindir. Fakat müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklar bunu bilmiyorlar.
Ahmet Varol : Diyorlar ki: 'Andolsun ki, eğer Medine'ye dönersek en yüce olan en aşağı olanı oradan çıkaracaktır.' Oysa yücelik Allah'a, Peygamber'ine ve mü'minlere aittir. Ama münâfıklar bilmezler.
Ali Bulaç : Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resûlü'nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Diyorlar ki, “(eğer bu savaştan) Medîne’ye bir dönersek kuvvet ve şerefi çok olan (bizler), zayıf ve düşük olanı (müminler topluluğunu) oradan çıkaracaktır. Halbuki kuvvet ve üstünlük Allah’ın, Rasûlünün ve müminlerindir; fakat münafıklar bilmezler.
Bekir Sadak : «Eger bu savasdan Medine'ye donersek, serefli kimseler alcaklari and olsun ki, oradan cikaracaktir» diyorlardi. Oysa, seref Allah'in, peygamberinin ve inananlarindir, ama ikiyuzluler bu gercegi bilmezler. *
Celal Yıldırım : Derler ki: «Eğer Medine'ye dönersek and olsun ki, üstün ve şerefli olanlar, aşağılık alçakları oradan çıkaracaktır.» (Oysa) üstünlük ve şeref Allah'a, Peygamberine ve mü'minlere aittir. Ne var ki münafıklar (bunu) bilmezler.
Diyanet İşleri : Onlar, “Andolsun, eğer Medine’ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır” diyorlardı. Hâlbuki asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberinin ve mü’minlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler.
Diyanet İşleri (eski) : 'Eğer bu savaşdan Medine'ye dönersek, şerefli kimseler alçakları and olsun ki, oradan çıkaracaktır' diyorlardı. Oysa, şeref Allah'ın, Peygamberinin ve inananlarındır, ama ikiyüzlüler bu gerçeği bilmezler.
Diyanet Vakfi : Onlar: Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.
Edip Yüksel : 'Kente dönersek, üstün olanlar alçakları çıkaracaktır,' diyorlar. Oysa üstünlük ALLAH'a, elçisine ve inananlara aittir. Ne var ki ikiyüzlüler bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Diyorlar ki: «Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır.» Üstünlük, ancak Allah'a, O'nun elçisine ve müminlere mahsustur. Fakat münafıklar bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Diyorlar ki: «Eğer Medine'ye dönersek, herhalde en güçlü, en şerefli olan en zayıf olan alçağı oradan çıkaracaktır.» Oysa güç, haysiyet Allah'ın, Resulünün ve müminlerindir, fakat münafıklar bilmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Diyorlar ki: eğer Medîneye dönersek herhalde eazz olan oradan ezell olanı çıkaracaktır, halbuki izzet, Allahın ve Resulünün ve mü'minlerindir ve lâkin Münafıklar bilmezler.
Fizilal-il Kuran : Diyorlar ki: «Andolsun, eğer Medine'ye dönersek şerefli olan, alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır.» Şeref ancak Allah'ın, O'nun Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.
Gültekin Onan : Derler ki: "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır. Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Tanrı'nın, O'nun Resulü'nün ve inançlılarındır. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
Hakkı Yılmaz : Diyorlar ki: “Andolsun, Medîne'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır.” Oysa güç, onur ve üstünlük Allah'ın, O'nun Elçisi'nin ve mü’minlerindir. Ancak münâfıklar bilmiyorlar.
Hasan Basri Çantay : Onlar «Eğer Medîneye dönersek, andolsun, en şerefli ve kuvvetli olan (ımız) oradan en hakıyr (ve zaîf) olanı muhakkak çıkaracakdır» diyorlardı. Halbuki şeref, kuvvet ve gaalibiyyet Allahındır, peyğamberinindir, müminlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler.
Hayrat Neşriyat : (O münâfıklar) diyorlar ki: 'Yemîn olsun eğer Medîne’ye dönersek, en azîz olan, en zelîl olanı muhakkak oradan çıkaracaktır!' Hâlbuki izzet (şeref ve üstünlük) Allah’ındır! Hem peygamberinin ve mü’minlerindir! Fakat münâfıklar bilmezler.
İbni Kesir : Onlar; şayet Medine'ye dönersen, andolsun ki; şerefli ve kuvvetli olanlar, zayıf olanları oradan muhakkak çıkaracaktır, diyorlardı. Oysa izzet Allah' ın, Peygamberinin ve mü'minlerindir. Fakat münafıklar, bunu bilmezler.
İskender Evrenosoğlu : “Eğer biz şehre dönersek, mutlaka daha azîz (güçlü) olan, daha zelil (güçsüz, zayıf) olanı, oradan (şehirden) çıkarır.” diyorlar. İzzet Allah'ın ve O'nun Resûl'ünün ve mü'minlerindir. Ve lâkin münafıklar bilmiyorlar.
Muhammed Esed : (Ve) onlar: "Kente döndüğümüzde şan şeref sahibi olan (biz)ler, zavallı biçareleri oradan sürüp atacaktır!" derler. Ama asıl şeref, Allah'a, O'nun Elçisi'ne ve inananlara aittir ama ikiyüzlüler bunun farkında değiller.
Ömer Nasuhi Bilmen : Derler ki: «Eğer Medine'ye döner gider isek elbette azîz olanlar, zelil olanları oradan çıkaracaklardır.» Halbuki izzet Allah'a mahsustur ve Peygamberi ile mü'minlere mahsustur. Fakat o münafıklar bilmezler.
Ömer Öngüt : Derler ki: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek en üstün olan en zelil olanı oradan mutlaka çıkaracaktır. " İzzet Allah'ındır, Allah'ın Peygamber'inindir ve bütün müminlerindir. Fakat münafıklar bilmezler.
Şaban Piriş : -Medine’ye dönersek, güçlü olan, zayıf olanı oradan çıkaracaktır, diyorlar. Oysa güç Allah’a, Resulü’ne ve müminlere aittir. Fakat münafıklar bilmezler.
Suat Yıldırım : Hem derler ki: "Medineye bir dönelim; göreceksiniz aziz olan, zelil olanı oradan dışarı atacaktır." Heyhat! İzzet, Allah’ın, Resulünün ve müminlerindir. Ne var ki münafıklar bunu bilmezler.
Süleyman Ateş : Diyorlar ki: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek üstün olan, alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır." Üstünlük, ancak Allâh'a, Elçisine ve mü'minlere mahsustur. Fakat münâfıklar bilmezler.
Tefhim-ul Kuran : Derler ki: «Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır.» Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resulü'nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
Ümit Şimşek : 'Medine'ye dönersek, üstün ve şerefli olanlar, aşağılık kimseleri oradan çıkaracak' diyorlar. Oysa üstünlük ve şeref tümüyle Allah'a, Resulüne ve mü'minlere aittir; lâkin o münafıklar bunu bilmiyor.
Yaşar Nuri Öztürk : Şöyle derler: "Eğer Medine'ye dönersek, yemin olsun ki, itibarlı ve baskın olan, ezik ve zayıf olanı oradan çıkaracaktır!" Güç ve itibar Allah'a, onun resulüne ve iman sahiplerine özgüdür. Ama münafıklar bunu bilmezler.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}